NEÜ’nün Dört Yılı ve Muzaffer Hoca
Prof. Dr. Muzaffer Şeker hoca, hatırlayacak olursanız, Konya Üniversitesi’ne Aralık 2010’da kurucu rektör olarak atanmıştı.
Üniversite geçen süreç içinde isim değişikliğine uğradı.
Kampüs yeri belirleme, ardından kampüse eğitim binalarının yapımı süreci, ayrıca bu arada Selçuk Üniversitesi’nden ayrılarak yeni kurulan üniversiteye bağlanan birimler derken geride kalan 4 yıl dolu dolu geçti.
Bu dört yıl içinde Prof. Dr. Muzaffer Şeker zaman zaman bunalsa da sakin, temkinli ve dirayetli yönetim anlayışı sayesinde üniversite epey bir mesafe kat etti.
Üniversitenin kuruluşundan bu yana Muzaffer hocanın yanında Mehmet Emin Aydın ile Birol Akgün gibi iki değerli akademisyen büyük yardımlarda bulundular.
Bu ekibe sonradan katılan Prof. Dr. Tahir Yüksek ve Prof. Dr. Muhsin Kar da üniversitenin gelişimini planlamada önemli ölçüde faal isimlerdi.
Prof. Dr. Birol Akgün, Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne başkan olup rektör yardımcılığından ayrılınca Muzaffer hocanın sağ kolunun koptuğunu düşünenler çıktı.
Ancak bana kalırsa Prof. Dr. Muhsin Kar da en az Birol hoca kadar akademik ehliyeti yerinde ve tuttuğu işi koparanlardan.
Gelecek yıldan itibaren Necmettin Erbakan Üniversitesi, şehir içindeki bina dağınıklığını ortadan kaldırmaya başlayacak.
Çünkü Köyceğiz’deki kampüs alanında şimdiden üç blok yükselmiş ve öğrencileri bekliyor durumda.
Bu yeni bloklar ilk aşamada ortak derslikler olarak kullanılacak.
Diğer binaların da yapımlarının TOKİ tarafından tamamlanmasıyla birlikte Konya Alaeddin Keykubat Kampüsü haricinde bir kampüs alanına da Köyceğiz’de kavuşmuş olacak.
Muzaffer Hocanın kurucu rektör olarak atanmasının üzerinden yaklaşık dört yıl geçti dedik, bu 4 rakamı üniversiteler ve bilhassa rektörler bakımından kritik bir önem arz eder.
Yani artık seçim vaktinin geldiğini gösterir.
Bu Aralık’ta Necmettin Erbakan Üniversitesi akademik kadrosu yeni rektörü belirlemek üzere sandık başına gidecek.
Selçuk Üniversitesi’nden NEÜ’ye devrolan birimler NEÜ’nün akademik kadrosunu bir anda 2 katına çıkarmıştı.
Özellikle Meram Tıp Fakültesi hem gelir bakımından hem de akademik kadro zenginliği bakımından üniversitenin amiral gemisi.
Bu açıdan yeni rektör adaylarına dönük kulislerin bu fakülte içerisinde yoğunlaşmasına şaşmamalı.
Konuştuğumuz birçok akademisyen kurucu rektör Muzaffer Şeker’in yeniden rektör seçilme ihtimalinin en fazla yüzde 51 olduğunu iddia etse de ben biraz daha farklı düşünüyorum.
Birçok açıdan diğer birimleri Meram Tıp’tan gelebilecek muhtemel bastırmalara karşı, Muzaffer Hoca’nın ve ekibinin adilane yönetim anlayışlarının üniversitenin hızlı gelişiminde büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
Bu katkıyı diğer birimlerin gözardı etmelerinin kendi aleyhlerine olacağı ortada.
O yüzden Muzaffer hocanın yeniden rektör seçilme ihtimalinin zannedildiğinin aksine fazla olduğunu düşünüyorum.
Bu konulara zaman zaman tekrar döneceğiz, ama son olarak üniversite yönetimine küçük bir hatırlatmada bulunalım: Eğitim Fakültesi’nde bazı asistanlar bazı bölüm başkanlarının kendi haklarını yediğini düşünüyor. Bu konuda harekete geçmeniz belki gerekebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.