İdeolojik eğilimler ve siyasi tercihler
İdeolojinin kelime karşılığı fikir, düşünce olmakla birlikte toplumda kelime anlamının ötesinde daha bütüncül bir karşılık görmekte olup değerlendirmelerimi ideolojik sözcüğü çerçevesinde yapacağım.
İdeoloji, toplulukların kendilerini konumlandırdığı değerler bütünüdür.
-Bugün, Türk Halkı kendisini nerede, nasıl konumlandırmakta yani Türk halkının ideolojisi nedir?
Türk halkının yüzde 70’i hatta daha fazlasının ideolojisinin “İDEOLOJİSİZLİK” olduğunu iddia ediyorum.
Belki biraz abartmış gibi görülebilirim; ancak, yaşadığımız kültürel yozlaşma süreci tespitimin temelsiz olmadığının en somut göstergesidir.
Her ideolojinin dayandığı temel değerleri olduğu gibi Türk halkının ideolojik temellerini oluşturan milli ve manevi değerleri vardır.
Geçmişte ülkemiz ve dünyada birçok insanın ideolojik yönelimlerine etki eden “emek, hak, eşitlik ve özgürlük” gibi değerleri emperyalist güçler hep kullanmışlardır.
Bu değerleri propaganda aracı olarak kullananlar aldatmacalarına rağmen insanlar tarafından karşılık bulmuş, dönem dönem dünyanın birçok bölgesinde çatışmalara, milyonlarca insanın can kaybına neden olmuşlardır.
Ülkemiz insanı da ideolojik çatışmalardan nasibini almış, yaşanan çatışmalarda binlercesi ölmüş, on binlercesi yaralanmıştır.
Emperyalist güçler çeşitli isimler altında milletimizin evlatlarını kırdırmış, kırdırmaya da devam etmekteler.
Her ne kadar son kırk yılda ideolojik temelli terör durmuş olsa da etnik temelli terör devam ederek ülkemizde can ve mal kayıpları yaşatmaktadır.
Bugün milletimiz gerek geçmişte yaşanan ideolojik temelli gerekse etnik temelli çatışmaların arkasında kimlerin olduğunu öğrenmiş olsa da acı ama gerçek, nedendir bilinmez bazıları bu durumdan hala ders alamamışlar hala bu güçlerin dümenine su taşımaya devam etmektedirler.
Toplumun kahir ekseriyeti yaşanan toplumsal yozlaşmaya ve milli manevi değerlerin dejenerasyonuna karşı üzerine düşeni yapmadığı gibi kaygıda duymamaktadır.
İşte bu “İDEOLOJİSİZLİĞİN” en önemli yansımasıdır.
Hiç oraya buraya çekmeden yaşanan bu “ideolojisizlik” durumunu kabul etmek zorundayız.
Bu durumu kabul etmeden gerçek çözüm yollarını bulamayacağımız gibi bu durumun acı sonuçlarını hem birey hem de toplum olarak misliyle yaşayabileceğimizi hesaba katmalıyız.
Toplumun siyasi tercihleri ile ideolojik tercihlerini karıştırmayalım.
Siyasi partilerin ideolojik temelleri olsa da büyük oranda siyasi tercihler konjonktürel olmaktadır.
Kitle iletişim araçları ile siyasi propaganda araçlarının güçlenmesi toplumun tercihlerinin yönlendirmesinde çok büyük rol oynamış, oynamaya devam etmektedir.
Benim esas amacım; siyasi tercihler değil, ideolojik tercihlerdir.
Ülkemiz insanının yüzde 70 sağ, yüzde 30 sol partiler tercihi bana göre ideolojik anlamda aldatıcı bir orandır.
Bir toplumun ideolojik yapısını net olarak anlamak için toplumun siyesi tercihlerine değil, yaşam biçimi tercihlerine bakmak gerekir.
İdeolojilerin en çok etkilediği alan yaşam alanıdır. İnsanın içinde bulunduğu fikri ve düşünce dünyası mutlaka ve mutlaka insanın yaşamını etkiler.
Kişilerin esip gürlediğine bakmayınız; yaşadığı hayata bakınız; “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” özdeyişimizde vecih şekilde ifade edildiği gibi…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.