Yaklaşık 85 yaşlarında ihtiyar, matruş (tıraşlı, sakalsız) bir adam ağlamaklı mırıldanmalarla yanımıza geldi.  Onu getirenler bizi göstererek, işte bunlara söyle sana bir yol gösterirler diyerek bırakıp gittiler.

Titreyen ellerinde bir baston, başında 8 köşeli kasketi, muvazenesini kaybetmiş bir konuşma biçimiyle bize yakınma dolu cümleler kurmaya çalışıyordu.

Amca nedir derdin, sana nasıl yardımcı olabiliriz acaba diye sorduk.

Adam hem ağlamaya hem de anlatmaya başladı. Ben oğlumdan davacıyım, beni her gün dövüyor dedi.

- Oğlun seni neden dövüyor amca?

-Her gün eve getirdiği bir arkadaşıyla saatlerce alkol içiyor, daha sonra da beni sabaha kadar dövüyor.

-Eşin yok mu senin?

- Var ama onu da iteleyip azarlıyor, o da aciz kaldı.

Tüylerimiz diken diken olmuştu. Dehşete düşmüş bir halde dinliyorduk yaşlı adamı. Ağlarken titreyen dudaklarıyla anlatmaya devam etti.

-Benim iş yerimi zorla elimden aldı. Kirasının tamamını alıp onunla içki içiyor. Bana bir kuruş vermiyor ve beni sürekli dövüyor...

İster istemez aklımıza bu yaşlı adamın çocuğuna küçükken nasıl bir terbiye verdiğini sormak geliyor.

-Amca sen oğluna küçükken dinini ahlakını öğrettin mi?

-Cevap yok...

-Ona Allah korkusunu, anne babaya "ÖF" bile demenin haram olduğunu öğrettin mi?

-Cevap yok...

-Kur'an okumayı, namaz kılmayı öğrettin mi, eğer kendin öğretemediysen bir Kuran Kursuna ya da benzer bir eğitim kurumuna gönderdin mi?

-Cevap yok...

Allah korusun, böyle durumlar da varmış meğer. Bir taraftan yaşlı adamın konuşmalarını ve göz yaşlarını gördükçe vicdanımız sızlıyor, diğer taraftan da Hz. Peygamber (s.a.v) in şu hadisi şerifi kulaklarımızda çınlıyordu: "Hiç bir anne baba çocuğuna güzel (terbiye) ahlaktan daha büyük bir miras bırakmış olamaz."

Su isteyen yaşlı annesine su getirdiğinde annesi uyuyakaldığı için rahatsız etmeyeyim, annem uyanınca suyunu içireyim diye saatlerce ayakta bekleyen evlatların edep ve terbiyesi yanında, babasının malını elinden alıp onunla içki içen ve anane babasını her gün dövüp ağlatan evlatların da var olması ne büyük bir çelişki ve ne kötü bir miras değil mi? Öyle ya, Allahtan korkmayan anne babadan korkar mı?

Yaşlı adamın bu hali kendi hatalarından dolayı dünyada çektiği bir ıstıraptır. Ahirette ise çocuğuna dinini ve ahlakını öğretmediği için ayrıca Allaha vereceği bir hesap vardır.

Eeee... sonra... yaşlı adam ne oldu mu diyorsunuz? Ne acıdır ki, Müslüman bir toplumda olmaması gereken bir iş için, evladı hakkında "savcılığa suç duyurusunda bulunacağım" diye ağlayarak yanımızdan ayrılıp gitti.