DEVEYE HENDEK ATLATMAK
Uzmanlar her ne kadar, küçük çocukların akıllı telefon ve tabletlerden uzak tutulması gerektiğini söylese de, rahatına düşkün anne babalar çocukları susturmak, başlarından savmak için bu tavsiyeye kulak asmıyorlar.
Maşallah küçük yaramazlar da o kadar güzel kullanıyorlar ki. Biz büyüklerin bile bilmediği birçok şeyi onlar biliyorlar. Dolayısıyla yeni nesil, teknolojiyi kucağında bulmuş oluyor.
Gaz lambası ile aydınlanan, lastik ayakkabılarla büyüyen bizim nesil de Kelaynak kuşu gibi “teknoloji fukarası” olarak kalıyor. Hızla gelişen teknolojiye bizlerin ayak uydurması haliyle biraz zaman alıyor.
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kısa zamanda büyük değişimler yaşadık. Banka kuyruklarına alışan insanlar bir anda internetle karşılaşınca haliyle afalladı. Birçok emekli vatandaşımız ATM'lerden maaşlarını çekmekte bile zorlanıyorlar. Çoğu, etraftaki insanlardan yardım almak zorunda kalıyorlar.
Yukarıda saydığım sebeplerle hastanelerden randevu almak da bu değişimden nasibini aldı.
Hastane Başhekimleri ve üst düzey yöneticilerinden benim bir isteğim var. Lütfen sade bir vatandaş gibi kendi hastanelerinden telefonla veya online bir randevu alsınlar. Ne demek istediğimi o zaman anlayacaklardır.
İlgili kişilerden istirham ediyorum. Randevu sistemini sadeleştiriniz. Şu anda randevu almak “deveye hendek atlatmaktan" daha zor inanın. Bazı zamanlarda en az 1 saatinizi alıyor. Bu sürede de randevu alabilirseniz ne mutlu size.
Gelelim son günlerde sıklıkla dillendirilen “tasarruf" konusuna.
Hayır hayır ben işin siyasi boyutundan söz etmiyorum. Gerçekten de tasarruftan bahsediyorum. Benim evimin hemen karşısında bir teknik lise var. Bu lisenin bazen bir odasının, bazen de birden çok odasının lambaları sabahlara kadar sönmüyor. Geçen yıl da aynı şeyler oluyordu. İlgilileri en az on defa aradım, uyardım ama baş edemedim. Konuştuğum gün lambalar sönüyor, ertesi gün yine aynı. Merak ediyorum. Acaba lisedeki yöneticilerin evlerinde de lambalar sabahlar kadar yanıyor mu?
Gerekli ise hiç acımam, yansın. Ama gerekli değilse bir dakika bile yanmasına gönlüm razı olmaz. Aynı şey tatlı su çeşmeleri için de geçerli. Gereksiz akıyorsa kapatmak bana göre insanlık görevidir. Peygamberimiz, ırmakta abdest alanların bile suyu israf etmemesini tavsiye etmiştir. Demek ki tasarruf, aynı zamanda dinimizin de emri.
İnsanın kendi malını israf etmesinden daha vahimi ise, devletin malını israf etmesidir. “Devletin malı deniz” değildir. 27 yıl 7 ay devletin hizmetinde bulundum. Bir tane bile kağıt israf etmedim. Yazışma yaptığımız kağıtları saklar, arka kısımlarını bir kere daha kullanırdım. Emekli olduğum vakit bir memuru emekli edecek kadar kağıdım vardı. Muhtemelen benden sonra gelenler sakladığım kağıtları “Bu adam ne kadar da pinti adammış” diyerek çöpe atmışlardır.
Bu yazımı gece 00:22'de yazdığımda lisede bir odanın lambası hâlâ yanıyordu.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.