“Her nefis ölümü tadacaktır”
Dost sohbetlerinde hep söylerim bu gazetecilik kadar garip ve tuhaf bir meslek yoktur. Hatta biz teşbihte hata olmasın sahne alan sanatçılar gibiyizdir. Arkada ağlasak da çıkıp konuşmak ya da gülmek zorundayız.
Dün sabah sahur sonrası emekli öğretmen olan kayınpederim Osman Durmuş’u kaybettik, Cenab-ı Allah’a olan inancımız ve “Külli nefsin zâikatü'l-mevt” (Her nefis ölümü tadacaktır) ayetinde söylendiği gibi hepimiz için kaçınılmaz bir sondur bu. Yeter ki Cenab-ı Allah’ım cümlemize hayırlı bir ömür ve hayırlı bir ölüm versin.
Bu konuda bir vatandaş olarak Büyükşehir’e bir teşekkür bir minnet duygumu paylaşmak isterim.
Hepimiz yakınlarımızı kaybediyoruz ve dini vecibelerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Son yıllarda aileden hiç bu kadar yakın birini kaybetmediğim için de defin işlemleri ile böyle bire bir ilgilenmemiştim.
Ölüm, dün sahur sonrası gerçekleşti, günlerden pazar ve de üstelik oruç idik.
Ancak Üçler Mezarlığındaki defin işlemlerinin yapılmasından Mezarlıklar Müdürlüğü bünyesindeki işlemlere kadar hatta hatta Büyükşehir cenaze aracının cenazeyi hastane morgundan alıp gusülhaneye kadar nakil işlemlerini yapmasına birebir eşlik edince hep aklıma eleştirdiğim hizmetler geldi.
O zamanlarda eleştirdiğimiz Büyükşehir yöneticilerine, hatta etse de etmese de hep faturayı kendisine kestiğimiz Tahir Başkan’dan Mezarlıklar Müdürlüğüne kadar tüm personele bu acıyı birebir yaşayan aile yakınları adına teşekkür ediyor ve minnet duygularımızı huzurlarınızda paylaşmak istiyorum.
Biz bu anları yaşarken belki daha gün doğmamıştı. Ama Mezarlıklar Müdürlüğünün personeli görev başında idi ve adeta durmak bilmeyen telefonlara tek tek cevap vermeye çalışıyorlardı. Öyle ki cenaze nakli sadece Konya merkez ile sınırlı olmuyor diğer illere bile araç isteniyordu.
Tekrar ifade ediyorum Mezarlık Müdürlüğü personeli kabirlerin kazılmasından nakil işlemlerine kadar her hizmeti çok büyük bir sakinlik ve tevazu içerisinde hep peki diyerek acılı ailelerin isteklerini yerine getirmeye çalışıyordu.
- kez daha yüksek sesle ifade ediyordum ki acılı insanlar ve ailelerinin kilitlendiği noktada Büyükşehir çok anlamlı bir hizmet veriyor benim gibi bu durumu birebir yaşamayan insanları şoka ediyor sonunda da dua alıyorlardı.
..........
Ağlasak da Almanya’dan Ankara’ya gelen taziyelere cevap vermeye çalışsak da işte bu satırları siz değerli okurlarımıza olan saygımızdan yazmaya çalışıyoruz.
Bugünü cumartesi günü yaşadığım ve etkilendiğim bir telefonla noktalayalım.
Cumartesi günü Marangozlar Sanayii’nde dostlarla Ramazan muhabbeti ederken eski Kültür Müdürümüz Mustafa Çıpan Bey arıyordu. Hemen o ortamdan dışarıya çıktım ve “alo” dedim. Mustafa Bey, Ramazan ayımızı tebrik ediyor ve hayırlı olması temennisinde bulunuyordu. Hem çok mutlu oldum hem de utandım.
Çünkü zaman zaman görevimiz gereği Kültür Müdürlüğünü eleştirdikçe Mustafa Bey o her zaman ki beyefendiliği içinde bize o konunun diğer cephesini açıklardı.
Hatta ölünceye kadar unutmayacağım bir olay için beni türbeye davet etmişti.
Hazreti Mevlana Türbesinde restore çalışması vardı. Türbe aylarca ziyarete kapanmıştı. Türbenin tabanına inilmişti. Yine bir Ramazan ayı idi. Mustafa Bey’in daveti üzerine türbeye gittim. Gece yarısından sahura kadar türbenin içinde çalışan işçilere Mustafa Bey’in izni ile refakat ettim. Bire bir çalıştım.
Çünkü üzdüğüm Mustafa Bey bizim de Hazreti Pir’in feyzinden nasiplenmemizi istemişti.
Ve bu ince ruhlu olgun insan Ramazan ayının birinci günü bu kez Ramazan ayımızı kutluyordu.
Demek ki sevilmediğimizi sandığımız öyle dostlarımız varmış ki bu insanların mübarek bir iş için gönüllerine giriyorduk.
- Çıpan Müdürüm bir kez daha hakkını helal et, Cenab-ı Allah’ım gönlüne göre versin inşallah.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sabrı zengin olanın kalbi de büyüktür, o hiç bir zaman aceleci olmaz, coşkunluk ve hırs içinde değildir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Şu mübarek ramazan gününde işlerimizi her zamankinden daha düzgün yapmaya gayret gösterdiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.