Tarım Fuarları: Doğruları, yanlışları
Tarım fuarları ile alakalı birçok yazı kaleme aldım, fayda ve zararlarını yazdım ancak ne özel sektör, ne sorumlu devlet otoriteleri ve ne de üreticileri bu yazdıklarımı ciddiye almadı.
Tarım fuarları elbette yapılmalıdır. Tarım veya diğer sektör fuarlarına zararlıdır, yapılmasın demek, son zamanlarda bazı siyasi liderlerin Ülkemin yerli ürünlerine ambargo çağrısına benzerdir derim. Benim derdim bir sektör uzmanı olarak fuarlarda sergilenen ve yerli işgücü ve imkânlarıyla üretilen alet ve makineleri gururla seyrederken, öte yandan ihtiyacı olmadığı halde sırf hava, komşusuyla yarışma, benimki en büyük ve en pahalı dedirterek, kendisini gündeme taşımayı hedef edilenleredir.
Geçen hafta sonu, Konya’da dünyanın en büyük tarım fuarlarından biri olarak kabul edilen Konya 21. Tarım, Fuarını ziyaret ettim. Fuar alanı 120 bin m² kapalı alnı ile Türkiye'de özel sektörün sahip olduğu en büyük fuar merkezi olup Fuara 96 bin m2 tahsis edilmiş ve 20 ülkeden de 436 firma katılmış.
Fuarda tarımsal mekanizasyon ve tarım teknolojileri ürün gruplarında yerli ve yabancı lider firmalar yer almış. Konya, beş günde 79 ülke ve Türkiye'den 251 bin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapmış. Ekonomik olarak her ziyaretçi ortalama 1000 TL bıraksa bile 5 günde Konya’ya 250 milyon para girmiş demektir. 79 ülkeden ortalama 10 ar kişi gelse bile diyelim 800 kişi, uçak otel, gıda ve diğer olmak üzere her biri 2 bin dolar bıraksa Konya’ya toplamda 300-350 milyon TL girmiş demektir.
35 senedir, neredeyse ülkemde ve kısmen de yurtdışında yapılan önemli fuarları ziyaret ederim. Dünya ve ülkemde sektörde ki gelişmeleri, teknolojik yenilikleri yerinde görme fırsatını yakalarım. Fuarlar elbette önemli olsa da çoğu fuara tepkim vardır. Bu tepki hoş karşılanmasa da, bana göre, fuarların çok faydası yanında, ciddi anlamda özellikle de çiftçiler nezdinde bir israfa da yol açtığıdır.
Fuarlar aynı zamanda birer cazibe merkezleridir. Fuarlarda sergilenen göz alıcı alet ve makinelerin müşterileri özellikle de köylüleri nasıl etki altına aldığı, bu manada lüzumsuz alımlarla ziyaretçileri masrafa ve israfa soktuğu malumdur. Dünya markası bir traktör firmasının standını ziyaret ediyor, mesul müdürden bilgiler alıyorum. Bir çırpıda 6 traktöre 90 milyon TL ödeyen müteahhit çiftçiye diyecek yok ama senede satılan traktör sayısı 80 bine, ortalama güç de 80 beygire yükselmiş.
Türkiye gibi ortalama arazi çok parçalı, 6 hektar ve miras hukukunun tam işletilememesi sebebiyle parçalanmanın devam ettiği, büyük oranda kuru tarımın yapıldığı bir ülkede aşırı fuar satışlarını sorgulamam yanlış olmasa gerek. Alet-makine yenilemenin çok da gerekli olmadığı Ülkemde fuarcılık felsefesine karşı çıkmam ve yanlışları kabul etmememden dir.
Tekraren ifade etmek gerekirse, konu fuarcılığa tümüyle karşı olmam değil, fuarlarda üreticilerin cazibeli tekliflerle tuzağa düşürülerek lüzumsuz alıma zorlanmalarıdır. Bu tür yanlışların daha çok zirai alet ve makine fuarlarında yapıldığı da malumdur.
İşin bir diğer tarafında fuara ulaşım zorluğu ve vasıta parkı yetersizliği var. Ziyaretçilerin tamamı özel arabaları ile geliyor. Fuarlar, teknik ve ekonomik konulara pazar olduğu gibi, sosyal alanlar olarak da kendini göstermekte. Hele de biz hocalar için ayrıca bir bilgi kaynağıdır. Uzun seneler görmediğimiz dostlar ve öğrencilerimizi buralarda görebilme imkânına kavuşuyoruz.
Konya fuarında birçok yakın dost ve öğrencilerimizin stantlarını görmek nasip oldu. Her biri büyük başarılara imza atıyor. Evladım mesabesinde gördüğüm öğrencim, asistanım Prof. Dr. Rahim Ada’nın ıslah ettiği yerli mısır, ayçiçeği ve şeker pancarı çeşitlerini görmem beni ziyadesiyle memnun etti.
Tarım fuarları ile alakalı son sözüm kuraklık, ekonomik krizler ve deprem felaketine rağmen ülkemin tarım sektöründe nerelere geldiğini ve yabancı dev firmalarla nasıl rekabet ettiğini görmek için tarım yok oldu diyen cahil düşmanlarına ülkemde ki tarım fuarlarını ziyaret etmeleridir.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.