Bizim adamsa yanlışı doğrumuzdur
Sol, kaybetmeye mahkûm. Daha doğrusu, solcular…
İBB’de büyük bir yolsuzluk var. Tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatma var. Kamuyu zarara uğratma var. Var da var… İşte solcuların anlayamadığı ya da anlamak istemediği nokta tam da burada. Onlar için, “Bizdense yanlışları önemli değil, ne yaparlarsa yapsınlar bizden,” mantığı geçerli.
Ama biz böyle değiliz! Adalet bizim için sadece bir kavram değil, bir inanç meselesidir. Haksızlık kimden gelirse gelsin, yanlışın karşısında durmak zorundayız. Çünkü adalet mülkün temelidir ve bu mülk, sadece birkaç kişiye ait değildir. Bu vatan hepimizin!
Birileri biz Müslümanları gerici diye görüp tenkit eder. Ama kim medeni, kim bedevi; sokağa çıktığımızda görüyoruz. Biz, onlarca, binlerce haksızlığa uğradık; 28 Şubat’ı yaşadık. Ama devletin malına zarar vermedik, devletin polisine, askerine taş atmadık, molotof atmadık. Çünkü bizim inancımızda devlet, kutsaldır. Devletin bekası, milletin huzuru için vardır ve ona zarar vermek, kendi evini yakmaktan farksızdır.
Gözünüzü açın! diyeceğim ama siz, gören körlersiniz. Ağababalarınız, dünyada tabiri caizse cenneti yaşıyor; şatafat ve lüks içinde… Sizler de onların amigoluğunu yapıyorsunuz. Onlar köşklerde sefahat sürerken, siz hâlâ onların arkasında saf tutuyorsunuz. Bir gün bu gerçekleri görecek misiniz? Yoksa o gün geldiğinde her şey için çok mu geç olacak?
Bu arada, hizmet nasıl yapılır görmek istiyorsanız Konya’mıza buyrun, gelin. Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’dan hizmet nasıl yapılır, halkla nasıl iç içe olunur, görün. Konya, belediyeciliğin kitabını yazan şehirlerden biridir. Merkez ilçe belediyelerinde de Meram’a, Karatay’a, Selçuklu’ya bir uğrayın. Mustafa Kavuş, Hasan Kılca ve Ahmet Pekyatırmacı başkanların hizmetlerini dinleyin, inceleyin. Onlar, sizinkiler gibi ulaşılmaz değil!
Bizim anlayışımızda belediye başkanı halktan kopuk değil, halkla iç içe olur. Şatafatlı belediye binalarında değil, sokaklarda halkın içinde hizmet üretir! Sadece yol yapmak, bina dikmek belediyecilik değildir. Asıl mesele, gönüller yapmaktır!
Ayrıca, bizim cenahtan bir partinin genel başkanı açıklama yapmış: “İmamoğlu’na yapılan haksızlık” diye… Polyanacılık yapmaya gerek yok! Hakikati biliyorsunuz. “Algıyla gerçeklik inşa edemezsiniz.” Algı bir yere kadar işler, ama gün gelir gerçek tokadı öyle bir çarpar ki… İşte o zaman her şey su yüzüne çıkar.
Bu Polyanancılara, üstad Necip Fazıl’ın şu dizeleriyle cevap veriyorum:
“Zindan iki hece Mehmed’im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam boynunda yafta…
Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!
Kavuşmak mı? … Belki… Daha ölmedim!”
Günün Sözü
Olimpos Dağı’nın çocukları ile Hira Dağı’nın evlatları arasındaki fark:
Hira Dağı’nın evlatları vatan için canını verir,
Olimpos’un çocukları ise canı için vatanı verir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.