O bölgede herkes heyecanla bekliyor
Geçenlerde Şırnak, Mardin, Diyarbakır illerindeydim.
O bölgelerde bir dönem ilkokul öğrenimi gördüm, daha sonrada Doğu ve Güney Doğu’nun her köşesinde iş yaptım. Hatta Türkiye’nin her köşesinde iş yaptım. 81 ilden görmediğim 5-6 il var.
Bizim her bölgemizin insanının ortak özelliği misafirperverliğidir. Dışarıdan gelene “Tanrı misafiri” denir. O yüzdende inancı ve geleneği gereği misafiri el üstü tutar, misafire özel ilgi gösteririz. Ben de o bölgelerde hep bunu gördüm ve yaşadım.
“Çözüm süreci ve de barış süreci neden?” diye soranlar var.
Türkiye'de uzun yıllardan beri devam ede gelen Kürt sorununu çözmeye yönelik AK Parti hükümeti tarafından başlatılan ve halen devam eden sürecin adı çözüm sürecidir. 1984 yılında başlayan ve 30 yıldan fazla süren çatışmalar neticesinde 40.000 ile 100.000 arasında can kaybı ve ekonomik zarar meydana geldi. 1999 ile 2004 yılları arasında tek taraflı ateşkes olsa da, daha sonrasında çatışmalar şiddetlenerek arttı.
PKK'nın 27 Kasım 1978'de kuruluşuyla, Türk Silahlı Kuvvetleri arasında küçük çatışmalar başladı. Fakat büyük isyan ve ayaklanma 15 Ağustos 1984 yılında PKK'nın Kürt ayaklanmasını ilan etmesiyle başladı.
Bu çatışmalar 1 Eylül 1999'da PKK'nın ateşkes ilan etmesiyle son buldu. Fakat 1 Haziran 2004'te PKK'nın ateşkesi sonlandırmasıyla çatışmalar tekrar başladı. 2011 yazından sonra çatışmalar şiddetlenerek artış gösterdi.
Türkiye Cumhuriyeti ile Kürtler için özgürlük, geniş politik ve kültürel haklar, bağımsız bir Kürdistan veya otonom bir devlet kurmak isteyen çeşitli Kürt grupları arasında silahlı çatışmalar 1984 yılından beri devam ede gelmiştir.
Bu gruplardan en büyüğü ve en aktifi Türkiye Cumhuriyeti, ABD, Avrupa Birliği ve NATO tarafından terörist organizasyon ilan edilen PKK'dır.
Ayaklanma, isyan ve çatışmalar Türkiye genelinde yaşansa da, en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde meydana gelmiştir. PKK'nın Irak Kürdistan'ındaki askeri varlığı, Türkiye'nin bu bölgeye belirli aralıklarla hava ve kara harekatı düzenlemesine sebep olmuştur.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, PKK'nın operasyonlarını engelleyecek askeri güçleri olmadığını bildirmişlerdi. Çatışmalar Türkiye'nin turizm endüstrisini etkilemiş ve Türkiye ekonomisini yaklaşık 300-450 milyar dolar zarara uğratmıştır.
21 Mart 2013'te, hükümet ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerden aylar sonra, Abdullah Öcalan'ın mektubu hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Diyarbakır'da Nevruz etkinlikleri sırasında okundu. Mektupta PKK'nın silahlı güçlerinin Türkiye topraklarından çekileceği ve silahlı mücadeleye son verildiği bildirildi. PKK Öcalan'ın bu emirlerine uyacağını ve Türkiye topraklarından çekileceğini açıkladı. Sayın Erdoğan mektubu olumlu karşılayıp, PKK'nın çekilmesiyle daha somut adımların atılacağını duyurdu.
Süreç 16 Temmuz 2014'te Resmi Gazete'de Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun adıyla yayınlanarak kanunlaşmıştır.
Doğu ve Güneydoğu’daki görüştüğüm halk bu süreçten çok memnun, şu an seçim sürecinde hükümetin güçlü olması ve bu sürecin hızının kesilmemesi taraftarılar.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Başbakanımız Sayın Ahmet DAVUTOĞLU bölge halkı tarafından anlatılamayacak ölçüde sevgi ve değer görüyor.
Her iki lider olmazsa bu iş olmaz endişesi ve kaygısı yaşıyorlar. En önemlisi de bölge insanı bu iki lidere son derece inanıyor ve güveniyorlar.
O bölgelere gitmeyen, o yörenin insanının çektiği sıkıntıları bilmeyenlere de bir tek sözüm var. Ne olur bilmediğiniz şey hakkında konuşmayın, yorum yapmayın.
Sözün özü; “KARDEŞLİK KARDEŞLİK KARDEŞLİK”
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.