MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sarı zarfı alıp okuduktan sonra “Devletin Bekası” için “evet” diyeceğini açıklamıştı.

Kamuoyuna açıklanmadığı için sarı zarfta nelerin yazılı olduğunu bilmiyorum.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de, partisinin merkezinde yaptığı basın toplantısında, “Müslüman Türk Milletinin beka davasının safında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yanındayız.” diyerek 16 Nisan’da yapılacak Referandumda “evet” diyeceklerini açıkladı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Bahçeli ile Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Destici’nin yaptıkları açıklamalarındaki ortak nokta ise; “devletin bekası”.

***

15 Temmuz’da, bizim bilmediğimiz daha neler oldu da “Devletin bekası” meselesi, “ivedi” bir şekilde Referandum’a götürülecek kadar aciliyet kesbetti…

Yoksa devletimiz ve devletin önemli organları (Ordu (TSK) ve Meclis (TBMM) nasıl bir tehlike altında?..

SARI ZARF’ta neler yazıyor?

Bilmiyoruz.

Beştepe’ye çıkan BBP Genel Başkanı Destici’ye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Devletin bekası noktasında neler söyledi ve neleri paylaştı?

Onu da bilmiyoruz.

Sarı zarfı okuyan ve Beştepe’de Cumhurbaşkanı ile görüşenler; devletin bekasının tehlikede olduğunu ifade etmekle yetiniyorlar.

Ama tehlikenin mahiyeti hakkında pek fazla bir şey paylaşmıyorlar.

Acaba neden?

Yoksa devlet sırrı mı?..

***

Destici, o açıklamasında “Partimiz bu şartlar altında otonomik bir pozisyon alma kararı vermiş, milli iradenin bir parçası olarak hükümet sistemi değişikliğinin dışında kalmamanın daha doğru olacağı kanaatine varmıştır” diyor.

21319767. karşımıza “otonomik pozisyon” tabiri çıkıyor. Destici’yi “bağımsız olma” veya “kendi kendine yetebilirlik” pozisyonu kararını almaya sevkeden saik ise, öyle anlaşılıyor ki sistem değişikliği.

Destici, MHP’nin gündeme getirdiği “Anayasa Değişikliği teklifi”nin Meclis’te kabul edilmesi ve Referandum yoluyla halkın onayına sunulmasını, “Hükümet Sistemi Değişikliği” olarak bakarak devletin bekası çerçevesinde değerlendirdiğini dile getiriyor.

Destici, yeni sistem tartışılırken partisinin kırmızı çizgilerini de beş maddede özetliyor:

Yeni bir sistem tartışılırken bizim için şu beş kriter azami derecede önem taşımaktadır.

1-Devletimizin üniter yapısının muhafazası,

2-Türk kimliği ve Türkçemiz,

3-Kuvvetler ayrılığı prensibi,

4-Temel haklar ve inanç hürriyeti,

5-Darbe hukukunun ve vesayetin ortadan kaldırılması.”

***

Destici, parti olarak neden evet kararı aldıklarını da şu sözlerle açıklık getiriyor: “Sistem mi, devlet mi sorusuna elbette ki “Devlet” ve “Millet” diyoruz. Sistemler yanlışsa değiştirilerek telafi edilebilir. Ancak devletin bekası ve milletin güvenliği tehlikeye atılırsa, bir önlem alınmazsa bunun telafisinin mümkün olmayacağını hepimiz biliyoruz. Devletin ve milletin bekası, istikbali ve istiklali söz konusu olduğunu gördüğünde Büyük Birlik Partisi ve onun idealist kadroları hiçbir siyasi ikbal düşünmeden devletin ve milletin yanında durur. Bunun için “EVET” demeye karar vermiş bulunuyoruz.”

Destici’nin Referandumla ilgili en çok hoşuma giden ve “evet”le karşıladığım sözleri ise şöyle: “16 Nisan’a gittiğimiz bu süreçte kamplaştırıcı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici dil, hâl ve tavırdan herkes uzak durmalıdır. HAYIR tercihinde olanlar da bu memleketin evlatlarıdır, EVET tercihinde bulunanlar da bu memleketin evlatlarıdır. Herkesin tercihine saygı duyulmalıdır.”

***

Yalnız, BBP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur’un 16 Nisan'da yapılacak referandum için “Dayatılan bu rejim değişikliğini kabul etmiyoruz” sözleriyle BBP Genel Başkanı Destici’nın açıklamaları, tabanda bakalım nasıl bir etki yapacak.

AZİZİM DİYOR Kİ…

“Devlet batacak!” çığlığı beyninde öter de,
Millette bekà hissi ezilmez mi ki? Nerde!
“Devlet batacak!” İşte bu öldürdü şebâbı;
Git yokla da bak, var mı kımıldanmaya tâbı?
Âfâkına yüklense de binlerce mehâlik,
Batmazdı bu devlet, “batacaktır!” demeyeydik.
Batmazdı, hayır batmadı, hem batmayacaktır…”

Mehmet Âkif Ersoy