Muhalefette Çatı Muamması
Türkiye önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değişkenlik arz eden karışık, yoğun bir siyasi gündemle paralel olarak ilginç isimlerin adaylığıyla girecek görünüyor. Sayılı günler kala hükûmetin adayı henüz ilan edilmedi (belki yazıyı okuduğunuz şu dakikalar, iktidar kanadının merakla beklenen cumhurbaşkanı adayı belirlenmiş olacak). O isim kim olursa olsun, ana muhalefetin girişimleriyle çatı aday olarak teklif edilen ve Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin üzerinde ittifak ettikleri isim etrafında başlatılan tartışmalara pek son vereceğe benzemiyor.
Bence öyle olmasa da Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu’nun beklenmedik bir isim olduğu kimilerince ileri sürülebilir. CHP’nin müfrit kanadı gelişme karşısında şoke olmuş durumda. Onların bu şaşkınlığı beni hiç şaşırtmıyor. Şaşkınlıkları basitçe şöyle bir cümlede özetlenebilir: “Atatürk’ün partisi nasıl böyle gerici bir ismi cumhurbaşkanlığına önerebilir?” Komik ama böyle. Mehmed Akif’le, Kur’an mealiyle, El-Ezher’le vs. aynı cümlede yer alabilen bir isme sahip çünkü gösterdikleri aday.
Nur Serter, Süheyl Batum gibi tiplerin başını çektiği CHP itirazcılarının zihniyetinden uzun uzadıya bahsetmek fuzulidir. Örneğin Yılmaz Büyükerşen’i cumhurbaşkanlığına önermek “ilerici”liği zaten her şeyi anlatıyor. CHP yönetiminin bir türlü tasfiye edemediği bu zihniyete rağmen pragmatist davranarak başarılı olabilme hayali de bir yere kadar. İş önünde sonunda gelip “altı ok”a tosluyor. Vücudun doğuştan gelen reflekslerini yok sayması mümkün mü?
Diğer taraftan İhsanoğlu’nun adı Bahçeli’yi esaslı bir çileden kurtardı. Ana muhalefetin teklif ettiği isim hakkında ne düşündüğü sorulduğunda mizaha malzeme olacak cinsten bir karşılıkla, “artık bu işin çatısı penceresi kalmadı” diyerek gösterdi memnuniyetini Bahçeli. Dikkat edildiğinde bu spontane yanıtın, pek de “öylesine” olmadığı hissedilebilir. Gelinen noktada açıklanan ismin doğru olup olmadığı üzerinde oyalanmayı istemeyen bir tavır, net çaresizliğin göstergesi çünkü. Bu da kurduğu ittifaklara teslim olmak kaderindeki bir Bahçeli’nin tam da siyaset tarzını tanımlayan bir duygu.
Cumhurbaşkanlığı yarışı için seçilen isim pek çoğumuzun ezberini bozdu, evet; ama muhalefetin ne denli tezsiz davrandığını da bir kez daha göstermiş oldu bize. Başarı algoritması tek bir amaca dönük kurulmuş: İktidarın adayına (yüksek oranda Başbakan’a) “bir şekilde engel olmuş olmak”. Özellikle ana muhalefet cephesinde “var oluş dinamikleriyle tartışmasız çelişen bu tercih”in kime, nasıl izah edileceği muamması da yaşanmaktayken bakalım, gelişmeler neyi gösterecek?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.