Kim ne derse desin insanımızın yani hepimizin hayat standardı yükseldi. Biz şehir için şehrin insanları adına okurlarımız adına bir sıkıntılı durumu ya da çirkinliği dile getirdiğimiz zaman yöneticiler hemen “10 yıl önce nasılda 20 yıl önce böyle miydi? Şükretmeyi unuttuk. Bugünlerin kıymeti bilinmeli” diye bir refleks gösteriyorlar.

Bence bizler elbette günümüze sağlığımıza şükretmeliyiz. Çok hızlı gelişiyoruz. Çok hızlı büyüdük. Ama yöneticiler ve de yetkililer hiçbir zaman dünün arkasına sığınmalılar. Bizleri yönetenler sorumlular işlerini eksiksiz yaptıkları zaman vatandaşta o “sizce çok küçük” gibi görünen durumdan rahatsız olmazlar.

ŞİMDİ BU LEVHANIN YERİ BURASI MI?

Bakın cumartesi günü bir bürokratımız bu fotoğrafları çekip bize gönderiyordu;

Belki bu levha geçici olarak kondu. Belki o levhaya göre bir yer bulunacak. Ama iki gün önce o kavşaktan geçen insan böylesine önemli bir yönlendirme tabelasını burada görünce üzülüyor.

Haksız mı?

O kavşaktan hafta sonu olması münasebeti nedeni ile yerli yabancı yüzlerce insan geçti. Sonuçta gerekçesi ne olursa olsun durum göze batıcı ve rahatsız edici idi.

O BİNA YIKILIYORMUŞ AMA…

Yine hafta sonu bu kez farklı bir konu için bizi günlük olarak takip eden bir okurumuzdan bu fotoğraflar geliyordu. 

Burası Tapu Müdürlüğünün karşı tarafı. Mahalleli ve vatandaşlar oturulamaz raporu verildiği halde yıkılmayan bu bina için defalarca bizi aradılar. Hatırlarsanız bizde konu iyi en az iki defa görüntülü olarak köşemize taşıdık. En nihayetinde bu buna cumartesi günü yıkılmaya başlanmış.

Ama mahalle halkından okurumuz diyordu ki;

“Çok şükür ha yıkıldı ha yıkılacak başımıza yıkılacak korkusu ile yatıp kalktığımız apartmanın yıkımına başlanıldı. Ama fotoğrafta da görüldüğü gibi bu çağda bu teknoloji gününde bina anam babam usuller ile yıkılıyor. Toz topraktan nefes alamayız haldeyiz. Bir görevli eline hortum almış aklınca tozu yatıştırmaya çalışıyor. Hiç değilse güçlü bir itfaiye aracı ile daha güçlü su sıkılabilir ve ortalık bu hale getirilemezdi” …

……….

O gün abimize şöyle yazdım “Birkaç günde binanın tozuna toprağına katlanın. Başınıza yıkılmadığına şükredin(!) ….

GELELİM OKUL TUVALETLERİNE

Her şeyden önce hepimizin tuvalet kültürü ve temizliği olmadığı aşikar. O sövdüğümüz yerden yere vurduğumuz medeniyeti bizlerden öğrenen elin gavurunun tuvaletlerini hem de umumi tuvaletlerini gördükçe kendimizden utanıyoruz.

Şehrimizin umumi tuvaletlerinden gelen şikayetleri bunalmadıkça dile getirmem. Dahası getirmemeye çalışıyorum. Çünkü utanıyorum. Umumi tuvaletler o halde de bizleri yönetecek geleceğimiz dediğimiz okulların tuvaletleri ne alemde?

Malum şehrimizde hafta sonu binlerce insanımız imtihanlara girdiler. Pazar günü öğleden sonra işadamı, şehrini ve ülkesini seven bir abimiz imtihana girdiği Mehmet İbrahim Hekimoğlu Meslek ve Teknik Anadolu Lisesinin C bloğundaki erkekler tuvaletlerinin kapılarının yarısının olmadığını utanç içerisinde bize anlatıyordu.

Polisler imtihana girerken telefonları aldıkları için burayı görüntüleyememiş. Ama kapıların hali hele hele duvarlara yazılan yazıların durumunun insan olarak, eğitim olarak, millet olarak ne halde olduğumuzu ortaya acı bir şekilde koyuyormuş.

Eğitim için kötü örnek vermekten gerçekten çok üzgünüm ama biz buyuz. Ne diyebilirim ki?      

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Şehri surlarla koruma, adaletle koru ve zulümden arındır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kadın sürücüler direksiyon başında sigaralarının küllerini kollarını camdan sarkıtarak caddeye silkelemedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.