FETÖ'DE HELVANIN YANMAMASI İÇİN
Şu hain FETÖ/PDY darbe girişiminin travmasını daha çok yaşayacak gibiyiz. Hangi akl-ı selim iki insan yan yana gelse vallahi iki konudan biri bu FETÖ...
Gazeteleri açıyorsunuz yine FETÖ
İnternete giriyorsunuz her yerde FETÖ.
Özür dilerim ama içimize girdi gibi.
Bu işten süratle ve net bir şekilde kurtulmalıyız.
Usta kasabın eti kemikten sıyırıp atması gibi atmalıyız.
Dedikodular, duyumlar, altına imza atılmadan yapılan iddialar kafa bulandırmaya devam ediyor.
Biz bize gelip çok iddialı bir şekilde bir şeyler anlatanlara diyoruz ki “Abi bunu niye bizim yazmamızı istiyorsun? Gel polise birlikte gidelim. İki satır söyle altına da imzanı at. Haa polisten korkuyor musun gel savcılığa gidelim. Hem de seni ben götüreyim. Oralarda hiç bir sıkıntı olmayacak. Ağalar paşalar gibi el üstünde tutulup nazik ve kibarlığı göreceksin...”
Yooo hiç kimse risk almıyor.
Ama sen yaz.
Sen git söyle.
Durum böyle olunca da durum zaman içerisinde vahim bir durum alıyor.
Gören görmüştür, bilen bilmiştir ama biz yine de dün sabah bu konu gündeme geldiği için bugün sizlerle paylaşalım istedik.
Ahmet Taşgetiren 24 Ağustos'ta “FG ile akrabalığı var ama...” başlıklı bir yazı yazmıştı
İsterseniz ne demek istediğimizi Ahmet Hoca’dan alacağımız bazı alıntılar ile besleyelim.
“Başlıktaki ifade bir kişi için MİT’te açılan dosyada yer alıyor.
Cümle şöyle tamamlanıyor:
“FG ile akrabalığı var...... Ama belgelenemiyor.”
Hem akrabalığı olup hem de belgelenememesi nasıl bir şey ise...
Bu kişiyi 1987’den beri tanıyorum.
Üniversitede okuduğundan beri.
Halen bir bakanlıkta vekaleten müsteşar yardımcılığı yapıyor.
Bakanlıktaki FETÖ elemanlarını tespit komisyonunun da başında.
Hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile alakası olmadı, bunu adım gibi biliyorum.
Bir ara belediye başkanlığı yaptı.
AK Parti’den ve o dönemde bu yapının taleplerine olumlu cevap vermediği için çetin bir çatışma da yaşadı.
.................
O kişi ile ilgili bu MİT bilgisi nasıl gündeme geldi, derseniz, vekaleten müsteşar yardımcılığının asalete geçmesi lazım ve bunun için de güvenlik soruşturması gerekiyor. İşte o güvenlik soruşturması çerçevesinde MİT’teki o not gün yüzüne çıkıyor.
.........
O not güvenlik soruşturmasını etkileyecek olsa, söz konusu kişi ile ilgili bütün duyguları zehirlemeye yeter de artar bile.
.........
Bir soru şu: Böyle bir bilgi MİT’teki dosyaya nasıl girdi?
İkinci soru şu: Bu bilgi bu kadar saçma olduğuna göre, MİT’te açılan dosyalardaki diğer bilgiler ne kadar güvenliklidir?
Ve üçüncü soru: Şu anda “FETÖ’cü soruşturması”nda MİT dosyaları ne ölçüde değerlendirme aracı oluyor?
Başta dedim ki, bu müsteşar yardımcısı, aynı zamanda bakanlıktaki “FETÖ’den arındırma komisyonu”nu yönetiyor.
Söylediği şu: “Bu işte müthiş bir bilgi kirliliği yaşanıyor. Aynı kişi hakkında farklı kaynaklardan çok farklı bilgiler geliyor. “FETÖ’cüdür” bilgisine dayanarak kurumdan atsanız adamın hayatı kararacak, ama başka bir bilgi adamı tamamen temize çıkarıyor. Ne yapacaksınız?
Söz tasfiye çerçevesinde olan bitenden açılınca, her bakanlıkta esen fırtınalara ilişkin bilgi yağıyor.
Bir bakanlıktaki genel müdürden söz edildi bir ortamda, “FETÖ’cü” suçlaması ona da yöneltilmiş, oysa söz konusu kişi, gençliğinden bu yana İskenderpaşa muhitinde bulunmuş.
Bir bakanlıkta mesela, “28 Şubat döneminde başörtülü görevlilere yönelik tasfiye eylemini yürütenlerin, bu dönemde de başörtülü, İHL ve milli görüş kökenli üst düzey görevlileri tasfiye ettiği” bilgileri geliyor. Üstelik bunun “Cumhurbaşkanına yakınlık” görüntüsü içinde yapıldığı ifade ediliyor.
...............
“Güven sorunu” doğru, FETÖ yapılanması söz konusu olduğunda, en hayati problem niteliğinde. “Kime güveneceksiniz?”den herkese her türlü suçlama yöneltilebilir noktasına gelmek ve buradan da güvensizliğin daha da derinleşeceği bir alana savrulmak mümkün.
......................
Şimdi biz tekrar küçük dünyamıza dönüyoruz.
Biz Ahmet Hoca’nın yazdıklarını yazsak yarın soluğu nerede alacağımızı da biliyoruz. Zaten Ahmet Hoca gibi de demiyoruz.
Konya ne kadar büyük de desek sonuçta büyük hatta metropol şehirlerimizin yanında küçük bir Anadolu şehri.
Bizde kim kimin emmisi, dayısı, kim kimin gelini torunu yedi ceddi ortada.
Bu yüzden de bizim polisimiz mitimiz, istihbaratımız sektirmeden gidiyor.
FETÖ/PDY olayında soruşturmasında şehri yöneten üst akıl en başta da Sayın Vali Canpolat, kurunun yanında yaşın yanmaması için çok titizler.
Yeter ki siyasi irade burada belirleyici olmasın.
Bırakın da devlet devlet gibi çalışsın.
İnşallah burada bir sıkıntı yaşanmayacak ve 15 Temmuz'dan çok önce devletin birimlerinin istihbaratın çalışması bugün için nasıl Türkiye'de örnek ise yarın da işin en üst düzeyinde olacaktır.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Çıkacağım merdivene sabırı merdiven yaparım
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hazım Uluşahin İş Merkezi KONBELTAŞ Oto Parklarında ücretli park ettiğimiz aracın tam arkasına, saygısız sürücü otomobilinin dörtlülerini yakıp çekip gitmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.