Medeniyet Okulu’nu kaç kişi biliyor?
Biliyorum bugün yazımıza yine Büyükşehir ve Büyükşehir’in gerçekleştirdiği Türkiye’ye Türk Milli Eğitimine örnek olarak sunulan bir projeden bahsedince pek çok okurumuz bize döşenecek.
Hatta şimdi bize bazı yorumlar yapılacak “Bırak şu Tahir Başkanı”… diye başlayan cümlelerle insanın genzini yakan hava kirliliğinden, yürümeyen araç trafiğinden, hala el atılamayan şehir merkezinde ki köhne binalardan” diyeceksiniz. Herkes kendisine göre haklı. Hiç kimseye genel anlamda “Haksızsınız, yanlışsınız” demiyoruz.
Ama bugün bir nokta hakkı sahibine teslim etmeye çalışacağız.
…………….
Medeniyet Okulu’nu belki çocukları bu kapsamda eğitim gören kitaplarını alan anne babalar ya da nineler, dedeler biliyordur. Pek çok Konyalının ve Konya’da yaşayan olgun bireyin bundan bihaber olduğuna inanıyorum. En basitinden kendi yakın çevremden şahidim.
Bizler bu tür güzel ve aile içerisinde bile yapılması güç konuları nakış işler gibi işleyenlere minnet borçluyuz.
Bu işin elbette ki baş mimarı Tahir Akyürek’tir. Tahir Başkan’dan sonra bu iş her ne kadar Valilik, diğer belediyeler ile üniversiteler ile Milli Eğitim ile de organize olsa da işin başı Büyükşehir. Büyükşehir’de de Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Mücahit Sami Küçüktığlı ile ekibinin omuzlarındadır.
Bugün başkan olan Mücahit Sami Küçüktığlı kardeşimi en az 20 yıldır gencecik körpe bir memur olduğu günden bu yana tanırım. Alanında kendisini mükemmel şekilde yetiştirmiş, Amerika’da bile eğitim almış, kültürlü olgun, beyefendi, mütevazi ve de samimi bir insandır. Tahir Başkan’a artı kazandıran beyinlerdendir.
Dün sabah Medeniyet Okulu’nun konuğu olarak zamanında 19 Mayıs İlkokulu olan bugün ise Mehmet Bayır İmam Hatip Ortaokulu olarak hizmet veren okula gittik. Mezun olduğumuz 5-B sınıfının matematik öğretmeni ve öğrencileri ile birlikte olduk. Türkçe bilen Suriyeli öğrenciler de vardı bu sınıfta. Manevi olarak tadı damağımızda kalan anlar yaşadık.
O saf tertemiz çocukların gözlerindeki ışıltı ümitlendirdi. Okul bahçesinden çıkarken ise yine o çirkin insani durum ile yüzleşiverdik.
Neyse Medeniyet Okulu, Büyükşehir Belediyesi’nin en az 20 yıl sonra meyvesini verebileceği mükemmel bir okul. Biz o günleri görmeyebiliriz ancak şehir ve ülke bu pırıl pırıl gençleri Allah’ın izni ile kesin görecek.
ZEHİR SOLUYORUZ
Dün sabah saat 7.42’de bir Belediye çalışanı dostumuzdan şöyle bir mesaj aldım;
“Selamünaleyküm,
Abi nasılsın, hayırlı sabahlar. Sabah sabah rahatsız ediyorum, kusura bakma. Senden ricam var. 7 yıldır zatüre ve astım hastasıyım işimiz gereği dışarıda çalışıyoruz. Dünkü (Salı günkü) zehirli sis, ciğerlerime kadar işledi. 2 saat sonra ne boğaz kaldı ne de ses. Şehrimizin kıymetli yöneticilerine köşenizden bir seslenseniz de; şu hava kirliliğine çare bulsalar. Dünkü hava kirliliği vallahi hayatımızı felç etti abi. Bunu tüm solunum yetmezliği hastalar adına istiyorum, dışarıya çıkmaya korkar olduk. Kendine iyi bak kıymetli abim, Allah’a emanet olasın. Selametle…”
………………..
Bu dostumuz o kadar haklı ki kelimelerle tarif edemem.
Çünkü biz bu hava kirliliği yıllardır aile olarak yaşıyoruz.
İki yıl öncesine kadar Meram’da oturuyordum. Hem de Meram’ın o yeşillik diye bilinen bölgesinde. Eşim astım hastası ve hap kullanmanın yanı sıra bir de nefes tüpü kullanıyordu. Ve bu hastalık gittikçe artıyordu. İki yıldır Sille’nin en tepe ve soğuk esen bölgesindeyim. Eşim çok şükür artık nefes çekmediği gibi hâlâ hap kullanmaya da başlamadı.
Ama salı günü rahatsızlandı. Tek hatası o gün çarşıya inmesiydi ve gece hastalandı.
Bana hangi yetkili ne raporu verirse versin.
Asla inanmıyorum ve inanmam.
Haaa şu anda bir OHAL yaşıyoruz.
Siz değerli okurlarımız sanmasın ki kafamıza göre filan yazı yazabiliriz. Allah muhafaza.
Bu yüzden de ne büyük saygı duyduğum OHAL Valimiz Sayın Yakup Canpolat’ı üzer kızdırırım, ne bürokratları ne de belediye yöneticilerini.
Onlar yarın size çevreden tutun sağlığa, meteorolojiden tutun şehirciliğe kadar makinelerin verdiği öylesine bir rapor sunarlar ki bu şehrin havası tertemiz çıkar.
Sonra da o resmi raporları bize yedirirler üstüne de bir bardak suyu içtirirler.
Biz de utancımızdan değil gazetecilik yapmaya çalışmak, sokağa çıkamayız.
Tekrar ediyorum büyüklerimiz yöneticilerimiz hava temiz diyorlarsa temizdir, ancak bu okurumuzun dediği gibi, bizim evdeki gibi hastalar önceki gün inanın rahatsızlandılar.
……………
Bir kusur işlenmiş ise af ola.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Ey zaman gün olur geçmezsin gün olur yetmezsin.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
AVM alanları gibi katlı otoparklar gibi alanlarda otomobilimizi bize ait olarak çizilmiş alanın içine park etmeyi becerebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.