Çanakkale’yi geçemezlerdi
Bundan yüz on yıl önceydi. Dünyanın görüp göreceği en rezil istilaydı. Önce denizden sonra karadan yürüdüler Çanakkale’ye…Çanakkale’yi geçemezlerdi, geçemediler.
Toplama donanma neye uğradığını şaşırdı. Sömürge askerleri ve onları ileri sürenler ömürleri boyunca unutamayacakları bir ders aldılar.
Rahmetli Mehmet Akif, “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiirinde şöyle diyordu;
“Eski Dünya, yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer, / Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer. / Yedi iklimi cihanın duruyor karşında, / Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! /
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk: / Sade bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. / Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ.../ Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!”
Kimler mi vardı, bu kanlı işgale kalkışanlar arasında; "İngilizler, Fransızlar, Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar, Hintliler, Sihler, Pahtanler, Jatlar, Gurkhalar, Bahiciler, Madrassiler, Ravalpindiler, Nepaller, Yahudiler, İskoçlar, İrlandalılar, Galliler, İspanyollar, İsviçreliler, İsveçliler, Finliler, Danlar, Lehler, Rumlar, Ermeniler, Senegalliler ve Zouaveler."
Çanakkale neden önemlidir bilir misiniz?
Anadolu'nun her şehrinden, her ilçesinden, her kasabasından, her köyünden ve her haneden en az bir kişi Çanakkale'den geri dönemedi, evine, yurduna, köyüne ve sevdiklerine.
*****
Anadolu işgalini Çanakkale ruhu durdurdu. Cumhuriyeti kuran ruh da Çanakkale ruhuydu.
Çanakkale de sergilenen duruş, gösterilen mukavemet yeni bir dirilişin işaret fişeğiydi. Çanakkale’den sağ dönenler, anlattılar Çanakkale’yi, Mustafa Kemalin askerleri olarak anlattılar Çanakkale’yi. 57. Tümeni anlattılar. Şehit arkadaşlarını, onların son nefeslerini verişlerini anlattılar.
Çanakkale ile ayağa kalktılar, toparlandılar, tek bir yürek oldular. Çanakkale aşkına yürüdüler geldiler.
Çanakkale’de bir Yahya Çavuş vardı…
Çanakkale’de bir Seyit Ali Onbaşı vardı…
Çanakkale’de bir Mustafa Kemal vardı…
Ne deniz savaşlarında yenildiler ne kara savaşlarında…
O günün dünyasının Yenilmez Armadası, yüzen ejderhalarıyla girdi Çanakkale boğazına…
Türk topçusu isabet yüzdesi dehşet olan atışlarıyla armadayı durdurdu Çanakkale boğazında, üç büyük gemi battı, yara almayan tek bir gemi kalmadı, akşama doğru, ışıklarını söndürüp, boğazdan çekildi o anlı-şanlı armada.
O armadanın böyle bir bozguna uğrayacağını kimse tahmin etmemişti.
Kara savaşlarında, Yahya Çavuş, sadece 63 kişiyle, üç bin kişiyi durdurdu.
Siperden başını çıkaran, keskin nişancı olan Türk askerinden kurtulamıyordu. Buna, Generallerde dahildi.
Çanakkale’yi tutan ve savunan ruhu, göremedi anlayamadı sömürgeciler.
*****
Batı da Çanakkale’yi, Orta Doğu da Kut-ül Ammareyi yaşayanlar, Anadolu’yu işgal etmenin ne kadar yanlış olduğunu gördüklerinde, iş işten geçmişti.
Çanakkale’nin gazileri, Kut zaferinin gazileri, Sarıkamış’ın gazileri, Galiçya’nın gazileri, Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısıyla, silkindiler, üzerlerindeki yorgun savaşçı toprağını attılar, tüfeğini tabancasını kapan, Sivas’a koştu, Erzurum’a koştu, Ankara’ya koştu. Ardından da işgalcilere karşı ölümüne vatan toprağını savundu.
Arkalarında dağ gibi bir Mustafa Kemal Paşa vardı.
İstanbul Sultanahmet Meydanında kürsüde Halide Edip Hanım vardı. İstanbul ayağa kalktı, Anadolu ayağa kalktı.
Antep de Karayılan oldular, Antepli Şahin oldular. Maraş’sa Sütçü İmam oldular. Ayvalık da Yarbay Ali Çetinkaya oldular, Demirci Mehmet Efe oldular, Yörük Ali Efe oldular, Ege de Celal Bayar gibi Galip Hoca oldular, Kuvayı Milliye ile Yunanla vuruştular, Konya’da Sivaslı Ali Kemali oldular, Alaeddin tepesinde Anadolu’nun en büyük İzmir işgalini protesto mitingini yaptılar.
Bütün bu direnişin adı Çanakkale’ydi. Çanakkale geçilmediği içindir ki, Anadolu’yu işgal edenler, geldikleri gibi gittiler.
Son yıllarını yaşıyordu Osmanlı. Benim size ölüm bile yeter dedi, Çanakkale’de. Osmanlıyı yıktık diye sevinen sömürgeciler, yeni bir Türk devletinin filizlendiğini göremediler. O sömürgeciler ki, bir araya geldiklerinde dünyanın en büyük gücü demektiler.
Çanakkale bir olmak demekti. Birlik olmak demekti, vatan toprağını geçilmez yapmak demekti. Türk milletinin vatanı mevzubahis olduğunda neleri göze alabileceğini İngiliz Başbakanı Churchill bile kestirememişti.
*****
Sevr sonrası işgal edilen Anadolu üzerine kimler hayal kurmadı ki…En büyük hayali Yunanlılar kurmuştu. Yunan Kralı Konstantin, kendini son Doğu Roma İmparatoru 11. Konstantin’in varisi görerek, 12. Konstantin unvanını almış, Başbakanı Venizelos’la birlikte İzmir’e çıkmıştı. Hayal kuranlar arsında, İtalyanlar, Fransızlar, İngilizler, Ermeniler, Ruslar ve Amerikalılarda vardı.
İşgalciler Anadolu’da kaç yeni devlet kurabileceklerini hayal ederlerken, hiç beklemedikleri bir karşı koyma ile yüz yüze geleceklerine ihtimal vermemişlerdi.
Onlara göre, Osmanlının enkazı üzerinde, yeni sömürgelerden başka bir şey olmazdı.
Çanakkale de başarılı olamayanlar bir oldu bitti ile, Yunanlılara destek vererek 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkıp, İş Egede, ilerlemeye başladılar.
Çanakkale geçilememişti…Anadolu’da geçilemedi…Şehirler, ilçeler, kasabalar ve köyler direndi, kendini savundu. İşgale ve zulme uğradılar, mücadeleden ve karşı koymaktan asla geri durmadılar.
Türk Milletinin mağlup edilemeyeceğini Fransız İmparatoru Napolyon Bonaparte 1800’lü yılların başında görmüş “Türkler öldürülebilirler, lâkin mağlûp edilemezler.” demişti.
Ondan yüz yıl sonra, Osmanlının son döneminde Çanakkale’yi denizden ve karadan abluka altına almaya kalkan yedi düvel, Avrupa’nın savaş dâhilerinden biri olarak kabul edilen Napolyon’un sözlerini ve görüşlerini dikkate dahi almamış, bunun faturasını ağır bir şekilde ödemişti.
*****
Çanakkale’yi geçilmez yapanlar, bazı tarihçilere göre dokuz, bazı tarihçilere göre on üç cephede birden savaşıyorlardı. Ve çarpıştıkları cephelerde yenilgi yüzü görmemişlerdi.
Son yüz yılın en sert karşı koyma hareketiyle karşılaştı İngilizler, Fransızlar, Ruslar ve Yunanlılar. Kendilerine göre Anadolu’nun her tarafını paylaşmışlar, İstanbul’u mahalle mahalle bölüşmüşlerdi.
Yunanlılar, İzmir başta olmak üzere, Manisa, Aydın, Balıkesir, Uşak, Kütahya, Afyon, Balıkesir ve Bursa’yı işgal etmişlerdi. Fransızlar, Antep, Urfa, Maraş ve Adana’yı İşgal ettiler. Antalya ve Akşehir’de İtalyanların garnizonları vardı.
Mustafa Kemal’in süvarileri ve askerleri, her köyü, her kasabayı, her ilçeyi, her vilayeti, işgalcilerin elinden kurtarmakla kalmadı, En büyük mezalimi ve zulmü uygulayan, geri çekilirken her yeri yakan, günahsız insanları öldüren Yunanlıları 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize döktü.
Çanakkale zaferinin 110. yılı kutlu, Aziz şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.