MEVCUT HSYK BU SEÇİMİ KAYBEDECEK ÇÜNKÜ…
HSYK Seçimlerine dair aşağıdaki hususların tezekkürünü faydalı mülahaza ediyoruz.
Mevcut HSYK İçerisinde Odaklanmış Olan Yapı Seçimleri Neden Kaybedecek?
1-) Mevcut HSYK’nın; milletin değerlerine bağlı hâkim-savcılar tarafından aşırı derecede politize olduğu için 2010 HSYK Seçimlerinde yerle bir edilen Eski HSYK gibi siyaseti şekillendirmeye çalıştığı, Anayasal sınırları aşarak bildiriler hazırlayıp, beyanatlar verdiği için 12 Ekim de sandığa gömülecektir.
2-) Eski HSYK döneminde % 20-30 oranında dahi olsa farklı görüş ve düşüncedeki liyakatlı hâkim-savcıların başsavcılık ve ağır ceza mahkemesi başkanlığı gibi unvanlı görevlere atanabildiği hâlde; Mevcut HSYK döneminde başsavcılık, ağır ceza mahkemesi başkanlığı ve adalet komisyonu başkanlığı gibi önemli görevlere % 90 oranında malum gruba mensup olanları atayarak çok büyük haksızlık ve adaletsizliklere yol açtığı için mevcut HSYK 12 Ekim’de sandığa gömülecektir.
3-) Hâlen Yargıtay’daki aşırı iş yükü ve dolayısıyla temyiz sürecinin bazen birkaç yıla varan uzun süreler alması neticesinde Milletimizin âdil ve hızlı işleyen bir yargıya olan ihtiyacı had safhada olmasına ve bu hususta Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşunu öngören Kanunun 2005 yılında hükumet tarafından çıkarılmasına rağmen Mevcut HSYK tarafından 2010 yılından beri uyduruk gerekçelerle ertelediği için mevcut HSYK 12 Ekim de sandığa gömülecektir.
(Bu Konunun Detaylı Açıklamasın Gelince; Bilindiği üzere; AK Parti Hükumeti tarafından 2005 yılında çıkartılan Yasal düzenleme ile “Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemelerinin kurulması ve 2007 yılında faaliyete geçirilmesi öngörülmüş ve anılan Kanunun yürürlük maddesinde anılan Mahkemelerin HSYK tarafından kurulacağı ve faaliyete geçirileceği öngörülmüştür.
Anılan Yasa uyarınca 2007 yılında faaliyete geçmesi beklenen “Bölge Adliye Mahkemeleri”, maalesef 2010 yılına kadar o dönemde Yargıda egemen olan aşırı sol yapılanma tarafından engellenmiştir.
2010 Referandumu öncesinde; Yargıtay ve Danıştay’daki aşırı iş yükünün bir an evvel sonuçlandırılması, yargının hızlandırılarak milletimizin daha hızlı ve âdil bir yargı hizmetine kavuşturulması için Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemelerinin HSYK tarafından acilen kurulup faaliyete geçirilmesi hem şimdiki HSYK üyeleri ve hem de malum yapının yargıdaki uzantıları tarafından her fırsatta dile getirilmesine karşın, 2010 referandumu sonrasında Yargıtay’a seçilen 160 üyeden 145 üyenin (ki bunlardan 135 adedi çekirdekten yetiştirilme ve 10 adedi ise muhtelif gruplardan devşirilmiştir) malum ekibe mensup kişilerden seçilmesi ve Yargıtay’ın anılan grup tarafından ele geçirilmesi üzerine Mevcut HSYK’nın ekipten olan üyeleri (başta HSYK’nn bir daire başkanı da dahil olma üzere) ve gruptan olan yargı mensupları koro hâlinde “Bölge Adliye Mahkemeleri”nin Türkiye için uygun olmadığını, birikmiş iş yükünü hafifletmeyeceği ve çare olmayacağı gibi abuk-sabuk gerekçelerle dönemin Adalet bakanı Sadullah Ergin’in bu konudaki müteaddit girişimlerine rağmen hayata geçirilememiştir.)
4-) Halkına değer veren ve kamu hizmeti kalitesi yüksek medenî ülkelerle kıyaslandığında; kötü bir durum da olan Adliyelerdeki işleyiş ve duruşmaların randevu sistemine geçirilmeyip, tamamen hâkimlerin keyfi tutumuna bağlı olarak hem insanımızın zamanını israf eden, hem de hasım tarafları aynı koridor içinde saatlerce bekleterek yeni kavga ve husumetlere sebebiyet veren hastalıklı sistemin düzeltilmesi için kılını bile kıpırdatmayan mevcut HSYK 12 Ekim’de sandığa gömülecektir.
5-) Hâkim ve savcıların görev yerlerinin daha objektif ve âdil kriterlere bağlanamamasından dolayı mevcut HSYK sandığa 12 Ekim’de sandığa gömülecektir.
6-) Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine seçim yapılırken, özel yetkili mahkemelere-savcılıklara ve yargı bürokrasisi içerisindeki unvanlı görevlere yapılan atamalarda kıdem ve liyâkatı uygulamadığı için mevcut HSYK 12 Ekim’de sandığa gömülecektir.
Mevcut HSYK’nın bu seçimi kazanma ihtimali yoktur diyoruz.
Şimdiye kadar hiç alışık olmadığımız şekilde pek çok olumsuzluğa ( Soruşturma dosyasının UYAP kayıtlarına işlenmemesi, soruşturma bilgilerinin yargı teamüllerine aykırı olarak bir – bir buçuk yıl gibi uzun süreli olarak Başsavcıdan gizlenmesi, Emniyet içerisinde özel bir büro oluşturularak soruşturmada sadece belli bir gruba ait polislerin görevlendirilmesi, teknik takip süresince sanıklar arasındaki yasadışı para teslimatının sayısız defalar tekrarlanmasına göz yumulması, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sayın Muammer Çalık’ın başsavcının görevi ve yetkisi gereğince soruşturmaları kendisinden alıp başka meslektaşlarına vermesi üzerine bildiri dağıtması gibi) bu dönemde hepimizin tanık olduğu, tarafsızlığı zedeleyici ve hukuku katledici uygulamaların yargıya olan güveni % 60’lardan % 20’lere düşürdüğü nazara alınarak;
Bütün yargı mensuplarından halkımızın beklentisi;
Bu dönemde de halkın % 1’ini bile teşkil etmeyen küçük fakat aynı oranda organize bir grubun neredeyse yargının %20’sini ele geçirdiği ve bu durumun bütün özgür yargı mensuplarının aleyhine sonuçlar doğurduğu ve ülkemiz açısından daha vahim sonuçların doğabileceği nazara alınarak önümüzdeki HSYK seçimlerinde mensup oldukları siyasi düşünce ve görüş farkını gözetmeksizin bu antidemokratik ve karanlık güç odaklarına gereken dersi vermelidir diyoruz...
SELAM VE DUA….
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.