Hiç kimsenin burnu kanamadan elçilik personelimizin Türkiye’ye gelmesi hepimiz sevindirdi. Bu konuda çaba gösteren herkese teşekkür ederim. Bu başarının arkasında olan ise 31 yaşında akademik bir tez hazırlayarak Türkiye’nin istihbarat konseptini anlatan ve 42 yaşında milli istihbarat teşkilatının başına geçen genç bir istihbarat uzmanıdır. İstihbarat ve dış politika konulu tezinde Amerikan, İngiliz ve Türk istihbarat teşkilatlarını ayrıntılı şekilde karşılaştıran, istihbarat tarihini anlatarak dış politika ve istihbaratın ortaklaşa etkileşim içinde olmasını savunan 6 bölümden oluşan ve Türk istihbaratının nasıl olması gerektiğini, çağa uygun olarak yapılandırılmasını savunan 86 sayfalık bu tezin başarısıdır, bu elçilik personelinin kurtarılması.

18 yaşında astsubay okuluna giren parlak bir askerlik yaşamı sonunda ordudan ayrılarak Amerika’da University of Maryland, University College’de Siyaset Bilim ve Yönetim Bilimi okuyan Türk genci yazdığı tezde Türk istihbarat sisteminin parlamenter sistemdeki İngiltere istihbaratı ile totaliter yönetim Sovyet istihbaratının bileşimi olduğunu savunuyor. Türkiye’nin dış güvenliğinin aynı zamanda iç boyutu da olduğunu savunarak, iç ve dış istihbaratın MİT’in ayrı birimlerince yürütüldüğü ve başarılı bir dış politikanın güçlü bir istihbaratla sağlanacağını, “iyi istihbarat her zaman dış politikayı garanti etmez, ancak kötü istihbarat yanlış politika doğurur” diye yazan Hakan Fidan’la her Türk vatandaşı gurur duymalı.

Yıllardır generallerin yönettiği istihbarata atanması ve bu konuda bilimsel olarak kariyer yapan doktora tezinde  bilgi çağında diplomasi konusunu işleyerek MİT’in tarihinde ilk defa  Türk Silahlı Kuvvetleri’nin elinde bulunan GES komutanlığını (bu komutanlık Türk echelonudur) MİT’in bünyesine kattı. Bu esnada İsrail’in bu atamdan rahatsız olması dikkate alınması gereken en önemli unsurdur. Muhteşem bir kariyer, TİKA, yurtdışı görevler, Atom Enerjisi Kurumu, müsteşar  yardımcısı gibi  çalışmalarıyla iyi bir bürokrat olan Hakan Fidan’ın küresel çete komplosuyla ifadeye çağrılması ise cumhuriyet tarihinde bir ilk ve ülkemizin geleceğine yönelik tuzaklardan birisidir.

49 Türk büyükelçilik görevlimizin bu gün Türkiye’ye getirilmesinde en büyük pay sahibi milli istihbarat teşkilatımızın başındaki Sayın Hakan Fidan ve bu konuda gecesini gündüzüne katarak çalışan her kademedeki istihbarat görevlilerimizdir. Bu teşkilatımızla gurur duymalıyız. Artık Türk istihbaratı  siyasetçiyi, bürokratları, gazeteciyi dinleyerek Türk siyasetine dizayn etme alışkanlığından vazgeçmiş.  Rejimi korumak veya dönüştürmek değil iyi istihbarat ve çağdaş analizle Türk politikacısına ve yöneticilerine güvenilir bir istihbarat sunmaya devam edecektir.