Dünden size söz vermiştik. “Bedesten’de ne oluyor?”u inanın biz de bilmiyorduk. Bu yüzden de gerçekler neydi, ne oluyordu? Öğrenmeliydik. Öğrendikten sonra da siz değerli okurlarımızla, duyduklarımızı paylaşmalıydık.

O günlerde Türkiye’de değildik. Bırakın başka basın yayın organlarını biz bile bir gün “Bedesten esnafı kepenk indirdi” yazıyor, ertesi gün de “Bedesten esnafından Tahir Akyürek’e teşekkür” diyorduk. Oralardan bir şey anlamamıştık ama kafamıza da yazmıştık. Çünkü yine birileri basın ile oynuyordu.

Konunun merkezi Belediye’nin kaldırım işgali olayına son verme operasyonu imiş.

Esnaf kepenk kapatmadan belediye her esnafa yazılı duyuru yapmış. Şu günden sonra dükkan önüne mal koymayacaksınız, kaldırımı işgal etmeyeceksiniz demiş.

Bugüne kadar belediyeler bunu hep der ama uygulayamazlardı. Bu kez uygulama için düğmeye basmış. O zaman esnaf da tepki olarak kepenk indirmiş. Ancak bu konuda Bedesten esnafı ikiye bölünmüş. Bu uygulamaya “doğru böyle olmalı” diyen de var, “Biz zaten işgal etmiyoruz badigart zabıtalarla(!) bize gözdağı vermeye çalışıyorlar” diyenlerde.

Sonuçta esnafın yarısı Başkan’a tepkili, yarısı başkandan yana. 

Dün biz bu işin ucunu kanatmıştık ya. Allah razı olsun dün sabah erkenden Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ali Osman Karamercan Bey aradı. O da esnaf gözü ile durumu özetledi. Ali Osman Bey durumu bire bir öğrenmek soruna çözüm olmak adına herkesle konuşmuş. Tahir Başkan’ın uygulamasından memnun olandan, karşı olanlara kadar herkesi dinlemiş. Ali Osman Başkan’ın ifadesine göre karşı olanların isteği ise 30 santimmiş. Yani karşı olanlar kapılarından 30 santim yer istiyorlarmış. Yani hiç değilse giydirmiş oldukları mankeni oraya koymak istiyormuş.

…..

Biz de tanıdığımız, tanımadığımız isimlerle oturduk çay içtik sohbet ettik. Hiç biri isminin yazılmasını fotoğrafının çekilmesini istemiyordu. Çünkü belediyeden yani komşu baskısından tırsmışlardı. Haklılardı da. Bu iş ekmek işiydi.

Bir ara bire bir sohbet ederken 60 yıldır Bedesten’de esnaflık yapan dededen babaya, babadan da bugün dükkanını oğullarına devreden abimiz şöyle diyordu;

“Biz esnaf olarak Bedesten’i kendi elimizle bitirdik. Hepimiz aynı şeyi yapıyoruz. Kimse kimseyi suçlamasın. Kabahat de kusur da kendimizde, kaldırımları işgal ettik. Kadın erkek yürüyemedi sürtüne sürtüne geçmeye başladı.

Mala 500 lira dedik sonra 100 liraya sattık.

Önümüzden geçen, bacı dediğimiz kadını kızı gözlerimizle süzdük, ağzımızla laf ettik. O bunları duydu. O duymadı ise arkadan gelen kadın, kız duydu. Bugünkülerin hepsi laf. Çıkrıkçılar içini, Kebapçılar içini Bedesten’i biz bitirdik biz. Bedesten bitti” diyordu.

…..

Ben de bu teşhis üzerine yorum yapmıyorum. Allah bizi ıslah etsin.

SIRIT AİLESİNİ KUTLUYORUM

Konya’yı uzaktan takip ediyoruz desek de atladığımız mevzuları yavaş yavaş duymaya başladık. Nazmi Sırıt abimiz dede olmuş. Yani Necati Alper Sırıt da baba olmuş. Dünyaya gelen Mehmet Nazmi’ye sağlıklı, mutlu, huzurlu bir ömür dilerken aile fertlerini de yürekten kutluyoruz.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sivaslı Ali Kemal Caddesi’nde kırmızı ışık ihlali yapmadığımız zaman ADAM oluruz.