İBB’nin Şeb-i Arus Ayıbı!
Gözlüklerinin buharını silemeyenler görmemekte ısrar ediyor. Kendi dünyalarında eğleşip duruyor. Kafayı kaldırmayı akıl etmiyor.
Bakın Konya son kale. İstanbullu CHP avenesinin sürekli saldırdığı tek kale.
En son Şeb-i Arus günü yaptıklarını tüm Türkiye ibretle izledi. Aslında bu süreçte böyle bir şeye girmeyebilirlerdi lakin o zaman aylardır yaptıkları hazırlık boşa giderdi.
O zaman Kur’an-ı Kerimi Türkçe okutamayacaklardı. İçlerindeki zehri kusamayacaklardı. Yüzyıllardır süregelen Mevlevi geleneklerini bir çırpıda silip atamayacaklardı… Muhafazakâr camiaya mesaj veremeyeceklerdi!
Birileri hala kimlerle iş tuttuğunu algılayamıyor.
Murat Bardakçı’nın şu cümleleri gerçeğe ışık tutuyor: ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Şeb-i Arus’u “Kur’an’ı Türkçe okutma” gibisinden siyasî bir maskaralık hâline getirmesinin ardında iki ihtimal vardır: İlki, Belediye’nin ve Belediye Başkanı’nın bağlı olduğu partinin, inkılâpların sıkı şekilde tatbike çalışıldığı 1930’lara dönme hevesidir! Ezanın memleketin her yerinde, Kur’an’ın da seçmece camilerde Türkçe okutulduğu, yani ibadet dilinin Türkçe yapılmasına çalışıldığı günlerin hasreti...’
İyi niyetiyle ikinci ihtimalde belki yanlışlıkla olmuştur demek istiyor Bardakçı. Yazdığına kendisi bile inanmadan…
CHP zihniyeti iktidar olursa olacaklar gün gibi ortada.
Önce Kur’an’ımıza kitabımıza ezanımıza saldıracaklar. Arkasından tıpkı 28 Şubat’ta olduğu gibi bacılarımızın örtüsüne okullardaki Kur’an-ı Kerim eğitimine saldıracaklar.
18 yılın intikamını almak için Müslümanların her türlü değerine saldıracaklar. Ya sonra? İlk iş savunma sanayindeki bütün projeler yabancı ellere teslim edilecek.
Vay bunların ateşine odun taşıyanların haline! Yarın özgürlüklerimizle örtümüzle oynamaya başladıklarında ‘keşke Erdoğan’ diyecekler… Gücümüz yetmiyor diyecekler.
Biz bunları söyleyince iktidar sever oluyoruz ya hani! Bunu söyleyip de yaşı yetenlerin 96’daki hallerini hatırlamalarında fayda görüyorum.
İktidarın yaptığı her şeye asla doğru demedik. Diyemeyiz. Hatalar yanlışlar var. Eğriler var. İçlerinde menfaatperest duygular ile hareket edip devleti zarara uğratanlar var.
Lakin Müslüman camia bilir ki ‘ehven-i şer’ diye de bir şey var. Cumhurbaşkanı yanındakileri konumlandırırken böyle davranıyor. Bazı eğrileri düzeltmek zaman alıyor.
Hem aynı gemide hem aynı safta olduğumuz anlaşılmalı!
Müslümanlar bu bilinçle hareket etmeli. Birlik olmalı. Yıllar sonra yakaladığımız bu fırsat çarçur edilmemeli. Bu coğrafyada Allah’ın izniyle hiç kimse açlıktan ölmez. Lakin onursuzluk, inanç değerlerimize hakaret, Müslümanlığımıza saldırı son çizgidir!
İstanbul ‘da yapılanlar bunların provası değil de nedir Allah aşkına söyleyin!
Bugün taciz ve tecavüzün yanında CHP’li büyük belediyelerin arsa rant kokuları bizlere kadar geliyor.
Zaten İstanbul Büyükşehir Belediyesi özerk bir eyalet gibi hareket ediyor, başkaldırıyor!
Bakanlıklara rağmen;
Kendi ölü sayılarını açıklıyor, kural tanımıyor, gelenek tanımıyor, İstanbul’un dertleriyle uğraşmak yatırım yapmak yerine devletle cedelleşme yolunu tutuyor.
Bunu yaparken de çoğu zaman iktidarın kalesi Konya’yı işin içine sokuyor.
Bizim ahali bunu halen anlayamadı. Meseleyi iktidarı ve belediyeyi savunmak kadar küçük görüyor.
Lakin bunu söylerken ölçüyü de şirazeyi de kaçırıyorlar.
Hukuku bildikleri halde ellerinde tek bir delil olmadan sipariş yazılardan bahsediyorlar. Gazetecilik güzellemeleri yapıyorlar.
Geçmiş yılların koşullarıyla bugünü değerlendirme yoluna gidiyorlar. Madem kendileri bunu yapıyor. O zaman şu cümleleri de hak ediyorlar demektir.
Sipariş yazı veya ‘gerçek gazetecilik!’ görmek isterseniz 28 Mart 2004 yerel seçimlerinden önceki yayınlarınıza bir göz atmanızı tavsiye ederim. Tabii olayı kurumsal değil de kişisel algılarsanız orasını bilemem…
Neyse yine de fazlasını yazmaya elim varmıyor. Hani kendini kesen baltaya ağacın dediği gibi: ‘neylersin sapı bizden!’
2020’Yİ BAŞARILARLA KAPATIYORUZ
Kabus gibi bir yılın son günlerindeyiz. Rabbim daha beterini göstermesin. Pusula Medya Grubu olarak 2020 yılını tüm zorluklara rağmen başarılarla uğurluyoruz.
Hizmet sektörünün bu süreçte ne denli zorluk çektiğini en iyi yaşayanlar biliyor. Satışların neredeyse bitme aşamasına geldiği pandemi döneminde; tek geliri ilan ve reklamlar olan gazeteler gittikçe zor bir döneme girdi.
Bu süreçte gazetemizi bir gün bile aksatmadan düzenli olarak çıkarmaya devam ettik. Şehrin haftalık tek yaşam dergisi olan PS Life’ı yayınlamaya devam ettik. En önemlisi her sektörün nabzını tutan Prestij dergimizi en üst seviyelerde yayınlamaya devam ettik. İnternet sitemizde yapılan haberler yüzbinlerce kez tıklandı.
Sevgili okurlar, gerçekten bu süreçte yayınlara devam edebilmek çok değerli. Bu başarıda tek bir etken ortaya çıkıyor o da kaliteli bir ekip…
Tüm bu yayınların büyük bir emekle sizlere ulaşmasında özveri ile çalışan; Sorumlu Yazı işleri Müdürümüz Mustafa Özdemir, grubumuzun ana omurgalarından hiperaktif isim Yazı işleri Müdürümüz İbrahim Çiçekçi, harika görseller ile bizleri gururlandıran Mustafa Erdoğdu, halkla ilişkiler birimimizin çalışkan ismi Mine Doruatlı, internet editörümüz Esra Örengül, finansçımız İbrahim Yapıcı, değerli köşe yazarlarımız ve bizlere sürekli destek olan işlerimize emek veren diğer çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ederim.
Tabi bizlere bu imkanları sağlayan Yayın Grubu Başkanımız Harun Akgül Bey duruşuyla takdiri hak ediyor. En büyük teşekkür ona…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.