Kavganın Nedeni İstihbarat Teşkilatımızın Güçlenmesi (3)
Ünlü Çin savaş uzmanı M.Ö. 500’lü yıllarda general olarak yazdığı “Savaş Sanatı” adlı kitabında şöyle der. “Yüz ons gümüş karşılığı alınan bilgi savaşta on bin savaşçının yaşamını kurtarır.” Bu ünlü generale göre istihbarat, “Bir hükümdarı veya generali fethe, başarıya, büyük işler yapmaya götüren, geleceği görmesidir.”
İstihbarat konularında politikacıların ve aydınlarının, siyasette karar alıcılarının bilinç seviyesi yüksek toplumlar istihbarat örgütlerine güvenirler, inanırlar ve milli örgütünden sağlıklı bilgiler talep ederler. İstihbarat asla savaş değildir. Savaşın önlenmesi için en önemli araçtır; çünkü ülkemize yönelik tehditlerin erken uyarı sistemidir istihbarat. İstihbaratın siyasete ve uygulamaya taşınması için siyaset yapanların doğru bir istihbarat konularında bilinç düzeylerinin olması gerekir bu bizim yerleştiğimiz coğrafyamızın ve tarihimizin bir zorunluluğudur. Anadolu coğrafyası tarih boyunca binlerce milleti kaybetmiştir. Bu eşsiz coğrafyada kesintisiz 1000 yıl hayatını devam ettiren tek millet TÜRK MİLLETİ’dir. Bunu binlerce yıl daha devam ettirebilmek için ülkemizdeki istihbarat örgütlerimizle gurur duyabilecek bir bilince ihtiyaç vardır.
Bizim siyasetçilere ders olurcasına Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ şöyle yazar; “Bazı siyaset bilimciler milli iradenin bir efsane olduğunu, milli irade diye bir olgunun olmadığını, seçimlerde ortaya çıkan iradenin milli irade değil, seçmen iradesi olduğunu ileri sürerler. Bu tespitte bir doğru, bir yanlış vardır. Gerçekten de seçimlerde milli irade değil seçmen iradesi çıkar. Ancak milli irade bir efsane değil, çok güçlü bir politik gerçektir. Millî irade seçimlerde değil, kurulması sırasında ortaya çıkan iradedir. Keza milli irade bir devletin yok olma/ parçalanma tehdidi ile karşı karşıya kaldığı zaman bunu aşmak için ortaya koyduğu iradedir. Milli irade seçmen iradesi gibi zaman sınırlı değil sınırsız olması düşünülen ve onun için mücadele edilen bir iradedir. Milli irade “sandıktan oy” ile değil, süngünün ucundan çıkan iradedir. Bir diğer anlatımla anayasanın değiştirilemeyecek hükümleri milli iradeyi, değiştirebilecek hükümleri seçmen iradesini kaplar”.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.