Bir Taşmı Arzuluyorsun Gül İste
Bir taş mı arzuluyorsun
Gül iste
Nasıl olursa yeterince ölmek
Öyle öl…
İblis’in kendini gizlediği yer insanların vicdanı mı vicdansızlığı mı? İkisi de değil, İblis’in gizlendiği yer “Gaflet!”
Hemen bütün kutsal kitapların “Akıl sahiplerdi” ve “Ahlak” üzerinde durması da insanın gaflet uykusundan uyanması için. Akıl edeceksin ve ahlaklı olacaksın. Çünkü vicdan akıldan emdiğini ahlak haline getirir.
Yaşarken gidemeyeceğimiz bir ülke ve dünya olmadığına göre kendi kendimize icat ettiğimiz ve bir kerhane sermayesi gibi mıncıklayarak artırmaya çalıştığımız acının kahredici sermayesi, insanlığı yok ediyor. Kaybetmekten korkanlar kazandıklarını hak etmediklerini düşünenler olsa gerek.
Kitabı, bilgiyi üzerine basılıp yukarıya, daha yukarıya çıkmak için kullananların düşüşü tarihi ibret vesikası. Ancak kim görüyor bu düşüşleri. İnsanlık toptan bir yok oluşla karşı karşıya kaldığında mı acıyı eşit paylaşmış olacağız, yoksa ahlaksızlığı ve akılsızlığı mı eşit paylaşmış olacağız.
Her şeyi “kendimize göre” yapma iştiyakıyla yanıp tutuşurken ve kazandığımızı sanırken kaybettiğimizi nasıl anlayacağız?
Maddi refaha hizmet eden her şey manevi dünyamızı yok ediyor.
Kanla yazılan kalıcı haline geliyor. Ancak bu yazıyı yazanlar acı çekmiyor, hatta bütün ahlaksızlıklarına taparak canı yayanlara sırtlarını dönüp yukarıdaki hayatlarını sürdürüyorlar. “Kader, kaza” ilahi bir inanış biçimi olmaktan çıkıyor ve insan elinden çıkma bir cinayet aleti haline geliyor. İnsanlar öldükçe kendisine yaratıcıdan rol çalanlar, bize acımızın olağan olduğunu, yaratılış gereği bunu yaşamamız gerektiğine inandırmaya çalışıyor. Vicdanı kanayanlar güce değil Rabbine ve kendisine inananlar. Başka yapacakları bir şey yok gibi. Oysa yapılacak o kadar çok şey olabilir ki. Sadece gaflet uykusundan uyanmak yetecek. Çünkü akıl sahipleri, ahlak sahipleridir. Böylesi bir anlayış “kader ve kaza”yı güçlülerin cinayet aleti olmaktan çıkaracaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.