Ziya Uysal

Ziya Uysal

Gözden Kaçanlar

Gözden Kaçanlar

Gelişmiş ülkelerin insanları bir işe başlayacağı zaman hedef pazar olarak masanın üstüne dünya haritasını seriyor. Çünkü onlarda ORGANİZASYON becerisi toplumsal bir nitelik kazanmıştır. Bizim atalarımız da öyleydi. Belki de o ülkeler bunu bizden öğrendiler. Ama son yüzyıllarda yaptığımız savaşlarda okumuş insanlarımızı şehit vere vere, bu kültürü ve beceriyi yeni nesillerimize kazandıracak, eğitimli kadrolarımızı da kaybettik. Şimdilerde biz, bir işe başlayacağımızda potansiyel hedef müşteri alanı olarak değil dünya haritasını, kendi ülkemizin haritasını, hatta mahalli haritayı bile masaya seremiyoruz. Birçoğumuz ancak kafamızdaki mahalle haritasını serebiliyoruz.

ORGANİZASYON becerimizi toplum olarak kaybetmemizde batıdaki coğrafi keşiflere ve teknoloji devrimine karşılık verememiş olmamızın da rolü var. İnsanımızı ülke sınırları içine hapseden vize uygulamasının, yoksul düşmüş olmamızın ve daha başka hususların da rolü var elbette. Ama en önemlisi bu eksiği görememiş ve imkanlarımız elverdiği halde eğitim sistemimize, eski ORGANİZASYON yeteneğimizi toplum olarak tekrar kazanacak, geliştirecek bir ilave yapamamış olmamızdır. Çünkü biz, gerçekten milli bir eğitim politikası uygulamaktan, çok sayıda dünya markası çıkarmaya kadar birçok işi bu yüzden başaramadık. Çok uluslu ve uzun ömürlü şirketler kuramamak, nüfusu onda birimiz kadar olan ülkelerin ihracat rakamlarına yetişememek de bu yüzdendir. Hala ons, misgal, feed, inç, diyor olmamız da. Çocuklarımıza bu beceriyi çok hızlı ve en ileri düzeyde kazandıramazsak bilelim ki bu böyle sürüp gidecektir.

Eğitimi ve mesleği olmadığı için iş veremediğimiz insanlarımızı, Almanların 1960 lardan bu yana otomobil ve beyaz eşya üretimi gibi, bizde eğitim gerektiren işlerde çalıştırabilmesi Almanların, bizden daha ileri düzeyde ORGANİZASYON becerisi kazanmış olmalarındandır. Bizdeki CENTO, SEATO, D 8, KEİB, gibi yöresel organizasyonların bile etkin olamaması ve kısa ömürlü olması karşısında NATO, BM, İLO, FİFA, İMF, AB gibi çok sayıda global organizasyonun daha etkin ve uzun ömürlü olmasındaki en önemli sebep batının, ORGANİZASYON bilgi ve becerisinde bizden ileride olmasıdır.     

Deniz, hava ve kara trafik işaretleri, sportif karşılaşma kuralları, çeşitli ürünlerdeki dünya standartları, Dünya ticaret kuralları gibi, batı ürünü birçok organizasyonun tüm dünyada etkin olması da bundandır.

Unutmayalım ki, kapsamlı uzay projeleri ve uzay mekiğinin kendisi bile çok sayıda ÖZEL SEKTÖR firmasının katılımıyla üretilen, ileri bir işbirliği ORGANİZASYONUNUN ürünüdür. Halkımızın tamamına ileri bir ORGANİZASYON becerisi kazandırmamış olmamızın daha pek çok konuda olumsuz yansımaları olduğunu görüyoruz. Ülkemizde siyasal rejim tartışmalarının hiç bitmemesi bundandır. Personel rejiminin bir türlü rayına oturmaması, deneyime hiç yer vermeyen KPSS’nin hala ilk haliyle devam ediyor olması, köy kalkınma kooperatiflerinin iyi işlememesi de bundandır. Bu örnekler hukuk sistemi, eğitim sistemi, seçim sistemi gibi birçok konunun, kıyamete kadar rayına hiç oturmayacak gibi durması ve yaz-boz tahtasına dönmesi, belediyeler tarafından bin bir emek ve masrafla yapılmış kaldırımların, tamamlandıkça başka bir kurum tarafından tekrar kazılıyor olması şeklinde uzar gider. Organize sanayi bölgeleri, sanayicimize ucuz arsa üreterek, onları bir arada toplanmaya ve organize olmaya özendirmek için, bu işi bilen, iyi niyetli yöneticilerce başlatılmıştır. Gelin görün ki ORGANİZASYON konusunda insanımızın yaygın, yeterli bilgi ve beceriye sahip olmaması yüzünden uygulama öyle olmamıştır.

Örneğin, Konya gibi arazinin en bol ve ucuz olduğu bir yerde dahi şehrin 35-40 Km. dışındaki 4. Organize Bölgesinde bile bu gün 20.000 m2 büyüklüğünde bir fabrika arsası 1,5- 2 milyon lira gibi çok pahalı bir fiyatla sanayiciye satılmaktadır. Sanayici böyle bir bedel ödedikten sonra o arsalar üzerine pahalı, modern tesisler yapacak ve zavallı sanayiciye döner sermaye de kalacak öylemi? Kaç sanayicinin imkanı buna elverir? Bu uygulama ancak sermayesi güçlü yabancı şirketlere yarar. Oysa kendi fabrikalarımıza da ülkemizin şiddetle ihtiyacı var! Çocuklarımıza yaygın ve ileri düzeyde bir ORGANİZASYON EĞİTİMİ verilmediği için bu beceri ülkemizde toplumsal bir nitelik kazanamamıştır. Bu sebeple halkımızda kolektif ve global düşünme ve davranma refleksi de zayıf kalmıştır. Bu sebepledir ki, birçok insanımız bu anlatılanları bile anlamaktan çok uzaktır. Geçmiş dönemlerde çok sayıda banka ve holding batmıştır. Bunların o şekilde kurulmasına ve o şekilde işletilmesine fırsat tanımayan yasal düzenlemeleri yapıp, yapamamak da bu beceriyle ilgilidir. Onların ayakta kalmalarını sağlayacak düzeyde bir iç yönetim ORGANİZASYONU yapamamış olmaları da bundandır. ORGANİZASYON becerileri daha çok gelişmesi için çocuklarımıza, olabilen en erken yaşlardan itibaren akranlarıyla BİRLİKTE oyun kuracağı, BİRLİKTE oyun oynayacağı, güvenli alanlar sağlanması, okul öncesi eğitimin daha da yaygınlaştırılması ve daha ileriye götürülmesi çok önemlidir. Böylelikle insanımız, dünya çapında ortaklıklar kurma, global çapta organizasyonlar düzenleme, ekip kurma, hükümet kurma, devlet düzeni kurma, kurallara uyma, kurulmuş organizasyonlarda etkin yer alma, gibi çok önemli konularda daha başarılı olacaktır. Şirket birleşmeleri, kümelenme, çok ortaklı ve bilhassa yabancı ortaklı şirketler kurma, yabancı ülkelerde temsilcilikler, distribütörlükler oluşturma, pazarlama ORGANİZASYONLARI yapma, diğer ülkelere daha çok bilgi, teknoloji, hizmet ve mal pazarlayabilme gibi birçok konuda zayıf kalmamış olur. Devletçi, komünist ekonomi başarılı olmamış ve günümüzde unutulmaya yüz tutmuştur. Ama bize komünist ekonomiden bulaşmış olan bir yanlış anlayış hala capcanlı bir şekilde duruyor ve bizi de durduruyor. Bu anlayış, özel sektöre olan soğuk bakış, güvensizlik ve hatta gizli düşmanlıktır. Bazıları buna servet düşmanlığı da diyor. Bu anlayışa sahip olduğu halde bunun ülkeye ne çok zarar verdiğini bilmeyen çok sayıda iyi niyetli insanımız kamu kurumlarında, özel sektörde, her yerde var. En önemlisi, bu yanlış zihniyetin değişmesi gerektiği hep söyleniyor ama bu değişikliği yapacak olanların da bir kısmı zaten bu virüsün kurbanı durumunda. Diğerlerinde de bunu başaracak ORGANİZASYON becerisi yok ki; bu iş bir türlü yapılamıyor.

Ülkemizdeki ezberci, teorik eğitim alışkanlığı, yerini hızlı bir şekilde uygulamalı eğitime bırakmadıkça biz o hedeflere ulaşmayı daha çook bekleriz. Tüm insanımıza özel sektörün de aynı kamu sektörü gibi bir milli değerimiz olduğu anlatılamadıkça ilerleme motorumuz iyi çalışmaz. Yeni kuşaklarımıza, gerektiğinde bu gibi yanlış anlayışları hızlı değiştirebileceği, ileri bir ORGANİZASYON yeteneği kazandırmadıkça 2023 yılında da, 3023 de de beklediğimiz ilerlemeyi göremeyiz. 

Allah rızası için soruyorum, bu çalışmalar ahrette mi yapılacak? Saygılarımla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ziya Uysal Arşivi

SAPMA

16 Eylül 2019 Pazartesi 00:01
SON YAZILAR