Anne karnında olan bebeğin kaderini, ruhunu yalnız Yüce Yaratıcı belirler. Ailelerimiz genellikle fiziksel durumu ile ilgilenir, acaba nasıl bir ruh taşıyacak? Dünya hayatı nasıl seyredecek? Diye endişelenmez. Doktorumuz çok iyi dedi o zaman her şey tamam bebeğe de anneye de bir şey olmaz diye düşünmek, gevşeklik göstermek yanlıştır.           

                 Anne karnında 2.3.4.5.6.7.8.9. ay içerisinde ansızın bir bebek kaybedilebilir. Bu kayıpların çoğunun nedeni otopsi bile yapılsa bulunamaz. Anne karnında ikiz gebelik taşıyan bir aile 33.haftada bebeklerden birisini kaybeder. 6 saat içerisinde diğer bebeği de acil sezaryene aldığım halde ikincisi de nefes almadan doğar. Aile otopsi istemez ve Allah razı olsun hocam, anne ve baba sağ ve sağlıklı veren de Allah alan da O. Tekrar bize evlat verecek olan da O demişlerdir. Bahçede genç babayı ağlarken gördüm. Bir kenarda, ağaç altında sessiz sessiz ağlıyordu. Hocam eşime bir şey olmasın demişti. Bir bebeği kalp hastalığı nedeni ile ölüp sezaryeni boşa giden sonrasında 2 kez dış gebelik geçiren ve ardından 2 tane sağlıklı çocuk sahibi olan hastam da oldu. 147 kilo 47 yaşında 2 tansiyon ilacı kullanan en yüksek risk grubundaki anne ve bebek sağlıklı doğum süreci geçirirken yeni evli akciğere, karın içerisine yayılan üzüm gebeliği nedeni ile 6 ay kemoterapi alan 20 yaşında hasta da gördüm.

Dışarıda takip edilen bir gebe 37.haftada 3000 gram iken anne karnında ölmüştü. 1 hafta önce hekim arkadaş ultrason ve NST ile kontrolünü yapmıştı ve her şey doğal görünüyordu. Bir de siz bakın doktor hanım belki yaşıyordur.” diye geldiler. Evet bebek ölmüştü. Genç baba çok sesizdi, kızın annesi çok isyankar ve fütursuzca laflar ediyordu. Yüce Yaratıcının neden kızının bebeğini aldığını, neden ona anneliği layık görmediğini kızına yazık olduğunu vs. Bir süre sonra dayanamadım ve “ Aslında şu zor dönemde kızına en çok destek olması gereken kişi senken sen daha çok moral bozuyorsun. Kızın ve damadın ne kadar olgun; sen istersen eve git onlar bu doğum sürecini sessiz, sedasız geçirip toparlansınlar.

Bir bebek kaybetmek demek ilelebet çocuk sahibi olunamayacağı anlama gelmez. Nitekim hiç gebe kalmayıp devamlı çocuk tedavisi ile meşgul olan, para harcayan hatta tüp bebek tedavisi ile gebe kalıp 15 yıldan sonra tam kucağına alacakken kaybeden hastalar da olur

Bebek sahibi olmanın hem maddi hem de manevi boyutu vardır. Anne karnında ya da yatağında aniden ölü bulunan ve her şeyi ile sağlıklı görünen bebeklerle ilgi tıp çoğunlukla neden sorusuna cevap bulmakta aciz kalmıştır. Nazar, korku, korkutulma, kordon düğümü, kordon dolanması, kendi tükürüğünü ya da kusmuğunu yutma ya da sebepsiz boğulma gibi nedenler belki sıralanabilir. Çocuk şefimizin bebeği 6 aylıkken bu şekilde beşiğinde ölü bulunmuştu. Anne emziriyor, yan yatırıyor. 2 saat sonra tekrar emzirmek için aldığında bebeğin nefes almadığını görüyor.

Bebeğim 3 aylık. Evde kimse yok. Bebeğimi beşiğinden almak için eğildim, kucağıma aldığımı hatırlıyorum gerisi kesik. Yani ne olduğunu hiç hatırlamadığım bir düşme. Gözümü açtığımda yerde ağlamaktan kıpkırmızı olmuş bir bebek.  Gözü kan yumağına dönmüş. Burnu mosmor, dudağı şişmiş. Benim de dudağım kanıyor, diş etim kanıyor. 5-10 dakika hafızam kayboldu. Eşime telefon edemedim. Kendime geldim ve bebeğimizi alıp hastaneye koştuk kafa içi kanama var mı? Diye. Çok şükür Allah’ım ya bebeğimin üzerine düşsem ve o boğulup ölse idi dedim ve sevinçten ağlıyordum. Gözü, dudağı, burnu iyileşti.

Evlat acısı dehşetli bir yürek sancısı getirir. Hekimlerde de çocuğu lösemiden ölen, kendisi kanserden ölen, anne karnında bebeği ölen arkadaşlarımız oldu.

Bebeğim 3 aylıktı. Kalp atışları mevcuttu. Bir gün kendi ultrasonumu kendim yapıyordum. Bir baktım bebeğim ölmüş. Eşim benim en yakın dostumdur hemen ona derdimi açtım, ağladım, duygulandım lakin Rabbime şöyle seslendim.” Yarabbi ben senden bir Hamza istemiştim. Bir yiğit Hamza bana nasip eyle demiştim. Demek ki bu çocuk Hamza olabilecek kapasitede değilmiş. Demek ki bu dünyada rızkı yokmuş. Sen dilersen bu bebekten daha hayırlısını bana veririsin, senin her şeye gücün yeter “

Aradan 4 ay geçti tekrar gebe kaldım ve bir Hamza dünyaya geldi. Ölüm karşısında metanetli olabilmenin tek yolu iman gücüdür. Aciziz, elimizden bir şey gelmez. Allah taşıyamayacağımız ağır imtihanlar vermesin, dünya hayatımızı kendisine teslim olarak tamamlamamızı bizlere nasip etsin. Sadaka bin belayı def eder. Doğan çocukların akikası mutlaka kesilmelidir. Aksi taktirde çocuklarınız sık sık hasta olur ve kazalara uğrar. Bir ya da iki çocuk doğuruyoruz ve olabildiğince para harcıyoruz. Çoğunlukla da gösterişe, lükse para harcıyoruz. Bir ikiz bebek doğurttum. Anne hemşire, baba avukat. Doğumdan sonra bir personele baba harçlık vermiş. Personel Hanımla aramızda  “Doktor hanım senin hastanın kocası bana para verdi. İnan evimde kömürüm bitmişti ona çok dua ettim oğlum da sabah namaza kalkmış daha 11 yaşında ve anne o amca ve bebekleri için dua ettim dedi.”  şeklinde bir konuşma geçmişti. 3 gün sonra anne banyoda düşüyor ve beyin kanaması geçirerek kısmi komaya giriyor. Eşim tıp fakültesinde ve hastamı yakından takip etti. Loğusa anne 2 günde açıldı ve 4.günde taburcu oldu. Beyin ameliyatı geçirmeden kanama durdu ve kendini ilaçlarla sınırlandırdı. Sadece bebeklerini emziremedi. O personel hanıma “ ikizlerin annesi hasta, oğlun dua etsin Allah sabilerin duasını geri çevirmez.” dedim. Sonra düşündüm “ Belki de babanın o sadakası anneyi olası bir beyin ameliyatından ya da felç kalıp bebeklerini bir daha kucağa alamamasından, yürüyemeyip yatalak kalmasından korudu.”

Medline Konya Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Dr. Ünzile Girişgin