Dünya Ormancılık, Su ve Meteoroloji Günleri
Hayatımızın üç önemli olmazsa olmazı olan ormancılık, su ve meteoroloji konularının kamu oyu gündemine taşındığı 21 Mart “Dünya ormancılık Günü”, 22 Mart “Dünya Su Günü” ve 23 Mart “Dünya meteoroloji Günü” olarak Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiş ve bütün dünyada konuya dikkat çekmek ve farkındalık sağlamak gayesiyle çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.
Ülkemizde bu konularla ilgili Genel Müdürlüklerin bağlı olduğu Orman ve Su İşleri bakanlığı (daha önce de Çevre ve Orman Bakanlığı) her üç günü yaptığı etkinliklerle kutlamaktadır. Bu konuda lokomotif görevi ilimizde de Orman Bölge Müdürlüğü, DSİ bölge müdürlüğü ve Meteoroloji Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Her üç kurum çalışanlarının bu önemli günlerini tebrik eder, sağlık ve mutluluk içinde başarılı çalışmalar dilerim.
Her ne kadar 21 Mart günü baharın gelişinin müjdecisi olan Nevruz kutlamaları ile aynı güne denk gelse de biliyoruz ki 21 Mart bütün dünyada Dünya Ormancılık günü olarak kutlanmaktadır. Orman bir ülkenin geleceğinin sigortasıdır.
Türkiye topraklarının 21.2 milyon hektar ı yani toplam alanının %27.2 si orman alanıdır. Konya ilinin orman varlığı ise 492.829.5 ha dır yani toplam arazisinin %12.6 sı ormandır. (OGM verileri)
Birleşmiş Milletler raporlarına göre orman varlığı toplam arazisinin % 30 dan az olan ülkeler çölleşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ülkemiz için çölleşme sorunu vardır ancak ülke ortalamasının yarısı kadar orman alanı olan Konya’mız için çölleşme daha ciddi bir tehdittir. Bu bakımdan Konya’daki vatandaşlarımızın ve ilgililerin sorumluluğu bir kat daha fazladır.
Diğer bir doğal bir doğal kaynak olan su potansiyelimiz ise DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre
Yıllık toplam ortalama yağışımız 643 mm olup bunun su potansiyeli 501 milyar m3, Buharlaşma 274 milyar m3,yer altına sızan 41 milyar m3, kullanılabilir yüzey suyu 98 milyar m3 yeraltından çekilebilir su miktarı 14 milyar m3,toplam kullanılabilir su net olarak 112.milyar m3 tür. Halen bu su potansiyelinin 44 milyar m3 kullanılıyor. Türkiye’nin su potansiyelinin ancak yarısına yakını değerlendirilebilmektedir.
Su varlığına göre ülkeler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
Su Fakirliği : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 m3’ten daha az.
Su Azlığı : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2.000 m3’ten daha az.
Su Zenginliği : Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 8.000-10.000 m3’ten daha fazla
Türkiye su zengini bir ülke değildir. Kişi başına düşen yıllık su miktarına göre ülkemiz su azlığı yaşayan bir ülke konumundadır. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1.519 m3 civarındadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2030 yılı için nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.120 m3/yıl civarında olacağı söylenebilir. Bu bakımdan Türkiye su fakiri olmaya aday bir ülkedir.
Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek mümkündür. Ayrıca bütün bu tahminler mevcut kaynakların 20 yıl sonrasına hiç tahrip edilmeden aktarılması durumunda söz konusu olabilecektir. Bu sebeple Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup, akılcı kullanılması gerekmektedir.
Bu konuda öncelikle suyun alınır satılır bir emtia değil , doğal bir kaynak olarak görülmesi yani suya doğru bakılması ve suyun doğru ve sürdürülebilir yönetilmesi gerekir.
Meteoroloji; etrafımızı çepeçevre saran atmosferde meydana gelen olayları nedenleriyle birlikte inceleyen bir bilim dalıdır. Ülkemizde gerçek değerinin karşılığını görmese de meteoroloji kurumu çok önemli görevler yapmaktadır.
Hayatımıza yön verirken hemen herkes hava durumuna göre hareket eder, ulaşımdan, tarıma, sivil savunmadan silahlı kuvvetlere, inşaat sektöründen turizme kadar hayatın her alanında meteoroloji kurumunun üreteceği bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır. Kurum çalışanları uluslararası antlaşmalar gereği görevlerini tam zamanında ve doğru olarak yapmak ve kullanıcılarına sunmak zorunda oldukları için sistem tıkır tıkır işlediğinden fazla önemsenmemektedir. Ancak bir gün , bir saat veri üretmesinler yoklukları hemen hissedilir.(örneğin hava limanlarında uçaklar meteorolojik bilgi raporu olmadan uçamazlar)
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) , genç insanların gelecekteki rollerini göz önünde tutarak bu yılın Dünya Meteoroloji Günü temasını “Hava, İklim ve Gençlerle Etkileşim” olarak belirlemiştir.
Geleceğimizi teslim edeceğimiz gençlerimize verilen önem burada da görülmektedir. Genç kuşaklar dünyanın geleceğinde söz sahibi olmak istiyorlarsa bu konularda bilgilenmeli ve ilgilenmelidirler. İşte bu gün dolayısıyla özellikle gençlere yönelik eğitim çalışmaları yapılmalıdır.
Bu vesile ile orman yangınlarında hayatını kaybeden şehitlerimize, sel fırtına çığ düşmesi gibi doğal felaketlerde yitirdiğimiz vatandaşlarımıza ,ömrünü Orman , Su işleri ve Meteoroloji kurumlarına vermiş ve hayatını kaybeden çalışanlarına Allah(c.c) den rahmet ve baş sağlığı diliyorum.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının sloganı olan “Orman ve Su varsa hayat vardır” sözüne yürekten katılıyorum. Ancak orman ve su olabilmesi içinde Toprak olması gerekir, bu nedenle Toprak varsa hayat vardır. Toprağımıza sahip çıkmalı; yaratılan tüm canlıların hayat kaynağı olan hava ve su topraklarımızın korunması için herkes elini taşın altına koymalıdır. Su gibi aziz olun .Kalın sağlıcakla..
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.