Saffron Marka Danışmanlığı’nın yaptığı çalışmada, dünyanın marka değeri en yüksek 25 şehri açıklandı. Gözlerim hemen listede Konya’yı aradı ama bulamadım, olsun. İstanbul oradan bana göz kırpıyordu ben varım dercesine, 11. sırada oturmuş keyif çatıyordu.

              Çok abarttın diyenleri duyar gibiyim Konya listeye nasıl girsin hem de bu çalışma İngiliz The Guardian Gazetesi’nde yayınlanan çalışmanın sonuçlarına göre de, dünyanın marka değeri en yüksek şehri ABD’nin Los Angeles kenti olursa.

            Peki ya 1993 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi, Japonya’da dünyanın en başarılı on belediyesinden birisi olarak adını dünyaya duyurduğunu söylesem.

           Konya’nın marka şehir olabilmesi ve kendilerine imkan sunulabilmesi için vatandaş 3 dönemdir % 60 üzerinde destekle kendilerine el sallamıştır. Konya her zaman üzerine düşeni yapmıştır. Konyalı bu 5 yıllık dönemde milyar dolarlık yatırımların dev projelerinin Konya’ya gelmesini beklemektedir.

           Başbakan Konya’yı hep ayrı tutar o yüzden mitinglerini Konya ile bitirmeye çalışır. Gelemediği zaman üzülür tekrar geleceğini söyler.

         Üzüldüğünü söylediği şehir için, o şehir bu yalnız adamın yanında nasıl mı olur?

        Her gün farlı bir cepheden saldıranlar karşısında göğsünü siper ediyorken, tek başına kimsenin yanında olmadığından yakınıyorken, yılmazken, sendelerken fakat düşmezken…

           Ailesin saldırırken kimse konuşmazken, zamanın devrik başbakanı olarak nitelendirilip kendisi için gideceği ülke beğendirilirken küllerinden doğan adam 30 Mart’ta balkonda yalnız yanında olan ailesi ile el kaldırırken…

         O da ailesi ile birlikte televizyonun karşısında el kaldırdı. İşte böyle yanında olur Konyalı.  Bilmem anlatabildim mi?