“Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir, 
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir. 
Bunun için ölüme bir atılış gerekir. 
Atıldıktan sonra bir daha dönmemektir...”
(Hüseyin Nihal Atsız)

Tarihçi yazarlarımızdan Hüseyin Nihal Atsız’ın delikanlı olduğu yaşlarda yazdığı “Kahramanlık” şiirini pek hoşuma gider. Okudukça kahramanca şehit olan Çin sarayını basan Kürşat’ın yiğitleri, vatan toprağını düşman çizmesine çiğnetmemek adına Çanakkale Destanı’nı yazan ve geri dönmemek üzere ileriye atılan ve “Bedr’in Aslanları” kadar şanlı olan Mehmetçik’ler aklıma gelir.
“Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir/ Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir/ Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir/ Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir” diyen Atsız’ın bu dizeleri, Niğde’nin Bor İlçesi Çukurkuyu beldesinde kabrini ziyaret ettiğimiz ve attığı bir kurşunla 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü ile Türkiye’yi İşgal Hareketi’nin seyrini değiştiren, attığı o bir kurşuna karşılık 30 kahpe kurşun yiyerek Millî Kahraman olan Ömer Halisdemir’e ne kadar da yakışıyor!
Bir daha geri dönmemek üzere komutanının “vur” emrini yerine getiren ve 15 Temmuz Darbesinde çok kan dökülmesini böylece önleyen Kahraman Türk askeri Ömer Halisdemir’in yüreğinin de soyadı ‘Halisdemir’ gibi sağlam olduğu ortaya çıktı. 
Konya Aydınlar Ocağı ve Hikmet İlim ve Sanat Derneği tarafından düzenlenen kabir ziyaretinde, kahraman askerimizin kabri başında canlı yayın yaparak Atsız’ın o güzel şiirini okumak isterdim. O ulvî mezarın ve kabristandaki insicamın bozulmaması adına bu fikrimden vazgeçtim. Ömer Halisdemir’den önce iki şehit daha veren Çukurkuyulular, bu ziyaretlerden son derece memnunlar. 15 Temmuz’un seyrini değiştiren bir kahramanın o beldeye hayat vermesi çok güzel bir şey. Demek ki kahramanlar öldükten sonra da hayatta kalmaya devam ediyorlar. 
Tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi… 
“Allah yolunda öldürülen kimseler hakkında “ölüler” demeyin. Hayır, aksine onlar diridir, fakat siz (bunu) anlayamazsınız.” (Bakara/154) ilâhî uyarısıyla ikâz edildiğimiz gibi…
Dün Çanakkale’de yazılan destan, günümüzde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda da yazıldı. Bundan sonra kıyâmete kadar da yazılmaya devam edilecek. 
Nihat Sami Banarlı’nın kaleme aldığı Resimli Türk Edebiyat Tarihi’nde ‘Türk Destanları’ kısmında yer alan İslâmiyet’ten önce ve sonraki destanlarımızdan Yaratılış, Alp Er Tunga ve Göç ile Oğuz Kaan, Ergenekon, Bozkurt, Saltuk Buğra Han, Manas, Dede Korkut, Atilla, Battal Gazi, Genç Osman destanlarındaki kahramanları da yazmak isterdim. Alp Er Tunga Destanı’ndaki “Alp Er Tunga öldi mü/ Issız ajun kaldı mu/ Ödlek öçin aldı mu/ Emti yürek yırtılur” dizeleri, yiğitlerin ölülerine adanmış bir destan şiiridir.
Çanakkale'de, Kafkaslarda, Sina'da, Yemen’de nice destanlar yazan kahramanlarım arasında Nene Hatunları, Şahin Beyleri, Sütçü İmamları, Fatma Nineleri, Şerife Bacıları, Kara Fatmaları, Yörük Ali Efeleri de sayabiliriz.

***
15 Temmuz’da milletimizi derinden etkileyen tarihî ve sosyal bir olay yaşandı. O gece destan yazan 200’ün üzerinde kahramanlar arasında bir kişi vardı ki, onun adı Ömer Halisdemir’di. Destansı bir mücadele vererek kanlı darbenin seyrini değiştirdi. Biz bunun adına “Tek Kurşun Destanı” desek yeridir.
Evet. Tek Kurşun Destanı’nı canıyla ve kanıyla yazan Ömer Halisdemir’nin bu kahramanlık öyküsünü senaryoya dönüştürerek destansı bir metinle beyaz perde’ye ve büyülü ekran’a yansıtmalıyız.  
Türk destan geleneğimizin 21. Yüzyıldaki kahraman tipleri acaba nasıl olmalı?.. 
Darağacında can veren Mustafa Pehlivanoğlu’nun öyküsü, aslında 1980 kahramanları arasında mektubuyla birlikte destansı bir hikâyeye sahip. Hayatı film ve beyaz perde’ye konu oluyorsa buna benzer daha nice kahramanlarımız var. 
Yeşilçam nice hainleri “kahraman” olarak beyaz perde’ye aktararak milletimizi ve halkı yıllarca aldatmadı mı? Bu boşluğu doldurarak gerçek kahramanlarımızı “hain” gösteren zihniyete artık son verilmeli. Millî Kahramanımız Ömer Halisdemir’le güzel bir başlangıç yapılmalı.

AZİZİM DİYOR Kİ…
“O makam senin namusundur Ömer/ Ben gelene kadar namusunu koru/ Gerekirse o vatan hainini vur/ Vazifenin sonunda şehadette var Ömer/ Hakkını bana helâl et” diyen Dursun Ali Erzincanlı’nın “30 Kuş” şiirinde dile getirdiği gibi Ömer Halisdemir; 
Bizim aslan kahramanımız ve bu vatanın asil kahramanı.