GIDA GÜVENLİĞİMİZ NEDİR?
Bugün 16 Ekim “Dünya Gıda Günü” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş tarihi olan 16 Ekim, Dünya Gıda Günü olarak kutlanmaktadır.
Her yıl FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan Dünya Gıda Günü etkinliklerinde, gıda üretimi, tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konular gündeme taşınarak küresel anlamda büyük önem arz eden açlık ve açlıkla mücadeleye dikkat çekilmeye çalışılmaktadır.
Bu senenin teması “İklim Değişiyor, Gıda ve Tarımda Değişmeli” olarak belirlenmiş. Ülkemizde bu konuda ses getirecek bir etkinlik yok. Bekleyelim bakalım belki birileri hatırlar.
Dünya Gıda Günü’nde, değişen iklim koşullarına göre tarım politikalarının gözden geçirilmesi ve ürün deseninin bundan sonra bu gelişmelere uyumlu olarak belirlenmesi bekleniyor.
Çünkü ortalama hava sıcaklığındaki 1 derecelik artış, buğday, mısır ve pirinç gibi temel besin maddeleri üretiminde % 10 düşüş demekmiş. Halen dünya 1 derece ısındı şimdi hesaplar 2 derece üzerine. Sahi Türkiye’nin bu hesabı var mı?
Bu yazıyı yazarken televizyondan Sayın Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “Türkiye’de İş Ahlakı Zirvesi” konuşmasını dinliyordum. Sayın Başbakan Yardımcımıza bir çevreci olarak çok çok teşekkür ederim.
İş Ahlakı Zirvesinde Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş çok önemli konulara vurgu yaptı. Dünya gelir dengesizliğinin ne denli açıldığı bahseden Kurtulmuş’un bu konuşmasını lütfen herkes internetten alsın ve tekrar tekrar dinlesin. Dünya gelir dengesizliği ve dünyanın çevresel geleceği konusunda çok önemli tespitler ve vurgular yapan Sayın Kurtulmuş’un konuşmasını önce her kademedeki yetkililer dinlemeliler.
Evet gerçekten de sistem ahlakımız değişmelidir. Tüketim alışkanlıklarımız değişmelidir. Artık her konuda ki sistem ahlakımız gözden geçirilmeli ve ilk başta temiz havaya, temiz suya sağlıklı gıdaya erişmenin yolu açılmalıdır. Bu erişim herkes için adil ve yeterli olmalıdır.
Bizim yeni bir çevre ahlakına ihtiyacımız vardır. Tüketen ve kirleten değil üreten ve ürettiğini paylaşan tasarruf odaklı bir ahlaka sahip olmalıyız. Başta yediğimiz içtiğimizi, besinleri israf etmememiz gerekir.
Dünyada üretilen gıda maddeleri artan nüfusa yeterli olmamaktadır. Besin maddeleri üretiminin az olduğu yoksul ülkelerde açlık ve yetersiz beslenme sorunu vardır. Açlık, yetersiz beslenme, bedenin gerekli ölçü ve türde besin alamamasıdır. Açlık ve yetersiz beslenme konusu tüm ulusların ortak sorunudur.
Gıda konusundaki en önemli nokta israfı önlemektir. Örneğin üç büyük kentimizde her gün çöp kutularına atılan ekmek, yılda 4 bin ton civarındadır. Sadece bu bile gıda israfının büyüklüğünü göstermektedir. Bunu önüne geçmek hepimizin elindedir
Dünyadaki en büyük tüketici insanoğludur. İnsanın tüketici olarak ne yediğini bilmesi, sağlıklı ve hilesiz gıda tüketiyor olması yanında lezzet kabulünün de tatmin edilmesi büyük önem taşımaktadır. İşte burada “Gıda Güvenliği” kavramı ortaya çıkıyor.
Gıda güvenliği gıda kaynaklı hastalıkları engelleyerek, gıdaların işlenmesi ve depolanmasını ele alan bilimsel bir disiplin. Yani yediğimiz içtiğimizin sağlıklı olması demek. Birde buna iklim değişikliği eklenirse ne yapacağız?
ÇETİNCE: Yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.