TarihÎ mâbetlerimiz (29-1)
İnce Minare Medresesi (Sahib Atâ Dârü’l-Hadisi)
1969’da Tarihi Eserler serisi olarak adına posta pulları bastırılan İnce Minareli Medrese, üzerinde Fetih Suresi’nin yazılı olduğu şâheser taç kapısı ile dikkati çeker.
Konya’nın Selçuklu İlçesi, Hamidiye Mahallesi’ndeki İnce Minareli Sokak’ta, Alâeddin Bulvarı’nda bulunan İnce Minareli Medrese, Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus döneminde Vezir Sahip Atâ Fahreddîn Ali tarafından hadis ilmi okutulmak üzere 1258-1279 yılları arasında, o devirde Konya iç kalesinin hendeği hizasına ve Sultan Kapısı yolunun üzerine yaptırılmıştır.
İnce Minareli Medrese’nin asıl adı, Sahib Atâ Dârü’l-Hadisi’dir. İslâm âlemindeki ilk hadis enstitüsü sayılan, Eyyûbi Sultanı Kâmil Nasruddin Muhammed tarafından 1225 yılında Kâhire’de kurulan ihtisas medresesinden kısa süre sonra Konya’da açılmıştır. Bu haliyle İnce Minare Darülhadisi, Anadolu’daki ilk darülhadistir.
Türk Sanatı’nın bir şâheseri olan İnce Minare, Türkiye Selçuklu Devleti’nin karanlık dönemlerinde, Moğol istilâsının başladığı, Selçuklu hânedanının eski şan ve itibarını kaybettiği, milletin, ümidi kırık, bunalımlı olduğu bir ortamda yapılması mânidardır. Böyle zamanda sanatkârın, bâninin, karanlığa yaktığı bir ışık topu gibidir. O ışık küresinin enerji kaynağı, ümit dolu dayanağı; taç kapısına kazınan âyetlerdir. İman edenlere güç veren, yeni muvaffkiyetler vâdeden, gaflete işaret eden surelerin yazılması bu açıdan anlamlıdır. Eserin mimarı, taç kapıdakı Sanatçı Kitabesi’ne göre Kölük bin Abdullah’tır. Medrese, kapalı avlulu tek eyvanlı plan düzeninde yapılmış olup, taç kapısı Selçuklu devri taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır.
Giriş kemerinin iki tarafında yer alan üçer küçük sütun ve kemer kavsarası bitkisel ve geometrik motiflerle süslüdür. Taçkapıdan çapraz tonozlu mekâna geçilmektedir. Cepheden bakıldığında fark edilemeyen bu mekân, binanın esas eyvanı için simetri teşkil etmektedir. Bu mekânın yan duvarlarındaki iki adet niş mimariye estetik kazandırmıştır.
Çapraz tonozlu giriş bölümünden divanhaneye girilir. Ortasında havuzu bulunan üzeri kubbeli, kare planlı avlunun güney ve kuzeyinde beşik tonozlu dikdörtgen planlı öğrenci hücreleri bulunmaktadır. Kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Kubbe kasnağında kûfi yazı ile “El-Mülkü-Lillah” ve “Ayet'el Kürsi” yazılıdır. Yapı ışığını, mazgal ve dikdörtgen pencereler ile kubbede yer alan fenerden sağlamaktadır. Girişin karşısında avludan üç basamakla çıkılan basık tonozlu eyvan yer almaktadır. Eyvanın iki yanında kare planlı, kubbeli birer dershane odası vardır. Yapının ön cephesi kesme taştandır ve yan duvarlarının dış cepheleri moloz taştan yapılmıştır. İç mekânlarda tuğla hem statik, hem de dekoratif amaçlı kullanılmıştır.
Kuzeyinde yer alan mescitten bugün yalnız tuğla örgülü mihrabı kalmıştır. Yapıya adını veren minarenin kaide kısmı muntazam kesme taş kaplamalıdır. Beden kısmı tamamen tuğla örgülüdür. Bugün mevcut gövdesi sekiz köşeli olup, çeşitli formda bombeler halindedir. Minare turkuvaz renginde, beyaz hamurlu tuğlalarla örülmüştür. Minarenin orijinali iki şerefeli iken, 1901 yılında düşen yıldırım, iki şerefeden birini tahrip etmiştir. İnce Minare mamuresi, Osmanlı dönemlerinde 1876’da Konya ileri gelenlerinden Tahir Paşa, 1900’de Vali Ferit Paşa tarafından tamir ettirilmiştir.
(Devam edecek)
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.