Aslında bugün bu konuyu yazmayacaktım. Ama televizyon ekranında bir anda canlı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı 52. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ile ilgili olarak Cumhuriyet Külliyesi’ndeki töreni görünce hemen oraya kilitlendik.

Çünkü ekranda kamera nereye dönerse tanıdık bir Konyalı vardı.

Bu durumu zaten izleyenler görmüştür. Ekranda gördüklerimizi burada anlatacak değiliz. Ama biz yine burada Konya, Konyalılar, bisiklet ile Sayın Cumhurbaşkanımızın dediklerini ve kendisine denilenleri ilk ağızdan ve hiçbir yerde duyamayacaklarınızı anlatmaya çalışacağız.

Her şeyden önce Konya bisikletine gönül verenleri, bunca yıldır hiç kimse sahip çıkmadığı halde kendi inançları ve yolları doğrultusunda asla taviz vermeden pedal çevirtmeye devam edenlere huzurlarınızda saygılarımı sunuyorum. Şehrimiz adına şükranlarımı sunuyorum.

Evet dün orada gerçekten Cumhurbaşkanının huzurunda olmayı hak etmiş Konyalılar vardı.

İzninizle aklıma gelenleri şöyle bir sıralayayım. Atladıklarım, göremediklerim var ise de onlardan da özür dilerim. Recep Konuk, Faruk Özçelik, Mehmet Baykan, Erol Küçükbakırcı, Sadık Keleş, Ercan Okur, Yavuz Erence, Ahmet Odabaşı…

Şimdi izninizle gelelim işin özel bölümlerine.

İlk resmi konuşmanın ardından Sayın Cumhurbaşkanımız görüntü vermek için bisiklete biner. Ama geçen yıl bisiklete spor kıyafetleri ile binen Sayın Cumhurbaşkanı bu kez gömlekli kravatlı takım elbiseli şekilde seleye ayağını atarken

-“Böyle de bisiklete binilmez ki. Spor giysek olurdu değil mi?” diye çevresindeki bakanlara ve ilgililere söyler.

O anda Cumhurbaşkanın yanında bulunan Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Taşkentli zekası ile hemen anlatmaya başlar;

-“Efendim bisiklete böyle takım elbiseli de binilir. Bizim Konya’da eskiden fötür şapkalı bile binerlerdi. Ve pantolonlarının paçaları bisikletin zincirinden yağlanmasın diye de pantolonlarının paçalarına çamaşır mandalı takarlardı” der…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk defa duyduğu bu mandal işine güler. Ve tamam diyerek bisiklete binip foto muhabirleri ile kameralara pozunu verir…

Bu işin örnek isimlerinden olmasının ötesinde yıllarca önce sporcu olarak milli formayı giyen Avrupa’da Balkanlarda, olimpiyatlarda ve Dünya şampiyonalarında Türkiye’yi temsil eden daha sonra bu işin yöneticiliğini yapan günümüzün beyefendi işadamı Erol Küçükbakırcı da Cumhurbaşkanımıza o yıllarda günlük kaç kilometre pedal çevirdiğinden yarışlara kadar ayaküstü kısa bir bilgi verir.

Bugün vekil olan Recep Başkan Sayın Recep Konuk da Türk bisikletinin bugünlere gelmesinde özellikle son yıllarda tek başına verdiği mücadelenin karşılığını Külliyede ki tören de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen sol omuzunda yer alarak bir yerde alıyordu.

Bu arada Taşkentlilik zekası deyince Mehmet Baykan’dan bir daha söz etmeden geçemeyeceğim.

Daha Cumhurbaşkanı konuşma yapmak için çağrılmadı. Ama orada bir ikili var herkes oranın fotoğrafını çekmeye çalışıyor. Ekrana takıldım o ikili kim ki diye merak ediyorum. Derken bizim izlediğim televizyonun kamerası da bu ikiliye zum yapıyor. Eveeeeet durum hemen anlaşılıyor. Tanju Çolak ve elbette yanında bizim Genel Müdür Sayın Baykan.

Özetle dün gazetemizde dostlarla sohbet edip çayımızı kahvemizi yudumlarken Cumhurbaşkanı ve etrafındaki örnek Konyalıları gururla izlemenin zevkini çıkartıyorduk.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bir metre iş yapmayı, bir kilometre söz vermeye değişmem.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?      

Nalçacı’da bayan sürücü sağda uygunsuz park ettiği şeritten sinyalsiz çıkıp en sol şeride geçmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.