16 yıl öncesiydi. Kenya’dan Bandırma’ya uzanan; 4348 km uçuş meafesi olan, altı saatin üzerinde havada yolculuk gerçekleştirilen, dokuz kişilik ekibin yine siyah maskeli dokuz kahramanı ve bir misafiri(!) vardı. Öncesinde Etimesgut Askeri Havaalanı’ndan Antalya’ya, buradan gizli ve özel uçakla Kenya’ya, ‘’Allah yardımcımız olsun’’ diyerek havalanan dokuz kahramanın hikayesindeyiz. Kalkan uçan Kenya’ya değil de önce Uganda’nın başkenti Kampala’ya iniş yaptı ve kahramanlarımız ismi lazım değil burada bir hotele yerleştiler. Ekip başı hariç hiçbiri neden orda olduklarını bilmiyordu. Dört gün sabırsız bekleyişin ardından Türkiye’den gelen emirle görev ekip lideri tarafından açıklanır.

“Kenya’ya gidiyoruz, bebek katilini alacağız!”

Aynı özel uçakla Entebbe Havaalanı'ndan ayrılıp Nairobi Jomo Kenyatta Havaalanı’na indiler. Yani Uganda’dan Kenya’ya gelmişlerdi. İşin gizemi buradadır ki; kendini Hollanda’ya götüreceklerini sandığı uçaktaki bu dokuz kahramana canını emanet eden bebek katili, altı saat sonra belki de hiç beklemediği bir sesle karşı karşıya kaldı.

“Abdullah Öcalan, memlekete hoşgeldin.”

Hoş gelmiş miydi (!) bilinmez ama; gözlerinin üzerinden başına sarılan beyaz sargı çıkarılırken midesi ekşise de 16 Şubat 1999 tarihinde bu yüzleri siyah maskeli dokuz kahraman, başarılı operasyonun ardından Öcalan’ı Bandırma’ya teslim etmişlerdi. Hikaye Etimesgut’ta başlayıp Etimesgut’ta biterken, dönemin Cumhurbaşkanı Demirel; makamında ağırladığı bu dokuz konuğa “Sizlerle hatıra fotoğrafı çektiremiyorum. Çok gizli bir görevi başarıyla ifa ettiniz. Şartlar, bundan sonra da gizliliğin korunmasını gerektiriyor. Sizleri bir fotoğraf karesinde buluşturmanın sakıncalı olduğunu düşünüyorum.” diyerek belki de çok haklıydı. Bu haklılığının üzerinden yıllar geçmişti ki, biz onu vefatının ardındın tanıdık. Aslında gazeteci yazar Necmet Pekmezci 280 sayfalık ‘’Memlekete Hoşgeldin Öcalan’’ isimli kitabında geçtiği isimde hiç yanılmamış. Kim mi?

Abdullah Soyluoğlu’ydu.

1950 Konya doğumlu, 65 yaşında yaşamını yitiren emekli Albay Soyluoğlu; yirmili yaşlarda 1970 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun oldu. Piyade komando subayı olarak yıllarca Silahlı Kuvvetler’in çeşitli kademelerinde tabur komutanlıkları yaptı, Piyade Okulu’nda ise öğretmenlik görevinde bulundu. Özel Kuvvetler Komutanlığı ve MİT’te de görev aldı. Evli ve iki çocuk babası olan Albay Soyluoğlu, ikamet ettiği İstanbul’da rahatsızlığı sebebiyle kaldırıldığı GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi’nde vefat etti. Cenazesi, İstanbul’dan memleketi Konya’ya getirilip Seydişehir İlçesi Gökhüyük Köyü’nde düzenlenen sade bir törenle toprağa verildi. Öcalan’ı, başarılı bir operasyon ile ülkeye getirdiği yıllarca sır gibi saklandığı,  kamuoyu tarafından bilinmediği için cenazesine devlet erkanından katılım çok az oldu. Biz onu geç de olsa tanınmanın verdiği gururla ve bir o kadar da kaybetmenin verdiği üzüntüyle Konyalı olarak hiçbir zaman unutmayacağız.

Merhuma Allahtan Rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyorum.