Kürdan bayramı
Yüce Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de inananlara şöyle seslenmiştir:
“Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.” (Hac Suresi, 36. Ayet)
“O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.” (Kevser Suresi, 2. Ayet)
Görüldüğü gibi Rabbimiz bize kurban kesmeyi emretmiş, sadece kurban kesmekle yetinmeyip, kestiğimiz kurbandan istemeyen ya da istemek zorunda kalan fakire de pay vermemizi istemiştir. Günümüzde bazı hoca efendilerin kurban emrini yerine getirdikten sonra onu belli kurallara göre pay etmek gerekmediğini, kurban etinin sadece onu kesene kalabileceğini de belirtmeleri oldukça ilginçtir. Yukarıdaki ayet-i kerimeye rağmen günümüz hocalarının “kurbanı kes koy dolaba, sadece kendin ye” yaklaşımı oldukça hayret vericidir.
Bizler kurban bayramı yaklaşırken mangal hayaline dalan bir milletiz. Belki bu mangal sevdamız maddi imkânsızlıklardan dolayı zenginler gibi her canımızın istediğinde et yiyemememizden kaynaklanmaktadır. Haklı olabiliriz, bayramdan bayrama doya doya et yiyebiliyoruz. Ancak bizler doya doya et yeme planları yaparken, doya doya et yemenin sadece hayalini kurabilen muhtaç kimseleri de unutmamalıyız. Kestiğimiz kurbanın bir bölümünü kurban kesemeyen, bayramda etrafta mangal kokuları esmeye başlayınca “Baba biz neden kurban kesmiyoruz?”, “Anne ben de et istiyorum!” soru ve sözlerine maruz kalan kardeşlerimizle paylaşalım. Unutmayalım ki İslam, güzellikleri paylaşma ve yardımlaşma dinidir.
Paylaşma duygumuz sadece iftar ve sahur sofralarında binlerce lira karşılığında size Muhacir ve Ensar’ı gözyaşları ile anlatan hocaların sözlerinde kalmasın. Medineli Ensar gibi bayramlarda maddi durumu yerinde olmayan, Rabbi tarafından yalan dünya Muhaciri olarak yaratılan kardeşlerimize destek olalım. Var olanı ihtiyaç sahipleriyle paylaşalım ki hem varlığımız bereketlensin hem de yastığa kafamızı koyduğumuzda, muhtaç bir ailenin güzel bir sofra kurmasına aracı olduğumuz için, huzurla uyuyalım.
Başlığa neden olan kürdan savaşçılarından olmadan güzel bir bayram geçirelim. O kürdan savaşçıları ki kestikleri kurbanın etini çeşit çeşit yemeklerde tattıktan sonra köşelerine çekilir ve kürdanla dişlerini temizlerler. Kurban etini derin donduruculara tıka basa doldurarak; “Fakiri de ben mi doyuracağım Allah versin” diye fakiri doyurma görevini de Allah’a havale ederek vicdani açıdan rahatlarlar. Pek çoğu depoladıkları eti tüketmeden kokuttukları için mübarek etler çöpe gider. Rabbim bizi cimrilikten, fakiri hor görmekten korusun.
Benim sayfalarca yazmam Rabbim tarafından indirilen bir harfi bile açıklayamaz. Bu nedenle ben susuyorum ve sözü âlemlerin rabbi olan yüce yaratana bırakarak yazıma son veriyorum. Kurban Bayramınız Mübarek olsun. Rabbim her gününüzü bayram güzelliğinde yaşamınızı nasip etsin. Saygılarımla.
“Yüzlerinizi bazen doğu, bazen batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekâtı verirler. Bir de antlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır.” (Bakara Suresi, 177. Ayet)
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.