Bir ananın vatanı evladıdır
Allah biliyor, önceki gece ne olduğunu anlamamıştık ama dün sabah kalktığımız zaman, gözünüzden yaş gelmedi ise, dün sabah kahvaltı masasına oturup boğazınız düğümlenmedi ise bu yazımızı lütfen okumayın.
Kimse aşağıdaki satırlarımıza alınganlık yapmasın.
O meşhur “ateş düştüğü yeri yakar” sözü meğer ne kadar da doğru ve bir o kadar da acı imiş. Artık kim kime ne diyebilir ki?
Bu satırları yazıncaya kadar, sosyal medyada beni en çok etkileyen, hatta sabah sabah ağlatan bir mesaj vardı. Aradan geçen altı, yedi saatin ardından o twiti çok aradım ama bir türlü bulamadım. Kimin attığını da hatırlamayınca mesajı üç aşağı beş yukarı hali ile sizlerle şöyle paylaşabilirim;
“Bir ana için vatan evladıdır. Kim demiş şehitler ölmez diye?”….
……………..
İnanın artık şu saatlerde internette dolaşmıyorum. Hala empati yaptığım zaman tüylerim diken diken oluyor, gözlerim doluyor. Televizyona da arkamı döndüm. Seyretmiyorum ama sadece dinliyorum.
Dün sabah uzun bir aradan sonra ilk defa 70’li yılları hatırladım. Korktum. Kendi adıma değil ama çocuklarım adına ürperdim.
İnşallah bu son olur. Dua ediyorum ama kendimde dediğime inanamıyorum.
Geçen hafta şehrimizde başlatılan Türk Bayrağı as kampanyasını haber yaptığımız gün, fikirleri ve duruşu ile bu şehre aykırı bir STK Başkanı abim bana şunu söylüyordu “Uğur abi sen yaptığın bu haberlere inanıyor musun? Bak dikkat et balkona astığımız Türk bayrağı ile şehit tabutuna asılan Türk Bayrağı aynı. Ama biz bunun arasında ki büyük farkın şuurunda değiliz ki…….”
…………………
Pazar sabahı 9.30 -10 suları. Diyarbakır’da iki polis şehidimiz var. Sille’den şehre doğru arabayı saldık gazeteye doğru geliyoruz.
Tam Erenköy kavşağında şehre gelişte solda, Sille’ye giderken sağda yolun üzerinde bir camii vardır. Baktım caminin önünde duran üç otomobili görünce meraklandım, “Hayırdır sabah sabah bu saatte camide ne var ki?” diyeceğim aha o da ne. Telli duvaklı bir gelin, bir damat iki erkek bir bayan (Sayıda yanılabilirim) otomobilden yükselen müzik eşliğinde kaldırmışlar kollarını şıkıdım şıkıdım kaldırımda oynuyorlar.
Kendimden utanmasam sağda durup cep telefonu ile görüntüye alacağım. ( Eğer caminin kameraları varsa inanmayan dediklerimizi kontrol için bakabilir)
Kızmadan empati yapıyorum.
Tamam gençler, kanları kaynıyor.
Hayatlarının da en mutlu da anları, sabah sabah onlar oynamayacaklar da ben mi oynayacağım?
Akşamın heyecanından Diyarbakır’dan gelen şehitlerden de haberleri yok.
Amma kaldırımda göbek atmak, hem de ana yolun üstünde, üstüne üstelik de caminin önünde.
Evet biz buyuz kime ne ki?
…………..
Gece yarısına kadar yolları kesen, kural tanımayan ama sünnet ama düğün konvoyları.
Bugüne kadar bilinçli olarak asla “ele verir talkını kendi yer salkımı” yapmadım.
Daha iki hafta önce benim çocuğumun da nikahı vardı. Düğün yapmadık. Müzik çalıp zil takıp oynamadık. Çocuklar sordu, “Baba konvoyda yapmayalım mı?
-Bana kalırsa yapmayın. Ama illa yapalım, yoksa içimizde ukde kalacak diyarsanız Allah rızası için konvoya katılacak herkese yalvarın. Tek sıra gidin. Yolu çift şerit kapatmayın. Korna çalmayın. Kırmızı ışıkta durun…
Çocuklar konvoy yapmadılar. Allah onlardan razı olsun.
İş sadece trafik magandalığı ile kalsa iyi, hava karardıktan sonra camdan kolunu uzatan takır takır saydırıyor. (Polis hangi birine müdahale edecek ki?)
Özetle…
Biz millet olarak buyuz. Atalarımız çok doğru söylemiş, “Ateş düştüğü yeri yakıyor o kadar, gerisi şov gerisi palavra.”
Allah’ım önce beni ve bizi ıslah et. Bizi gazabınla imtihan etme.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Şeytan uyuya kaldı bir gün. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya. Biri paraya, biri makama biri de ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir şey yapmadı.
NE ZAMAN DAHA İYİ ADAM OLURUZ?
Komşumuz ağlarken biz göbek atmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.