Felsefematik
Matematik mi, aritmetik mi, hesap mı artık adı her neyse…
Çarpılmış kalmış vaziyetteyiz…Bizi elektriğin matematiği çarptı…Bizi sokağın matematiği çarptı…Bu arada doğalgazın ve su faturalarının matematiği de çarptı…
Sonra efendim, kira denen güzellik doğdu hayatımıza…
Bir bakış baktı, cüzdanları yaktı, kafayı bize taktı…
Matematik benim meselem değil dedi…
Müslüm Babanın meselesi, o gün bugün dilimizden düşecek gibi değil…
Kira meselesini çözmeye maaşlar kifayet etmedi…
Kirayı denkleştirenin elinde bir demet su, elektrik, doğalgaz ve benzeri fatura kaldı…
Matematik durdu…
Felsefe sordu…
Edebiyat hayal kurdu…
Borç vurdu, hayat savurdu, parasızlık kavurdu…
Matematikle zaten aramız iyi değildi…
Ne mi dedi matematik?
Ben elektriğe benzemem fena çarparım ha…
Sizin değil toplamaya, çıkarmaya bile gücünüz yetmez.
Hele çarpmaya hiç…
Bölmeye sıra gelinceye kadar…
Üsküdar’da sabah olur…
*****
Matematik ciddi bir iş…Her şeyin bir matematiği var, diyen, matematikçiler de felsefeye merak saldılar, felsefe yapmaya başladılar.
Matematik ve felsefe yan yana geldiğinde ne olur dersiniz?
Felsefematik gibi bir şey…Matematiğin felsefesi ya da felsefenin matematiği…
Bankamatik olur da, felsefematik olmaz mı?
Deterjanlar matik olurda, felsefe neden kendini güncellemesin, neden yeni bir takı almasın?
Biz nelere matik demedik ki…
Bankamatiğe matik baba dedik mesela… Para verdiyse sevdik, para kalmadı yazısını gördüğümüzde sövdük, demediğimizi bırakmadık, hırsımızı yenemedik yumrukladık ATM’leri…
Çünkü en önemli matematik paranın matematiğiydi…
Sabırla koruk helva olsaydı, bugüne kadar çoktan olurdu.
Felsefe bir yere kadar…
Yetiş edebiyat yetiş…denmiş olacak ki…
Edebiyat aldı sazı eline…
Küçük yaşta aldım sazı elime, dertli dertli vurdum sazın teline diye vurdu da vurdu sazın tellerine…
*****
Edebiyat bildik bileli aspirin gibi bir şey…
Avutuyor…
Şiir okuyor…
Ağıt yakıyor…
Etkili ve ruha işleyen konuşmalar yapıyor. Can evinden vuran kelimelerle cümleler kuruyor.
Açım diye gelen, açlığını unutup gidiyor. Sonra da ne diye gittim ne dinledim, nasıl ikna oldum, giderken açtım, şimdi daha da açım…Birçok şeye muhtacım diye dövünüyor.
Efsunlanmış gibi insanlar…
Laf salatası…laf piyazı…laf dolması…laf sarması…laf köftesi…laf döneri…
Laf baklavası…Laf simidi…Laf çayı…
Lafla peynir ekmek gemisi yürümez diye kim dedi?
Ahmet dayı, Mehmet dayı…
Bak yine laftan kuleler diktik, doldurduk geçtik bir ayı…
Matematik böyle bir şey işte…Lafın çarpması, elektrik çarpmasına benzemez…
Bizi laf çarptı…
Felsefematikle yıkandı üstümüz başımız…Piyasa da ne kadar matik varsa hepsinden daha temiz yıkadı…Olmaz diyenin lafını ağzına tıkadı…
*****
Felsefematik…Baş ağrısına, diş ağrısına, bel ağrısına sırt ve omuz ağrısına birebir.
Kap oradan bir bardak su…
At içine bir tatlı kaşığı…
Güzel bir karıştır sonra iç…
Sabahsa günün aydın, akşamsa gecen hayırlı olsun…
Yanında felsefeli ve felsefeyle karışık Matematik hazır bulunsun…
Dört işlem, güreşteki paça kazık oyunu gibi.
Dört taraftan bağlar adamı…
Edebiyatta laf, Matematikte rakam tonla…
İster böl ister çarp ikiyle, beşle, onla…
Neden mi?
Çünkü Felsefe, matematiğin iksiri, edebiyat panzehri…
*****
Matematikle takıldık takılalı, iki adım önümüzü göremiyoruz.
Matematik dokunuşların mimarı…
Her şeye dokundu, lakin bir bizi pas geçti.
Kimine göre ıskaladı.
“Şimdi uzaklardan bakan ben oldum…” diye bir şeyler mırıldanıyor.
Dargınız biraz. Aramızda az biraz limoni…
Bir ara “bana felsefe yapma” diye bir şey vardı ya…
“Bana matematik yapma” diye güncellense nasıl olur acaba?
Uzun lafın kısası…
“Ne yerde ne gökteyim” demiş ya şair…
Emeklinin yüzde 15,75’i, memur emeklisinin 11,54’ü, asgari ücretlinin yüzde otuzu eridi. Mart’a varmadan, Mart’ı görmeden bitti.
İkinci aydayız, önümüz mübarek Ramazan, iğneden ipliğe her şeye geldi zam…
Felsefe yanımızda, edebiyat kolumuzda, matematiği çanta yaptık astık omzumuza…
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.