Namık Ceyhan

Namık Ceyhan

ORTADOĞUDA ÇOCUK OLMAK

ORTADOĞUDA ÇOCUK OLMAK

 

Her çocuk, masum, duyarlı ve bağımlı bir varlıktır. Bütün çocuklar anne ve babası ile doğum yerini seçemeden dünyaya gelir. Ve her çocuğun sağlıklı temiz ve güvenli bir ortamda yaşama hakkı vardır. Orta doğulu çocukların -mülteci çocuklarının- maalesef böyle bir şansı yoktur.

İki hafta önce kızımın görevi nedeniyle Güneydoğunun bir Büyükşehrinin Suriye sınırındaki ilçesinde 10 gün kadar yaşadım. Konya’ya döndükten sonra çevremdeki insanlara sadece “Biz ne kadar şanslıyız ki Konya’da yaşıyoruz. Hepimiz yatıp kalkıp Rabbimize şükretmemiz lazım” dediğimi hatırlıyorum.

Günümüzde Suriye ve Irak’taki yaşanan hadiseler ve buralardan kaçan mültecilerin dramını hemen her gün televizyonlardan izliyoruz. Savaş nedeniyle ülkelerinden kaçan anne ve babalarının kucağında elinde veya arkalarında neden ve ne için olduğunu bilmedikleri bir serüvene sürüklenen bu çocuklar ileride şans eseri büyüme imkânı bulurlarsa Dünya’ya nasıl bakacaklar?

Mülteci konumundaki aileleri ve çocuklarının durumunu bizzat Konya’da da gözlüyoruz. Ancak yerinde görmek ve yaşamak olayın vahametini ve geleceğini açık seçik ortaya koyuyor. Ne olacak bu çocuklar? Birde bunların sürekli çoğaldığını ve sayılarının gittikçe arttığını göz önüne alırsak Dünya düşünsün.

Savaş ortamında yaşayan çocukların top oynamak, saklambaç oynamak hatta uçurtma uçurmak gibi rutin çocuk oyunları yerine sokakta oynadıkları oyun yine doğal olarak kendi aralarında silahlı mücadele-savaşçılık-oyunu oluyor. Oyun sırasında oyuncak silahlar, tabancalar kullanıyorlar, birbirlerine bombalar atıyorlar. Bu yaşta böyle yetişirlerse büyüyünce ne olacaklar?

Okul çağındaki çocuklar pamukta çalışmak zorunda oldukları için eğitim-öğretime diğer emsallerine göre en az 1 ay sonra başlıyorlar. Hava soğuk olmasına rağmen ayakları çıplak, sırtlarında emanet bir kazakla dolaşıyorlar. Burunlarını çeke çeke okul yoluna düşüyorlar. Ne kadar okurlarsa?

O bölgelerde yaşayan mülteci çocukları televizyonlarda veya çevresinde gördükleri yiyecekleri yiyememenin veya giysileri giyememenin burukluğunu yaşıyorlar. Onlar için önemli olan ne buldunsa ye, ne buldunsa giy felsefesi. Hâlbuki her çocuk gibi bu onlarında hakkı değil mi?                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

Allah var, devletimiz her türlü imkânını o bölgelerdeki yerleşim birimleri için seferber etmiş durumda kamplarda sıcak bir yuva sunmasının yanı sıra açtıkları sağlık merkezleriyle sadece Suriyeli vatandaşlara hizmet veriliyor. Kamu binaları yeni, hastane ve okullar yeni yapılmış ama maalesef doğru dürüst temizlik anlayışları olmadığı için çok çabuk yıpranıyor. Sık sık kesilen elektrik ve su yokluğu da büyük sorun. Elektrik ve suyu aynı anda yakaladığında banyo yapabiliyorsunuz.

Bulunduğum ilçede Arap nüfus çoğunlukta ve pek çok işyerinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın posterleri asılıydı. Bu insanlar kendilerine yapılan iyiliği karşılıksız bırakmıyorlar. Teröre ve teröriste prim vermiyorlar, huzurlarının bozulmasına müsaade etmeyeceklerini belirtiyorlar. Bu açıdan buradaki çocuklar çevre illere göre biraz daha şanslı diyebilirim.

Neden bunları yazdım? Çünkü 20 Kasım “DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ”. Tüm dünya çocukları aynı haklara sahip ama maalesef dünyanın geri kalmış pek çok ülkesinde olduğu gibi Ortadoğulu çocuklar da bu haklardan yararlanamıyorlar?

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuk haklarının korunması amaçlanmış ve taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için yükümlülüklere uymaları gerektiği hükme bağlanmıştır.

Çocuk hakları, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki bakımlardan özgürlük ve saygınlık içinde, sağlıklı ve normal biçimde gelişebilmesi için hukuk kuralları ile korunan yararlarıdır.

Türkiye dâhil olmak üzere 197 ülkenin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Amerika Birleşik Devletleri hariç bütün Birleşmiş Milletler üyeleri sözleşmeye taraftır. Koca koca laflar eden Avrupa Birliği ülkeleri de taraftır. Ama yaptıkları ortadadır.

Bu ve bunun gibi mazlum ülkelerin vatandaşlarına ve çocuklarına yardım elini uzatan Türkiye dışında bir ülke var mı? Yok.

Allah Türkiye Cumhuriyeti devletine zeval vermesin. Yöneticilerimizin yar ve yardımcısı olsun. Merhamet ve yardım duygularımızı eksik etmesin. İnşaAllah. Kalın sağlıcakla.

ÇEVRECİ SÖZÜ: Çocuklar Donmamış Beton Gibidir, Üzerlerine Ne Düşse İz Bırakır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık Ceyhan Arşivi
SON YAZILAR