Anladığım kadarıyla parlamenter sistemde yılsonunda, bir sonraki yılda yapılacak işler için sunulan hükümet programları, yeni haliyle Cumhurbaşkanlığı Programı olarak sunuluyor. Buna göre 2020 yılı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan program sunuldu. Bu Programa şöyle bir göz attım.

Programda dünya ekonomisindeki gelişmelere ve temel göstergelere yer verilmiş. Türkiye ekonomisi, büyüme, istihdam ve yatırımlar konusunda 2020 yılı hedefleri sıralanmış. "Eğitim", "Sağlık", "Adalet", "Güvenlik", "Çevre", "Temel Hak ve Özgürlükler", "Sivil Toplum Kuruluşları", "Aile ve Kadın", "Kültür ve Sanat" Afet Yönetimi",  "İstihdam ve Çalışma Hayatı" gibi başlıklarla hedef ve amaçlar paylaşılmış.  Tarımla ilgili Program “Öncelikli Gelişme Alanları” içinde yer almış. Bu sevindirici bir durum.

Tarım bölümünde ilk olarak mevcut durum ortay konmuş ve bu başlık altında “Toprak ve Su Kaynakları”, “Bitkisel Üretim”, “Hayvancılık”, “Su Ürünleri”, “Ormancılık”, “Tarım Destekleri ve Piyasa Düzenlemeleri” ve “Gıda” bölümlerine yer verilmiş.

İkinci bölüm, Amaç başlığı altında ele alınmış, çevresel, sosyal ve ekonomik olarak sürdürülebilir, ülke insanının yeterli ve dengeli beslenmesinin yanı sıra arz ve talep dengesini gözeten üretim yapısıyla uluslararası rekabet gücünü artırmış, ileri teknolojiye dayalı, altyapı sorunlarını çözmüş, örgütlülüğü ve verimliliği yüksek, etkin bir tarım sektörünün oluşturulması temel esastır denilerek bağlanmış.

Üçüncü bölüm, Politika ve Tedbirler başlığı altında ele alınmış. Bu başlıkta yapılacak işlerle ilgili Sorumlu/İşbirliği Yapılacak Kuruluşlar ile Yürütülecek Faaliyetler ve Projeler açıklanmış. Bu bölüm önümüzdeki yıl için yapılacak işleri ve projeleri özetliyor. Bu bölüm 11. Kalkınma Planına (2019-2023) atıfta bulunarak proje muhtevaları özetlenmiş. Bu da iyi bir gelişme, zira devletin gücü parçalanmamış, yapılacak işlerin takibi de kolaylaştırılmış olacaktır. Buraya da diyecek bir şey yok.

Yapılması düşünülen projelerin birçoğu yıllardır üzerinde durulan ve bir türlü başarılmayan konuları içeriyor. Proje başlıklarını burada tek tek ele alacak değilim, isteyen bu bölüme Resmi Gazeteden indirerek bakabilir. Önemli bulduğum bir proje üzerinde kısa bir yorum yapmak gerekecek.

Tedbir 405.7 de, “arazi toplulaştırma çalışmalarına sulama yatırımları ile entegre bir şekilde devam edilecek, tescil işlemlerinin hızlandırılması için düzenlemeler yapılacaktır” deniliyor. Bu gayet güzel bir gelişme gibi görülüyor. Öyle de arazi toplulaştırma çalışmaları bitirildiğinde aile başına işletme büyüklüğü 6 hektar, parça sayısı da 3 e düşürülecek yani ortalama arazi büyüklüğü 2 hektar kadar olacak. Her şey bir yana bu anlayışla yani ortalama işletme büyüklüğü ortada iken hangi akıl, hangi güç, Türk Tarımını, burada ki Stratejide istenen noktaya getirecek ve 2023 hedefine ulaştıracak, sorarım.

Yaklaşık sayısı 3 milyon olan bunu da ¼ ü ancak sulanan cüce işletmelerle bu Programda belirlenen “denetim ve yönetim altyapısı güçlü bir dağıtım modeliyle tarımsal ürünlerin piyasaya daha hızlı ve uygun fiyatta sunulmasını sağlamaya yönelik düzenlemeler yapar’ a” nasıl gidilir, bilemem. Bilen varsa bunu her zeminde tartışmaya açığım.

Birileri Sayın Cumhurbaşkanımıza açıkça söylesin. Bu işin çözümü “üretimin toplulaştırılmasında” desin. Ülkem 3 sene sonra masraflarını düşüren bir çiftçilik, üretimini ve rekabetini artıran bir işletme yapısına kavuşacak desin. Tarım Devletle, özgürlükle, sağlıkla, vatanla eşdeğer desin. Dünyada ki ve kadim kültürümüzdeki örneklerinden bahsetsin. Ülkem her gün su arzında daralırken 20 sene sonra da belki kuruyan bir ülkeyi görmek istemediğini açıklasın. 

Korkarak ve siyasileri korkutarak bir yere varılmaz. Bu tür programları siyasetçiler yazmaz, bürokratlar hazırlar siyasetçilerin önüne sunar. Ancak yapılan yanlışların ceremesini siyasetçiler çeker. Böyle aslı astarı olmayan ve üstelik yerini bulmayan desteklerle tarımın meselesi çözülemez. Benden söylemesi.

Başarı dileklerimle