Bugün Meram Alparslan Ortaokulu’nun yöneticilerine ve öğretmenlerine teşekkür ederek yazıma başlamak istiyorum. Dün okuldan bir bilgi geldi. Ben diyeyim iki ay, siz deyin üç ay önce bir yazı yazmıştım. Hatırladığım kadarı ile bir vatandaş bize o gün mail atmıştı. Yolda direksiyonda giderken Meram Alparslan Ortaokulu’nun bahçesinde topla oynayan çocukların topu bir aracın önüne düşüyor ve o aracın sürücüsünün frene basması ile sıkıntılı bir durum yaşanıyor. Sürücü arkadaş buraya tedbir alınmasını istemiş biz de köşemizde dile getirmiştik.

İşte dün bu okulun bahçesinden şu iki kare fotoğraf geldi.

Okul yöneticileri ve ilgili öğretmenler okul bahçesinde topla oynayan öğrencilerin çocukların toplarının caddeye kaçmaması için böylesine ciddi bir tedbiri almışlar. İnanın eğitim camiamızın duyarlığı karşısında çok etkilendim.

Bu vesile ile bu okulumuzun müdürüne, okul yöneticilerine ve eğitimci dostlarıma teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, sağ olun.   

DOLAPOĞLU CAMİİ ve HOPÖRLER MESELESİ

Biliyorum Türkiye’de bu işlere girmek akıl işi değil. Zaten akıllı adam da bu işlere girmez kendini girmek zorunda hissederse de kıvırır durur. İnandıklarını bile söylemez dahası söyleyemez.

Niye? Çünkü sizi birden gavur ilan ederler. Ediyorlar da zaten. Etsinler bakalım.

Mesela dün bir vatandaşın CİMER’e dahi yazdığı ve CİMER’in uyardığı konuyu yazdık ya CAFER rumuzlu okurumuz da bakın bize ne diyordu;

“Yazık. Böyle bir yazı yazdığın için. Sakalından utanman lazım. Şikayet edenin zihniyetini anladık da senin destek vermeni anlamadık. EZAN SESİNDEN HİÇ BİR ÇOCUK KORKMAZ” ………

………………

Olsun bakalım meydan boş yaaa

Sallayın sallaya bildiğiniz kadar. Ama bizim buradan sizler gibi ne sallama şansımız ne de niyetimiz var. Çünkü biz yazdığımız her harfin hesabını bu dünyada da polise, hakime, savcıya öbür tarafta da Cenab-ı Allah’a vereceğimizi biliyoruz.

………………………….

Dün öğleden sonra Dolapoğlu Camii’nin iki genç görevlisi geldi. Çayımızı içtik sohbet ettik. Ne yalan söyleyeyim sohbetlerinden büyük keyif aldım. Bizim dün yazdığımız konuyu gerek ellerindeki resmi belgelerle gerekse samimi olarak ifade ettiler, konuya açıklık getirdiler. Hocalarımız cami hoparlörünün 2007 çıkışlı olduğunu, Erdal Bey’in gerek kendilerine gerekse CİMER’e yazdığı yazının ardından yeniden ses ayarının yapıldığını ve Erdal Bey’in de kendilerine bu şekilde teşekkür ettiğini söylediler.

Yine bu genç din görevlilerimiz ellerinde mahalle sakinlerinin 100 imzalı dilekçelerinin bulunduğunu ve bu dilekçede cami etrafındaki yüksek site binalarının sesi kestiğini ve bu yüzden de ezan sesinin duyulmadığını beyan ettiklerini gösterdi.

Sonuçta iki genç din görevlisi çok samimi ve heyecanlı idiler. Erdal Bey’in ve evladının da gönlünü alarak bu işin bir daha kamuoyuna yansımayacağına inanıyorum ve bu iki genç arkadaşa hassasiyetleri için de teşekkür ediyorum.

……………

Millet Bahçesine yapılacak yeni camii ile ilgili son görüşüme ve kanaatime gelmeden önce Ahmet S…. Bey’in dün bize yazdıklarını bugün sizlerle dahası kamuoyu ile paylaşmak isterim.

35.000 KİŞİLİK ASELSAN CAMİİ

 “Selamün aleyküm, Uğur Bey,

Epeydir Konya’mıza Çamlıca Camii misali bir caminin yapılmasından müzakerelere yer verdiniz. Bazı kardeşlerimiz toplum psikolojisiyle ya da duygusal yaklaşıyorlar konulara. Oysa önce sakin sakin bilimsel verileri masaya yatırarak akıllıca düşünmek gerekir.

Çünkü İlahi mesajımız Kur'an-ı Kerim bize hep "aklınızı kullanın!" diye ikaz eder. Şimdi bu cami konusunu aklımızı kullanarak masaya yatıralım:

1-Sağ olsun belediyelerimiz şehrimize gerçekten büyük piknik alanları, yemyeşil parklar bahçeler kazandırdılar. Buralarda ihtiyaç olan mescitleri de yaptılar, bu mescitler kifayetsiz ise onu ayrıca tartışalım.

2-Yeni yapılması düşünülen Millet bahçeleri de bu kategoride buralar için de 35.000 kişilik camileri düşünmeyelim buralara yapılacak mescitler ihtiyaca cevap verirler.

3-Peki diyeceksiniz ki "Konyalı kardeşlerimiz 35 bin kişilik camiyi yaptıracak güçte değil mi ki mescitleri öne sürüyorsun" diyeceksiniz.

4-Gelelim bu konuya:

İstanbul’da yapılmakta olan Taksim Camii ile ibadete açılan Çamlıca Camii İstanbul için, hatta İslam dünyası için de bir SEMBOLdür. Bunun sadece büyüklüğünü görüp Konya’mıza da böyle bir büyük cami yakışır diye duygusal yaklaşmamak gerekir.

5-Peki böyle büyük bir camiye şu an ihtiyaç var mı?

A- "Bugün ihtiyaç yoksa da yapılsa zararı var mı?" diyen kardeşlerimiz çıkıp böyle diyecekler,

B- "Yapılsın, Konya’mıza yakışır ve başka vilayetlerden hatta yurt dışından bile SES GETİRİR" diyen kardeşlerimiz bile çıkacaklar.

Bu görüşlerin hepsi masumane ve samimi temiz duygularla söylenmiş güzel ifadeler. Ama yukarıda ne dedik "AKLINIZI KULLANIN!"

Gelin aklımızı kullanalım:

Konyalı kardeşlerimiz 35 bin kişilik camiyi yaptıracak güçte mi?

Evet, 50 bin kişilik camiyi de yaptırabilir.

Peki ama Konya’mızda şu an böyle bir camiye ihtiyaç yok. İhtiyaç olan semtlere cami yapımları devam ediyor. O halde aklımızı kullanarak diyorum ki, sizlere bir önerim var:

Bugün bu 35 bin kişilik cami külliye şeklinde olacağı için en az 100-150 milyona mal olur. Başta İl Müftümüz olmak üzere tüm oda başkanlarımız, sivil toplum kuruluşlarının başkanları medya kuruluşlarının yetkilileri bir araya gelelim ve şu projeyi hayata geçirelim.

Dün olduğu gibi bugün de ülkemizin düşmanı çok, teknolojimizi, savunma sanayimizi geliştirmek mecburiyetindeyiz. Konya’mıza % 49’u Konyalının olmak üzere ASELSAN fabrika kurmaktadır. Aselsan mı olur, Roketsan mı olur yetkililerle görüşüp en az 500 milyon sermayeli bir savunma sanayi şirketinin % 49’una yine Konyalılar ortak olsun.

Bu % 49'un yarısını yani 125 milyonunu halkımızdan Müftülüğümüzün öncülüğünde bağış olarak toplayalım, bu hisseleri şehit aileleri vakıflarına bağışlayalım binlerce şehidimizin ailelerine ömür boyu  bir gelir olur hem de böyle bir fabrikada çalışanlarla en az on bin kişiye gelir kapısı olur. (bin çalışan dört bin yakınları ve diğer tedarikçiler vs)  35 bin kişilik cami için toplayacağımız para ile gelin savunma sanayimizi geliştirelim, işsizliğe çare de bulmuş oluruz. Yüzde elli bir devletin olacağı için halkımız güvenerek verir.

Kısacası EGEMENLİĞİ, HÜRRİYETİ OLMAYAN İNSANIN İBADETİ DE OLMAZ NAMAZI DA OLMAZ: ALLAH ESİRGESİN, Allah'a emanet olun. Ahmet S……”

……………

Burada okurumuzun soyadını ben bilerek yazmadım. Çünkü kendisini tanımıyorum. Bir iş adamı olabilir, bir bürokrat olabilir, bir garip olabilir. Belli bir kesimin önüne kendisini yem olarak atmamak adına buradan lütfedip samimi görüşlerini bizimle paylaştıklarını için Ahmet Bey’e bir kez daha teşekkür ediyor, samimiyeti için de saygılarımı sunuyorum.

Gelin Konya’ya hep büyüklerin en büyüğü yakışır. Eğer 30 bin yapılacaksa 42 bin kişilik olsun sembolik olsun hep övündüğümüz ve gururla konuştuğumuz plakamızı da bulmuş olalım.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Başarının büyüklüğü; isteğin gücüyle, hayalin büyüklüğüyle ve yol boyunca hayal kırıklığının nasıl aşıldığıyla ölçülür.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bebek arabalı anneler her an önlerinden ve arkalarından gelebilecek araçları düşünerek özellikle yolun ortasından yürümedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.