CUP İS LOADİNG *Kupa Yükleniyor
Yazıyor, yazıyor tüm manşetler Konyaspor'u yazıyor. Bazıları hala Aykut Kocaman Fenerbahçe ile anlaştı mı sorusuna cevap ararken Konyaspor adım adım kupaya uzanıyor. Bu takıma yıllardır destek veren bir taraftar olarak belki de kazanılan bu zaferle kendimi bildim bileli içimde aradığım o tatlı mutluluk nihayetine erdi.
İnanın şu satırlara kalem oynatırken içimde ki huzurla karışık gururu anlatmanın tarifini bulamıyorum. 7 Şubat’ta çekilen kurada kendimi bir an finalde gibi hissetmiştim. Akhisar'ı beklerken bahtımıza Sivasspor geldi. Sivas'ı eleyip yarı finalde Kasımpaşa, Rizespor eşleşmesinin galibiyle; orayı da atlayıp finalde Başakşehir ile final oynar mıyız diye de kafamda kurgusunu çizmiştim.
Şimdi ben bu satırları karaladığım sırada Fenerbahçe-Başakşehir maçının galibiyle payımıza düşen finalisti bekliyoruz ki kanımca Başakşehir rakibimiz olmaya daha yakın görüntü çiziyor. Yani üç İstanbul takımı arasına sıkışan Konyaspor şimdi de finalde bir başka İstanbul takımına önümüzde ki günlerde meydan okumanın kalıplarını çizecek.
Son iki sezonda camia olarak tarihimizde görülmemiş ilklere imza atıyoruz. Kim ne derse desin elbette bu başarının baş aktörü Aykut Kocaman'dır. Suskunluğu sebebiyle özellikle son iki üç aydır yerel ve ulusal basının yanı sıra bazı kitleler tarafından ağır eleştirilere maruz kalmaya başlamıştı. Bugün itibariyle 31 lig maçı, 6 UEFA maçıyla birlikte 11 kez de Türkiye Kupası'nda müsabakaya çıkarak toplamda oynadığı 48 ve sezon tamamlandığında 52 maç sayısına ulaşarak bu anlamda da tarihi bir rekor kırıyor. Yani bir sezonda ortalama dört beş güne bir maç ortalamasını yakalamış oluyoruz ki bu hem mental hem de fiziksel anlamda hiç kolay görünmüyor. Zaten ligden kopmamızın en büyük sebebine de bunu işaret edebiliriz.
Son beş haftadır gerek gazetede bana ayrılan köşede gerekse kullandığımız sosyal ağlarda genel anlamda sabırlı olunması gerektiğini dile getiriyorum. Bu işler öyle emeklemeden olmuyor. Daha dün bir bugün iki derken yavaş yavaş bu işin de temeli oturacak. Biz böyle yazınca kimisine göre Aykut’çu oluyoruz.
İşte böyle ayrıştırıcı düşünce yapısıyla düşünürsek iki adım öne bir adım geriye gideriz. Birleştirici olmak istikrarı sağlar. İstikrar da başarıyı getirir. Şimdi soruyorum böyle düşünenlere; hanginizin evinde, işinde sorun yok? Her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir dünya olamaz. Varsa da Kaf Dağı'nın arkasına bir bakın derim. Lig üçüncülüğü ve beraberinde gelen Avrupa heyecanı, Türkiye Kupası'nda geçtiğimiz yıl yarı final şimdi ise finali görmek 95 yıllık tarihimizde ilk bize nasip oldu. Ligde üç maç kaybetti diye ağır tahrik edici eleştiriden önce şükretmeyi, sebat etmeyi öğrendiğimizde her şey eminim ki çok daha güzel olacak. Resmi rakamlara göre maçı 27 bin civarında taraftar tribünden takip etmiş. Gerçekten ülkede futbolunun gün geçtikçe gerilediği süreçte bu muhteşem atmosferi yakalamayı başaran duyarlı taraftarlarımızı alkışlamak boynumuzun borcu oldu. Takımın ilklere imza attığı dönemde icra edilen hareketli koreografiyle tribünlerde de görülmemiş işler ortaya koymak hepimizi gururlandırıyor. Kaptan Ali Çamdalı'nın tabiriyle kupanın bir ucundan tuttuk. Kupanın diğer ucundan da tutup havaya kaldırırsak Kupa şampiyonu olarak doğrudan UEFA'da yine yeniden boy göstereceğiz. Öyleyse durmak yok, yola devam diyerek nokta koyalım.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.