Hani kahpeler arkadan vururdu?
Allah’ım bize akıl, fikir, feraset, sabır, güç, kuvvet ver.
Bu ülke insanı 80 öncesini de yaşadı. Kardeşin kardeşi vurduğunu da gördü. Baba ile oğulun küs gittiğini de yaşadı. Ama Allah sizleri inandırsın böylesini görmedi.
Bir gün önce Dağlıca’da askere saldırı, 16 asker şehit
Daha bu askerlerin cenazeleri evlerine gitmeden bu kez de Iğdır’da polis aracına saldırı, 14 polis şehit.
Bir tek akli selim çıksın ve bunun adını koysun.
Sosyal medyada yaralı askerlerimize yapılan ilk müdahaleyi izledikten sonra bir saat oturduğumuz yerden kalkamadık.
Kahpe her zaman kahpe idi.
Kahpenin kahpeliği değişmez.
Ama kahpe eskiden arkadan vururdu şimdi alnımızdan vuruyor.
Allah aşkına bunun adı nedir?
Evet hayat acımasızdı. Evet hepimizin bu yalan dünyada biçilmiş bir rolü var ve bizler onu oynuyoruz.
Kadere inanıyor ve iman ediyoruz.
Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, “Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka bir şey değildir” diyor.
Peki iki gündür ülke olarak yaşadıklarımız karşısında dua ederken, göz yaşı dökerken millet olarak nereden nereye geldiğimizin farkında mısınız?
Bu millet bir aydır her Allah’ın günü “bir şehit”, “üç şehit” diye nerede ise şehit haberlerine yıllar sonra kanıksanır hale getirilmiş iken bu kez 10’ar, 10’ar gelen şehit haberleri.
Allah rızası için dün bu şehrin insanına yakından bir baksaydınız.
Herkesin, hepimizin omuzları çökmüş suratlarımız dağılmış vaziyette idik. Ateşin yaktığı tüm şehit ailelerine ecir sabır güç kuvvet dilerken elimiz kolumuz bağlanmış şekilde çaresiziz.
Ve bu acı içerisinde hayat devam ediyordu. Millet olarak ne içtiğimizin farkında olmadan sigaramızı da içiyor çayımızı da içiyorduk.
Hayatın acımasızlığı dedikleri buydu galiba.
Kalfalar semt pazarından raylardaki çalışmalara kadar tıkanan trafiğe isyan büyüyordu.
Bir değil üç beş STK’daki görevi ile şehirle hemhal olmuş dostumuz iş adamı Arif Doğru arıyordu. Raylardaki çalışmalara isyanında bardak taşmış. Arif Bey, Büyükşehir’i aramış, durumu anlatmış. Büyükşehirde ki görevli, “Bizi değil şu numarayı arayın” demiş. Arif Bey o numarayı aramış. Telefonun öbür ucundaki ses “Selçuklu Belediyesi” deyince Arif Bey utancından hemen telefonu kapatmış. Hemen tekrar Büyükşehir’i aramış durumu bir kez daha izah etmiş. Bu kez “şu numarayı arayın” demişler. Arif Bey bu kez o numarayı aramış telefona cevap veren beyefendi, Arif abiyi dinledikten sonra “Abi biz kamyoncuyuz o işten anlamıyız” diyormuş.
Ve Arif abimiz Büyükşehir’i aramaktan vazgeçip bu kez bizi arıyordu.
Arif abi çıldırmış vaziyette idi. “Abi Ramazan ayından bu yana çalışma mı olur? Bu ülkede üç ayda tünel yapıyoruz. Boğaz Köprüsü yapıyoruz, ancak biz hala rayları onaramıyoruz. Uğur abi çünkü çalışan kimse yok” diyordu.
Bizde şuna şahidiz ki ilgililerde bu çalışma performansından memnun değiller ama dedik ya bu işlerde bir gariplik var, havada ağırlık var.
Allah beterinden saklasın, hakkımızda hayırlısını versin demekten başka da elimizden bir şey gelmiyor.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
“NasıIsın?” diye sorma. ÜIke gibiyim; bir yanımız kan, bir yanımız gözyaşı.
NE ZAMAN DAHA İYİ ADAM OLURUZ?
Artık şehit haberleri gelmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.