Onurga
Siyasetçilerin çoğu zaman kararlılık gösterdiklerini göstermek için kullandıkları “omurgalı olmak” şeklinde bir tabir vardır. Omurga, bildiğiniz üzere insanlarda ve bazı hayvanlarda bulunan ve vücudun dik, dengede durmasını sağlayan kemik yapısıdır. Bir yerde Azeri Türkçesinde, omurgaya “onurga” dendiğini okuyunca kelimenin siyaset jargonundaki anlamı ve işe yaradığı bağlam üzerinde yeniden düşünmenin manidar olabileceği geldi aklıma.
Her dönemin siyaseti, klişe tutum ve söylevleri sürdürmek dışında kendi duyarlılığı nisbetinde yeni kavramlar üretme eğilimi gösterir. İktidar partileri, muhalefetteyken geliştirilen söylemin, toplumun vicdanında karşılık bulması sayesinde bulundukları konuma yükselir. Muhalefetten iktidara yükselmenin, siyasi hareketin proje üretebilme becerisiyle yakından ilişkisi vardır. Ancak bu yetmez, bunun yanında müzmin hastalıklarını savma, bir şey kazandırmaktan uzak tüm muhafazakâr saplantıları terk etme yollarını araması da gerekir. Kitlenin, siyasi hareketin niyetini anlayabilmesinin (geçmişteki defterleri eğer varsa kurcalamak dışında) tek yolu var: kullandığı dile ve sembollere bakmak. İş yine dilde düğümleniyor.
Bu minvalde, bilhassa iktidarların siyaset/propaganda dilini okuyabilmek önemli olmakla birlikte beceri istiyor. Çünkü siyaset dilini, sadece seçim dönemlerini fırsat bilip parsa toplayan reklam ve iletişim ajanslarının kimi yavan kimi ithal kimi akademik direktiflerinden ibaret kabul eden hatırı sayılır bir kitle var memlekette. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yaklaştığı ve adayların ortaya çıktığı şu dönemde özellikle, kurulmak istenen ittifaklar, ideolojik aidiyetlerin çatıştığı sıcak bir alanı işaret etmekte gecikmedi. Ahlakımızı birden bire nasıl değiştiremiyorsak siyasi tavırlar için de bu geçerli, değişmesini beklemek bir yana, muvakkat birleşmelerin dahi kabullenilemeyeceğine ilişkin birçok veri oluştu elimizde.
Siyasi hareketin bilinçdışı/altında, maneviyatında temerküz etmiş hayal, duygu ve düşüncelerin siyaset dilinin oluşumunda tesiri vardır. Kimi zaman politik bilinçaltını derin kırılmalar, yaralanmalar, mağduriyetler inşa eder. Dilin şiddeti, sertliği geçmişte geçirilmiş şiddetinden, sertliğinden izler taşır.
Başa dönecek olursak siyaset jargonunda nicedir tedavülde olan onurgalı olmak tabiri bence, kararlılık ve tutarlılık üzerine inşa edilmiş aktif siyaset dilinin haysiyetli, onurlu tavır gösterebilme iradesiyle de desteklenmesini ifade etmektedir. Yani tam olarak şimdiki zamanın geçmişle tutarlı bir bütünlük hâlinde olması ve siyaset dilini doğrulamasıdır. Günümüz ittifaklarında kurulmadan oluşan çatlak, geçmişle şimdiki zamanın arasında çabucak kurulmak istenen köprünün sıhhatini anlamak konusunda bize bir fikir verebilir mi? Ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.