Telefon Kulubesinde Halay Çekmek
Bir KPSS maratonu daha adaylara “telefon kulübesinde halay çektirerek” sona erdi. Kiminin umudu önümüzdeki sene karşılarına çıkacak yeni, ilginç, saçma sapan sorulara yönelirken; kimi inatla bu sene bu işi nihayete erdirdi.
Tabi ki burada soruların kritiğini yapacak değilim. Uzmanlar onların kritiğini, yorumunu yaptılar. Bazıları sövdü saydı, bazıları normal karşıladı soruları. Benim burada kritiğini yapmak istediğim 2 milyon vatan evladının emeğinin heba edilmesi, çöpe atılması.
KPSS lafı duyduğumda benim kalıma hep 2010 yılı gelir. İktidar-Cemaat flörtünün milyonlarca vatan evladının hakkını nasıl yediğini, hiçe saydığını hatırlarım hep. Bu ülkede “Allah” diye milleti peşine takanların nasıl afiyetle kul hakkı yedikleri ve utanmadan milletin karşısına çıkıp hala “Allah’ın adıyla” oy kotarmaya çalışmalarını hayretler içinde yıllardır seyretmekteyiz. Aziz halkım “Allah” diyene her zaman ayrıcalık tanıyarak kul hakkı yemelerini de hep görmezden gelir. Savunma hiç değişmez: “Diğerleri iktidarda olsa çalmayacak mı? Bunlar çalsa da hizmet ediyor!”dur.
2010’da KPSS soruları çalındı, aslında bazılarına servis edildi, bazıları da buna göz yumdu. İş açığa çıkınca danışıklı dövüş devam etti ve sınavın ikinci oturumu yenilendi ama birinci oturum iptal edilmedi. Birinci oturumda hırsızların çoğu memur olma vizesini almıştı ikinci oturumu iptal etseler de kim takardı?
2010’da devlet kadrolarına alınan hırsızların hepsi, 2010’dan önce ve sonra kadroya alınan hırsızlarla birlikte devlet kadrolarında çalışmaya, afiyetle kul hakkı yemeye devam ediyor. Buna göz yumanlarsa Samsun’a çıkarak yeniden Milli Mücadele’yi başlattığını var sayıyor. Hakkını yedikleriyle birlikte onların yüzüne utanmadan bakarak biri Samsun’da “Milli Mücadele” ilanı, biri de Pensilvanya’da “Kırık Testi” doldurma peşinde.
Bu ülke, fareli köyü farelerden temizlemesi için göreve getirilen ama fareleri bırakıp insanlardan köyü temizleyen kavalcılarla dolu. Bu durum hiçbir zaman da değişmeyecek. Çünkü planları çok güzel işliyor. İlköğretimde TEOG; ortaöğretimde YGS, LYS; yükseköğretimde ALES, YDS, KPSS vb. sınavlarla birlikte sınav maratonuna koşulan nesiller, çoktan seçmeli sınavlara alışık olduğundan mı bilinmez, önüne çıkan durumları yorumlamak yerine sadece şıklara bakarak kötünün iyisini oy pusulasında işaretlemekte. Sonuç; kimi zaman Atatürk, Cumhuriyet, ilke, inkılap diye kimi zaman da Allah, İslam, din adına halkın hakkını afiyetle yiyen iktidarlar.
Burası Türkiye, bu ülkede kimi gençler gemicikleriyle milyonlarca dolar taşırken kimi gençler de telefon kulübesinde halay çekmeye zorlanır. Doğaldır bu durum, düşünmesi gereken nesiller telefon kulübesinde halayla oyalanacak ki diğerleri de gemicikleriyle milyon dolarları taşısın.
Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.