SAHTE BENLİKLER
Kimiz?
Yaşamamızın gayesi ne?
Davranışlarımız gerçek kişiliğimizle aynı doğrultuda mı?
Aynaya baktığımızda yansıyan görüntümüz bize mi ait?
Ya da gizlediğimiz başka bir suratın sahte bir versiyonu mu?
Düşünelim.
Bir sır var ve de derinde kendimizi keşfedelim.
Ta içimize özümüze inmeliyiz.
Eksik ve yanlışlarımızın farkına varmalıyız.
Üstünü örtmeden, ego olmadan itiraf etmeliyiz
‘Kendini tanımak egoyu tanımaktır’ derler.
Yaptığımız işlerle ilgili gurur duymamız kibre bulaşmadan doğaldır.
Kibir aslında aynada gördüğümüz maskenin ta kendisidir.
Kendimizi yargılayarak başlamalıyız.
İşte tam da burada bizim asıl sorunumuzun bu olduğu bütün çıplaklığı ile gözümüzün önünde apaçık durmuyor mu?
Hakiki kimliklerimizi gizliyor,
Başkaymış gibi davranıyoruz.
Olduğumuz gibi neysek o mantığında sahte ‘ben’ i ortadan kaldırmak gerekiyor.
Gerçek kimliklerin yaşadığı herkesin kendisini geliştirdiği,
düşünebildiği,
yargılayabildiği,
egolarının çarpışmadığı,
herkesin kendini keşfettiği
YENİ BİR DÜNYAYI kim istemez ki?
Şunu unutmayalım:
Kim ne derse desin insanı en iyi tanıyan ve tanıdıkça da kendini gururlandıran en başta kendisidir.
Yaşarken ve ölürken nasıl anılacağımızı başkası değil biz belirleriz.
O halde baştaki soru;
Kimsiniz, hangi kimlik arayışı içindesiniz?
Sorunun en doğru cevabı bizde saklı.
O bir ‘ben’ içerde.
İşte orada saklı.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.