Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için yaptığı ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışmayı gerektiren sürecin sonunda kişilerin kazandığı unvanın adıdır.

Genellikle her meslek o mesleğin değerlerini, gelişimini, lisanslanmasını ve diğer insanlar açısından tanınmasını sağlayan kuruluşlara sahiptir. Yeryüzünde binlerce meslek bulunmaktadır. Türkiye'de resmi olarak tanımı yapılmış 600 civarında meslek vardır.

Her bir meslek için tanım, görev alanları, genel olarak kullandığı araç ve gereçler, mesleğin gerektirdiği özellikler, çalışma ortamı ve koşulları, çalışma alanı ve iş bulma olanakları, meslek eğitiminin verildiği yerler, meslek eğitimine giriş koşulları, eğitimin süresi ve içeriği, meslekte ilerleyebilme ve yeni meslekleri seçebilme olanakları,  destekleyici meslek kuruluşları, farklı özellikler gösterir.

5 Nisan günüde, hukuk devletinin olmazsa olmazı yargı erkinin temel taşı ve en büyük güvencesi olan, savunma mesleğinin temsilcileri avukatlarımızın günüydü.

Benim de birbirinden değerli birçok avukat arkadaşım ve dostum var.

Bunlardan bir tanesi de çoğunuzun tanıdığı, benimde siyasette tanıdığım, 4 çocuk annesi ama iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir hukuk kadını, iyi bir patron Sayın Av. Hülya GÖK Hanımefendi’den bahsedeceğim.

Av. Hülya GÖK Hanımefendi ile AK Parti teşkilatı görevinde iken benim de organizasyonda bulunduğum Ankara’daki bürokratlar yemeğinde tanışmıştık.

Av. Hülya GÖK, tam bir Konyalı, Anadolu kadını, Konya sevdalısı, insanı seven, dost, anne duygusu ile hizmet eden, fakir-fukara gözeten, köyde köylü, şehirde şehirli olan bir hanımefendi olarak tanıdım.

Bu yazıyı yazarken sosyal paylaşımdaki bir yazısından çok etkilendim. Kendisinden izin almadım ama hoşgörüsüne sığınarak bu yazıyı da sizle paylaştığımda, başlıktaki meslek aşkını sizde çok iyi anlayacağınızı umuyorum. Sosyal paylaşımdaki yazıyı birebir kopyalıyorum…

“Bugün Avukatlar Günü...
Şöyle düşündüm de, bendeki Hülya’dan öte bir Hülya varmış... Ağlamışım evimden ayrılırken, sevinmişim çocuklar gibi, tedbirli arabanın satış kararını alırken, uçmuşum göklere bir anne, yavrusuna sayemde sarılırken, yüreğim parçalanmış, oğlum cezaevindeyken demem o ki, müvekkillerimle yaşamışım olanca hayatı, onlarla ağlayıp onlarla gülmüşüm. Avukatlar günüymüş, hiç de değil bugün sizin gününüz. Ben siz olmuşum, etle tırnak gibi, alacağınız alacağım, davanız davam olmuş, yeri gelmiş, gözyaşınızı silmişim ya da masanın altında bendeki gözü... Bugün anladım ki küçücük kalbimde kocaman bir dünya kurmuşum, herkese yer varmış herkese...

Bu vesile ile bu günümde beni kendilerinden sevgilerinden, dostluklarından mahrum etmeyen, Whatsapp’tan, Sms ile Face’den mesajla, sayfamda paylaşım yaparak, telefonla arayarak, bizzat ofisimde gönlümüzü şen ederek, çiçekleriyle, varlıklarıyla iyi ki varsınız dediğim güzel insanlar, TEŞEKKÜR EDİYORUM size ve sizinle yollarımı kesiştiren Rabbime. Allah’a emanet olun, hep böyle güzel olun, güzel kalın… Hepinizi çok ama çok seviyorum. “

Kendini mesleğine adamış. Mesleğini severek ve hizmet amacı ile yapan Av. Hülya GÖK hanımefendinin bu yazısının birçok gencimize ve çalışanımıza örnek olmasını arzu ederim.

Çalışanlar yaptıkları işi severek yaparlarsa,  yorulmazlar, karşılığında meyvesini alırlar.

O yüzden çocuklarımız meslek seçiminde yetenekleri ve ilgi alanları gözlemlenmeli, bu gözlemler ile ilgili rehber öğretmenlerden destek alarak ileride zevk ile severek yapabileceği meslekler seçmelerine yönlendirmeli.

Bu şekilde bilinçli meslek seçimleri neticesinde mutlu bir toplum, işini severek yapan bireylerin hizmet aşkına dönüşen iş yapma alışkanlığını hepimiz görmüş oluruz.

“Eğer sevdiğin işi yaparsan, hayatın boyunca bir kez bile çalışmış olmazsın.” 

“İyi veya kötü meslek diye bir ayrım yoktur, sadece sevdiğin meslek vardır.”