Ankaralı işadamı, neden Konya yolunu tercih etmiyor?
Son bir iki haftadır bizi günü gününe, kelimesi kelimesine takip eden hatta hatalarımızı kibarca yüzümüze vuran çok sevdiğim değerli okurlarımızın bir ortak paydası beni kara kara düşündürüyor. Bunlar bir yandan da kendi adıma, kendi kendimize bir çeki düzen verme konusunda toparlanmamızı sağlayacak görüşlerdir.
Ya ben derdimi yani söylemek istediğimi tam olarak ifade edemiyorum ya da yanlış yapıyorum.
Yanlış yaptığımı görürsem ve buna inanırsam inanın sizlerin göstereceğiniz işaretlerle toparlanmaya çalışıyorum.
Siz son bir ya da iki haftadır diyorsunuz ki;
“Tahir Akyürek iyi inadına savunuyorsun.”
Vallahi de billahi de böyle bir şey yok.
Tahir Başkan’ın yanlışlarını, eksikliklerini, hatalarını görüyorum, yazıyorum, söylüyorum.
Ama burada başkanın bir yerde elinin kolunun bağlandığını, ekibinin yüksek performans gösteremediğine de şahit oluyorum.
Diyeceksiniz ki başkan değil mi, biz onu biliriz ekibi bizi ilgilendirmez.
Evet yüzde yüz haklısınız iyisi de kötüsü de sevabı da günahı da artısı da eksisi de sadece başkana çıkartılır.
Biz de aynen bunu başkana söylüyoruz.
Başkan bir yerde yola çıkarken seçtiği ve birlikte olduğu ekibini hatalarına eksikliklerine rağmen asla bırakmıyor.
Eksiklikleri görse de bu benim zaafım diyor.
O zaman siz olsanız ne diyebilirsiniz.
Bu noktada ne olur bana inanın ve de güvenmeye devam edin.
Başkanı asla kuru kuruya ya da yola çıkarken destekledik böyle desteklemeye devam edeceğim diye bir inadım yok.
Dahası birebir görüşmelerde benim başkanımıza yaptığım eleştirileri yüzüne karşı yapan veya yapabilen bir tek Allah’ın kulu da yoktur.
Sadece şunda ısrarlıyım ve aynı yerdeyim;
Tahir Başkan bu şehrin en derin, en sabırlı, en dengeli isimlerinden biri olmakla birlikte ilk günden bugüne, siyasete başladığı partiden bugünkü partisi AK Parti içerisinde şehri patırtı, kütürtü ve kavgalara meydan vermeden getirebilecek kapasitedeki nadir bir iki hadi üç isimden biridir.
Konya büyük bir şehir.
Sizin şimdi “Hayır Konya büyük bir köy” dediğinizi de duyar gibiyim.
O zaman ister şehir deyin isterseniz köy…
Sonuçta Konya zor bir şehir ya da büyük bir köy.
Neyse konuyu daha uzatmayalım bugünkü konumuz Tahir Başkan değil.
Sadece bazı okurlarımızın son günlerde ısrarla beni eleştirmeleri üzerine bir parantez açmak istedim. Şunu net ifade ediyorum ki bundan böyle kendimi daha sert ve acımasız bir teste tabi tutacağım.
Gelelim bugün söylemek istediğimize...
Yine geçen gün bir sohbet esnasında şehrimizin geçmişte milli görüşçü bugün ise AK Partili net AK Partili işadamı sanayici birçok sosyal olayda etkin ve direkt rol alan dostumuzun anlattığı ya da örnek verdiği acı gerçeğe gelelim.
Abimiz anlatıyordu;
“Uğur abi geçen gün Ankara'da Türkiye çapında başarılı bir iş adamı ile sohbet yapıyorduk
Bu ismin sadece Ankara'da en az 150 tane işyeri yani zinciri olan bir konumu var.
Bu arkadaş gayri ihtiyari şöyle bir cümle kullandı: ‘Ankara'dan yola çıktım arabayı şoförüm kullanıyordu Antalya’ya gidiyordum Afyon’da mola verdik.’
Bu sözleri işitince ben de boş bulundum hemen sordum.
Hayırdır abi Ankara’dan Antalya’ya gitmek için Afyon yolunu mu kullanıyorsun.
O hiçbir şey yokmuş gibi konuşmasına sakin sakin devam etti:
“Evet ben Ankara’dan Antalya’ya giderken hep Afyon yolunu kullanıyorum çünkü Ankara Antalya için Konya yolu daha kısa ve rahat ama sizin şehrinize girdiğim zaman çevre yolunu kullanırken her bilmem kaç metrede bir kırmızı ışıkta dur kalk yapıyoruz. Yani çevre yolunda o kadar çok lamba var ki o yorgunluğumuz içerisinde adı çevre yolu olup da bu kadar ışıkla dur kalk yapmak zorunda kalmamız rahatsız edici. Sırf sizin sözüm ona çevre yolunuza olan kızgınlığım yüzünden Afyon yolunu kullanıyorum. İşte güçlü bir iş adamının böyle bir şey demesi beni yıktı Uğur Abi” diyordu Konyalı işadamı dostumuz.
Ankara'dan Antalya’ya gitmek için Konya'ya gelen ve adı çevre yolu dediğimiz oysa şehir içi trafiğine dönüşen yol gözümün önüne geldi.
Gerçekten de bir çevre yolunda bu kadar trafik lambası olur mu?
Olursa böyle olur, değil mi?
Şehrini, ülkesini, Türkiye'nin geleceğini düşünen bunun için parası ile pulu ile zamanı ile çırpınıp didinen Konyalı bir iş adamının üzüntüsüne empati yapabiliyor musunuz?
Samimi olarak yaparsanız yıkılırsınız değil mi?
Ben kimseye bir şey demiyorum siyasilerde çok doğru yaptı filan da demiyorum hele hele Tahir Başkanım bu konuda eksiksiz de hiç demiyorum.
Ama sonuç ortada
Benim bu örneği mi inanmayan bir tek AK Partili milletvekili bir tek partili yönetici hayır buna inanmadım derse o iş adamı ile bu iddialı siyasetçiyi yüzleştiririm ve sonucu burada paylaşırım.
Neyse kimseyi kırmayalım bugünü de böyle noktalayalım bizim de siyasette yerel siyasetçilerimiz de eksiklikler var. Konyalı olarak ümit etmek beklemek ve inanmak gibi de bir genetik yapımız var.
O zaman sabır demeye devam edelim inşallah…
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Ağaç hiçbir zaman çiçeğini bırakıp gitmez; ağacı bırakıp giden her zaman çiçektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Marketten ya da mağazadan aldığımız alışveriş fişlerini sokağa atmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.