ÖĞRETMEN ARIYORUM
Yeni eğitim-öğretim yılının herkese hayırlı olmasını, kazasız belasız geçmesini Yüce Rabb’imden niyaz ediyorum.
Çocuk eğitimi zevkli bir süreç olması gerekirken özellikle ana babalar eziyet haline dönüştürmektedir. Özellikle birinci sınıf öğrencilerimiz bu eziyete fazlasıyla maruz kalmaktadırlar.
Elbette ki, ana babaların çocuklarının eğitimiyle ilgilenmeleri, eğitim sürecine aktif katılımları biz eğitimciler tarafından da istenen bir durum olmakla birlikte veli talepleri de makul sınırlar içinde olmalı; çocukların bedensel ve zihinsel gelişimleri dikkate alınmalıdır.
Çocuklarının kapasitelerini dikkate almayan anne babaların engellenemeyen kendi iç dünyalarındaki saplantılarını, gerçekleştiremediği emellerini çocuklarının üzerinden gerçekleştirme isteğinin önüne geçilmeli. Çocuk makine değil; çocuklarında duyguları var. Çocuğun eğitimine başlamadan önce veli istekleri analiz edilerek istekler tabii sınırlar içine çekilmelidir.
-Velilerin eğitim beklentileri nedir, okuldan ne istiyorlar?
Bugün yoğun bir şekilde dile getirdiğimiz eğitim sorunlarına çözüm bulabilmek için bu sorunun cevabı çok önemlidir.
Ayrıntıya girmeden bu sorunun cevabı, velilerin kafasındaki ÖĞRETMEN kriterlerinde saklıdır.
Eğitim-öğretim yılı başında okul müdürlerimiz bazı öğretmenlere olan yoğun talebi karşılayamamakta; dışarıdan gelen hatırlı istekler karşısında zorlanmaktadırlar. Bu zorluğu aşmak için birinci sınıf şubeleri ve öğretmenleri kurayla belirlenmekte; bazı okullarımız daha da ileri giderek bu kuraları noter huzurunda yapmaktadırlar.
Bir eğitimci olarak şunu belirtmeden geçmeyeceğim; öğretmen seçimi önemli olmakla birlikte genel olarak öğretmenlerimiz arasında öğretimsel açıdan çok da fark yoktur. Endişeye gerek yok; bazı öğretmenlerin isimlerinin öne çıkması sizi aldatmasın.
Yıllar önce Karaman‘da bir okul müdürümüz sınıfları parayla satar okula gelir sağlardı. Doğru duydunuz, bildiğiniz parayla satar herkeste bunu bilir hiçbir yetkili de bir şey demezdi. En pahalı sınıf daha seçkin ailelerin çocuklarından oluşur; o sınıfa isim yapmış bir öğretmen verilirdi. Bu okulumuzun aynı şubelerinin tamamında denetim yaptım; en ucuz satılan sınıfın en pahalı sınıftan başarılı olduğunu gördüm. Meslek hayatım boyunca bu duruma çok rastladım.
Şu sıralar nüfus müdürlükleri adres değiştirmek isteyen velilerle dolup taşmaktadır. Yani, velilerimiz yana yakıla okul ve özellikle ÖĞRETMEN aramaktadırlar.
Geçen yıl bölgemiz içinde yer alan okul müdürleri toplantısında, “müdürlerimizin yoğun bir şekilde birinci sınıf velilerinin öğretmen istekleriyle karşı karşıya kaldıklarını” dile getirdikten sonra, “öğrenci velilerimizden çocuğuna milli ve manevi değerlerimizi kazandırabilecek bir öğretmen isteği geldi mi” diye sordum.
Sadece bir okul müdürümüz kalktı, “bir veliden böyle bir istek geldi o veli de sizin meslektaşınızdı” dedi.
Esas üzerinde durulması gereken husus burasıdır. Çocuğumuzun iyi bir işinin iyi bir kariyerinin olmasını bütün veliler ister ve istemelerinde bir sıkıntı yok; ancak, bu her şeyden önemli değildir. Aynı zamanda çocuklarımıza toplumumuzun değerlerini kazandırmalıyız. Karakter eğitiminde öğretmenlerimize çok büyük vazifeler düşmektedir.
Tüm eğitim kademelerinde öğretmenin öğrencilerin kişiliklerinin oluşmasında önemli bir etkisi olmakla birlikte ilkokul öğretmeni öğrenciler için tam bir rol/modeldir. Onun için öğretmen seçiminde öğretmenin milli ve manevi hassasiyetlerini öncelikli olarak dikkate almalıyız.
Bugün, eğitim sistemimiz değerlerimizin çocuklarımıza kazandırılmasında yetersiz kalmaktadır. Bu eksikliğin giderilmesi için zaman zaman müfredat değişikliklerine gidilse de istenen başarı bir türlü sağlanamamıştır.
Şu gerçeği de hepimiz bilmeliyiz; okulun, öğretmenin çocuklarımız üzerinde önemli bir etkisi olmakla birlikte tek sorumlu okul ve öğretmenler olmayıp başta ana baba olmak üzere çocuğun üzerinde etkisi olan herkes sorumludur.
Suçlu aramadan önce kendi sorumluluklarımızı ne kadar yerine getirdik onu da hesaba katmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.