Evinde üç maçtır kazanamayan Torku Konyaspor ile Deplasmanda Dört maçtır kazanamayan Galatasaray’ın mücadelesine tanık olduk. Her iki takım içinde son derece önemli bir maçı geride bıraktık. Maçı iki devre düşünecek olursak, topun genelde aynı kalede oynandığını gördük, bunun ana nedeni  kimsenin hesaba katmadığı bir etken olan şiddetli rüzgardı. İlk yarı Torku Konyaspor’un baskılı görünmesine neden olurken, aynı şekilde ikinci yarı Galatasaray tarafını etkili gösterdi, zaman zaman iki takım oyuncuları da zor anlar yaşadı diyebiliriz. Maç genel olarak ortada geçti ve hakkı beraberlikti diye düşünüyorum.  Kendi evinizde oynasanız da Galatasaray gibi bir takımdan 1 puan bile almak, hem takım özgüveni açısından, hem de gelecek maçlara ümitle bakabilme açısından önemlidir. Bu manada 1 puanın önemi büyük diye düşünüyorum. Mesut hoca adına şu dikkatimi çekti,  yumuşak olan Galatasaray orta alanını geçmede zorlanmazken, defansa ilerde baskı yaparak oyuna dahil olmalarını engellediler. Sağ ve sol bek, Ali Turan ve Mehmet Uslu’nun, Djalma ve Hasan’ın Akınlarına etkili bindirmelerinde,  Galatasaray Kanatın da yerine göre Burak, Umut ve sneijder’in özellikleri gereği yardım edememesi Mesut Hoca’nın taktiğince bu üç bölgeyi birbirinden koparmış ve 1 puanda aslan payı olmuştur. Bu oyunla sabaha kadar devam etseler, ya Burak’ın çektiği gibi çok ekstra bir şuttan gol bulursunuz yada Konya takımının hastalıklı bölgesi duran toptan buda olmayınca maç başladığı gibi golsüz sona erdi.

Torku Konyaspor bu sene sportoto süper ligde evinde oynadığı hiçbir büyük maçı kayıp etmemesi de büyük başarıdır. Maça Torku Konyaspor açısından biraz değinecek olursak eğer, Orta alanda Hleb’in daha etkili olabilmesi için, takım arkadaşlarının onu biraz daha desteklemesi gerekmekte. Orta alanda çok yalnız kalıyor. Djalma ofansif futbolunun yanında defansif olarak da çok etkiliydi. Kibonk son iki hafta gösterdiği performansla, adeta daha önce neredeydin dedirtti .Konya takımı adına sahada en çok koşan mücadele eden oyunculardan biriydi. Torku Konyaspor’da  tüm  takım çok iyi mücadele etti ama defans oyuncuları da üzerine düşeni kat ve kat fazlası ile yaptılar özellikle son müdahalelerde rakip ofansı  bozdular ve büyük bir alkışı hak ettiler. Kısaca takımda görevini yapmayan ve sahada sırıtan bir oyuncu göremedik. Berk’in oyuna girişi, akıllara, daha önce Konya’da gol atmış, Arda, Aydın ve Anıl’ı getirdi. Okan Derici’nin ayağına top değmemesine karşın sahaya dahil olması da ilerde bu oyuncudan faydalanıla bilinilir manasında güzeldi.

Mancini için bir tırnak açmak gerekirsek bir teknik direktör şampiyonluğa oynayan bir takımda maç berabere giderken doksan artı üç de oyuncu almak istiyorsa bu hoca kafasında bu takımı bitirmiş demektir. Doğrusu bir anlam veremedim, Mesut hoca  özellikle rüzgara karşı oynarken son dakikalarda bir kaza olmasın diye oyunu soğutmak için oyuncu değiştirmesi akılcıydı.  Ama Mancini’nin yapmak istediği ise çok garip ve ilginçti. Basın toplantısında da gergin ve çok sinirli olduğu gözlerden kaçmadı.

Erciyes in yenildiği Elazığ’ın berabere kaldığı ve Rize’nin galip geldiği haftada böyle bir rakibe karşı bir puan bile kazanmak kadar önemliydi, bunu da başardılar kalan 7 maça umutla bakmamızı sağladılar… Teşekkürler çocuklar…