Geri tepmesiz; Tape mermilerinin yoğun şekilde kullanıldığı, bu yüzden tarihe 17 Aralık TAPELEME ve TEPELEME zaferi olarak geçecek, büyük taarruzun üçüncü ayını geride bırakıyoruz. (Gülüyoruz ağlanacak halimize, görenlerde sanki preveze deniz zaferi zannedecek!)

           Açılan yaylım ateşi; sonrasında ilk belirlemelere göre, ana kumanda merkezine isabet eden, uzaktan kumandalı F tipi bombanın patlamasıyla, dört bakanımız ex olmuş, bir kısım ayakta olmak üzere, onlarca yaralı en yakın sağlık kuruluşlarında tedavi altına alınmıştır.

          Bu büyük patlama; Sonrasında hükümet nezdinde, acil kriz masası oluşturularak duruma el konulmuş, konuyla ilgili bir dizi program uygulamaya sokulmuştur.

         Hükümet tarafından; yapılan ilk açıklamalara göre;  ‘‘yapılan acil eylem planıyla durum tamamen kontrolümüz altındadır.’’ Endişeye mahal yok denilerek, vatandaşımız sükûnete davet edilmiştir.

        Gelişmeler karşısında; hükümette derhal revizyona gidilerek, bakanlar kuruluna gerekli takviyeler yapılmış, başta Ankara kırsalı olmak üzere, yurdun büyük bir bölümünde, temizlik ve süpürme operasyonuyla sürek avına başlanılmıştır.

        Açık arazide yapılan; ilk arama ve taramalarda hükümetin dur ihtarına uymayan,    çok sayıda Emniyet ve Yargı mensubu etkisiz hale getirilmiştir.  

        Hükümet kaynaklarından; alınan bilgiye göre ‘‘pilavdan dönenin kaşığı kırılsın’’ denilerek; seri operasyonların, yapılan arama ve taramaların, diğer Bakanlıklara da sıçrayarak eksiksiz sürdürüleceği; “ben ettim sen etme”  deninceye kadar devam edeceği beklenmektedir.

         Hükümet güçlerince; “Her şey kontrolümüz altında sakin olalım, endişeye gerek yok” denilse de “yırtılan deli Bekir’in yakası” misali, ekonomimizin içi dışına çıkmış, Dolar’ın ve Euro’nun bir türlü ateşi düşürülememiş, özellikle iş dünyamızda ve sanayimizde, ciddi kaygılar ve kayıplar oluşmuştur.

        Öncelikle; Demokrasi’mizin ağır yara aldığı, tarafların büyük kayıplar vererek sürdürdüğü,  neredeyse düşmanı denize dökmek gibi algıladığı, güç gösterisine dönüşen önlenemez savaş, öyle gözüküyor ki; 30 Mart’a kadar şiddeti artarak devam edecektir!

        Sözde; Adı akil olan insanların dahi seyirci kaldığı, pek çoğunun ise yangına benzin dökerek gittiği bu meydan muhaberesinden, belli ki birileri kazanarak birileri de kaybederek çıkacaktır.

      Kazananın TÜRKİYE ve TÜRK Demokrasisi olması dileğiyle.