TARİHE YOLCULUK (138)

• 420 yıllık tarihi bir geçmişe sahip olan Yenikapı Mevlevîhânesi, ölü ve dirileriyle birlikte dört senelik bir emeğin ürünü olan İslam Düşünce Atlası’nın tanıtımına şahitlik etti.

Geçtiğimiz hafta 16 Kasım 2017 – Cuma günü Konya Havaalanı’ndan saat 07.10’da hareketle, Dünya ve Türkiye ticaretinin kalbinin attığı yere ve üç kıt’anın kesiştiği güzelim İstanbul’a doğru yeni bir tarihe yolculuk yaptık.

İslam Düşünce Atlası’nın tanıtım programının yapılacağı tarihî bir mekân olan Yenikapı Mevlevihânesi’ne ulaştığımızda, yeniden tarihe tanıklık yaptık. Ben, kendimi adetâ tarihin içinde hissettim. Çünkü, dört yılda büyük emekler verilerek hazırlanmış üç ciltlik İslam Düşünce Atlası’nın tanıtıldığı mekân bizim yabancısı olmadığımız, hamuşanların da aramızda olduğu bir yer olması dolayısıyla hem ölülerimizle, hem dirilerimizle birlikte aynı yerde buluşuyor ve paylaşıyor olmamızdan dolayı büyük bir heyecan duyduğumu buradan ifade ediyorum.

TÜRKLER İSLÂM’A BAĞLI BİR MİLLETTİR

Uçakta üç kişilik koltukta bulunan yol arkadaşım ise, Konya Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Müdürü Cemil Anıl Doğan’dı. Konuşa konuşa gittiğimiz için bir saatlik uçuş saati bize kısa geldi. Cemil Bey’e, bana yakıştırılan “Azizim” kelimesinin tarihi geçmişini kısa ve öz olarak anlattıktan sonra çaylarımızı yudumlarken gözüm, THY’nın dergisi olan Skylife’nin Kasım 2017-412 sayısında yer alan “Vira İstanbul” başlığına ilişti. Cemil kardeşime, “Vira Bismillah”ı bakın nasıl “Vira İstanbul” yapmışlar diye takıldım.  Denizcilikte çok kullanılan Latince bir kelime olan Vira bildiğiniz gibi “almak, çekmek” anlamına geliyor. Denizciliğe Türklerin katkısı oldukça fazladır. Müslümanlar daha Dört Halife döneminde denizlere açılmışlar, Sardunya, Sicilya ve Kıbrıs gibi Akdeniz’in en büyük adalarını feth etmişlerdi. Keza Türkler de Anadolu’ya geldikten hemen sonra denizlere açılmışlar, Emir Çaka Bey tarafından büyük bir deniz donanması kurmuşlardı. Fakat ne yazık ki Türkiye Selçuklu Sultanı Kılıç-Arslan, Çaka Bey’i boğdurmasından sonra Türkler denizcilikte bir müddet duraksama yaşamış Barbaros Kardeşler döneminde ise yeniden dünyanın en önemli deniz gücüne sahip millet haline gelmişlerdir. Denizciliğe Türklerin katkısı oldukça fazladır fakat bu konuda yeterince bir çalışma yapılmamıştır. Türklerin en önemli hususiyeti İslâma olan bağlılıklarıdır. Hiçbir millet İslâm uğruna bu kadar çok şehit ve gazi vermemiştir. Kur’ân’da bu husus Rabbimiz tarafından “Ben öyle bir millet göndereceğim ki onlar kâfirlere karşı izzetli ve Müslümanlara karşı da alçak gönüllüdür, onlar Allah’ı sever Allah da onları sever” buyurmaktadır. Tarihte Türklerden başka bu övgü ve senaya mâsadak olmuş bir millet görülmemiştir” derken uçağımız, denizin üzerinde İstanbul - Yeşilköy (Atatürk) Hava Limanına doğru alçalmaya başladı.

Diyeceğim o ki, “Türk denizcileri, gemilerini demir alırken “Vira Bismillah” diyerek demir alırlardı. Bu geleneği Türk Deniz Kuvvetlerimiz de devam ettirmekte ve atış yapacakları zaman da “bismillah salvo” emrini kullanmaktadırlar” demekten kendimi alamadım. Bir yerde o dergideki yazı başlığında ‘Bismillah’ın yerine ‘İstanbul’un konulmasına hayıflanmadım değil. Halbuki askerlerimiz yine “Allah, Allah” diyor, denizcilerimiz ise “Besmillah” çekerek limandan açık denizlere doğru yol alıyorlar.

Bizde yola çıkarken ve uçağa binerken “Bilmillah” diyerek yola çıktık ve her ne kadar Yenikapı Mevlevihânesi’nde sadece Ahmet Sorgun Bey, “Bismillah” diyerek konuşmasına başlamış olsa da; eskiler, “Önce selâm, sonra kelâm” diyerek konuşmalarına selamla başlasalar da İslam Düşünce Atlası programı; “VİRA BİSMİLLAH” ile birlikte başladı.

Cenab-ı Hak, bütün güzel ve hayırlı işlerimizde besmele ile başlamayı nasip etsin, amin.

YARIN:  Yenikapı Mevlevîhânesi ve tarihi geçmişi…