Bilindiği üzere 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren eğitim hayatımızda önemli bir yeri olan dershaneler kapanıyor. Dershaneler sınavlara öğrenci hazırlama ve okula destek sağlama konusunda yıllardır önemli işlere imza atmış kurumlardı. Hem öğrencilere sınavlara yönelik pratik çözümler sunan hem de okula destek olan bu kurumlar sosyal eşitliği bozduğu gerekçesiyle hükümetimiz tarafından hedef alınmış ve bu kurumların kapatılması kararlaştırılmıştır.

Kurumların kapatılması bu kurumlarda çalışan pek çok insanı mağdur pozisyonuna düşürdüğü gibi velilerde de geleceğe yönelik kaygılar oluşturdu. Her ne kadar sosyal eşitliği bozduğu iddia edilse de bu kurumlar aslında özel okullar ya da eğitim açısından önde okullar ile devlet okulları ve eğitim açısından zayıf okullar arasında önemli bir denge unsuruydu. Ancak artık bu kurumlar kapanıyor. Peki, bu denge kimler tarafından sağlanacak?

Dershanelerin kapanması sürecinde bazı dershaneler “Temel Lise” bazıları ise “Özel Okul” olarak dönüşüme başladılar. Dönüşmeyen kurum çalışanları maalesef işsizlikle yüz yüze kalacak. Bu da eğitim de olduğu gibi sosyal alanda da yeni sorunların çıkmasına neden olacak.

Panik halindeki bilinçli velilere çocuklarının eğitimi için yol gösterici olan temel liseler de yasa gereği dört yıl içinde özel okula dönüşmek zorunda. Yani gelecekte dershanelerin yerini “özel okullar” alacak. Bu kurumlar müfredat çerçevesinde eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam ederken öğrencileri sınavlara hazırlama konusunda da etkin bir rol oynayacak. Bu durum dershaneleri kapatılan öğretmenler için bir avantaj. Çünkü özel okullar öğrencileri sınava hazırlama sorumluluğunu da yüklendikleri için bu alanda tecrübeli öğretmenleri kadrolarına alacaklar.

Her ne kadar dershanelerin kapatılması olumsuz bir durum olsa da bu olumsuz durumun iyi yanı ise dershanecilik adı altında emektar öğretmenlerin sömürmelerinin de önüne geçilmesidir. Dershanelerde on ay maaş alıp, iki ay maaş verilmeyen, sosyal hakları tanınmayan bazı öğretmen arkadaşlarımız özel okullarda on iki ay maaş alacak ve sosyal haklardan tam olarak yararlanma imkânına kavuşacak. Bu durumda en az her dershane emektarı olmasa da bazılarının bu sömürü düzeninden kurtulma yolunu açacak.

Bu çerçevede Konya’nın genç ve dinamik eğitim kurumlarından biri olan Esentepe Kolejini ziyaret ettik. Ziyaretlerimizde kurumun bu durumun farkında olduğunu ve özellikle Anadolu Lisesi kısmında sınavlar konusunda deneyimli olan öğretmen arkadaşları kadrolarına aldığı ve hem maddi hem de sosyal açıdan öğretmenlerine tüm imkânlarını sağladığını gözlemledik.

Esentepe Koleji gibi işinin uzmanı, öğrenci ve öğretmenlerine özel değer veren kurumların sayısı arttıkça dershanelerin eksikliğinin kısa zamanda unutulacağını düşünmekteyiz. Tabi bu eşitsizliğin giderilmesinde özel okula gidecek maddi durumu olmayan ancak gelecek vaat eden öğrencilerin burslu olarak desteklenmesi de gerekli olan durumlardan bir tanesi. Yapmış olduğumuz sohbet sırasında kurum yöneticilerinden Nurettin OK’un, sene başında yapılan bursluluk sınavları ile gelecek vaat eden evlatlarımıza ücretsiz eğitim desteği verdiklerini söylemeleri bizi ayrıca mutlu etti. Eğer sizlerde evladının geleceği hakkında endişelenen velilerdenseniz Esentepe Koleji’ni ziyaret etmenizi ve ilk, orta, lise bölümleri hakkında bilgi almanızı öneririz.

Unutmayın gelecek fedakârlık ister, sizlerde evlatlarınız için fedakârlıkta bulunma gayreti olan veliler olarak onların eğitim ve öğretimlerini Esentepe Koleji gibi deneyimli kurumlara emanet ederek evlatlarınızın geleceğe sağlam adımlarla ilerlemesini sağlaya bilirsiniz.

Selam ve saygı ile…