HOCALARIN BULUŞMASI
Devleti idare eden üst iradenin gündemini meşgul edecek kadar tartışmaya neden olan ve haksız saldırılara maruz kalan Nurettin Yıldız Hoca olayı şer gibi görünse de önemli konularda farklı anlayışa sahip hocaların bir araya gelip ortak hareket etme iradesini gösterme gibi hayırlı bir işe vesile olmuştur.
Bu durum benim açımdan önemli olmanın çok çok ötesinde takdire değer bir gelişmedir. Çünkü, Müslümanların İslam düşmanlarına karşı güç birliği yapmaları inancımızın gereği olduğu gibi Ehli Sünnet akidesinin yaşaması içinde çok önemlidir.
Bu buluşmanın gerçekleşmesine vesile olan başta Cübbeli Ahmet Hoca olmak üzere Nurettin Yıldız, Muhammed Emin Yıldırım, İhsan Şenocak ile İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ı en içten duygularla tebriklerimi sunuyor; bu birlikteliğin çok katılımlı ve daim olması için Yüce Rabb’ime dua ediyorum.
Türkiye’deki tüm Müslümanlar iman ve itikade aykırı olmayan meşrebi ve metodi farklılıklarını bir kenara bırakarak Ehli Sünnet üst kimliği altında birlikte hareket etmelidirler. Bu birliktelik hem ülkemiz Müslümanları hem de dünya Müslümanlarının geleceği için olmak zorundadır.
Kim bu birlik iradesine katkı yapmaz hele hele karşısında olursa inanın Hz. Allah(cc)’a hesap veremez; bu böyle biline! Birliğe karşı olmanın hiçbir mazereti olamaz; hiç kimse mazeret üretemez!
Türkiye’deki turfanda muhafazakâr kesime sesleniyorum! Kara propagandaların etkisiyle hocalarımıza, cemaatlerimize, dava adamlarımıza saldıranların tuzağına düşmeyiniz; anlayıp dinlemeden gelişi güzel ağzınıza geleni konuşmayınız! İslami hususların gelişi güzel konuşulması bazılarının ekmeğine yağ sürerken sizlerin imanına zarar verebilir!
Son zamanlarda haksız saldırılara maruz kalan Cübbeli Ahmet, İhsan Şenocak, Nurettin Yıldız gibi hocalar ile Büyük Dava Adamı Kadir Mısıroğlu’na sahip çıkmalıyız. Bu insanlara yapılan saldırılar kendilerine gibi görünse de onlara değil; bunlar üzerinden inancımıza ve değerlerimizedir. Bunu hâlâ anlamadıysanız, anlayınız!
Bu saldırılara maruz kalanların kime destek, saldıranların kime karşı olduğunu azıcık düşünün! Unutmayın, dostlarını gözden çıkaranlar dostlarının gözünden düşmekle kalmaz gönüllerinden de düşerler!
Benim özellikle üzerinde durmak istediğim bir husus daha var. Aklı eren ermeyen, bilip bilmeyen herkes cemaatlere, şeyhlere, Mürşidi Kamillere vuruyor!
Arkadaş, Ehli Sünnet İslami Cemaatler, tarikatlar kimsenin şamar oğlanı değil! Bu insanlar vatanını milletini gönülden seven, memleketin selameti için seslerini çıkarmayan, kırılmalarına rağmen kırgınlıklarını söylemeyen müstesna insanlardır! Ülkemizin en saf ve temiz insanları bunlardır. Aklınızda bulunsun “üzülmüyor” değiller.
Tarikat şeyhi kılığında ortaya çıkan şarlatanların söz ve davranışlarını tüm tarikatlara genelleyerek yalan ve aşağılık iftiralarla kötüleme hakkınız yok! FETÖ darbe yapmaya kalkar; FETÖ’ye her zaman karşı olan Ehli Sünnet Cemaatler zararını görür, suçlanır!
Yüzde yüz değil; yüzde bir milyon garanti veriyorum; Ehli Sünnet bir cemaate mensup kişi asla ve asla devletine ve milletine karşı ihanet etmez, edemez. Bu insanlar “Vatan sevgisi imandandır” düsturuna gönülden bağlıdırlar.
Ehli Sünnet inancın ülkemizde hayat bulmasında Ehli Sünnet Cemaatlerin çok büyük rolü var. Bu rolden kaynaklı tarikat mensubu insanlara “Şeyhlerini peygamberlerden önde tutarlar; şeyhine dokununca cennete gireceklerini söylerler; akıllarını kiraya verirler; şeyhlerini aracı olarak kullanarak şirke girerler…” diyerek, en aşağılık şekilde iftiraları atarlar. Bunlar külliyen yalan ve saçmadır!
-Gayeleri Hz. Allah(cc)’ın şeraitini insanlara öğretme ve yaşatma olan tarikatlar; şeraitin aksi bir tutum ve davranışlarda bulunabilir, şeyhlerini peygamberlerden üstün tutabilirler mi? Böyle deli saçması akılla izahı mümkün olmayan iftiralar nasıl inanılabilir? Siz, Hz. Allah(cc)’ın adaletinden korkmuyor musunuz?
Hiçbir İslami Cemaat mensubu kişi asla ve asla şeraitin aksine söz ve davranışlarda bulunamaz, bulunan varsa; bunların kesinlikle tasavvuf ve tarikatla alâkası yoktur. Kim, (şarlatan sahte şeyhler ve müritler hariç) var diye iddia ediyorsa gelsin bana, ben olmadığını ispatlayacağım. Siz, televizyonlara çıkıp ben şeyhim, mehdiyim diyen bir sürü manyağı şeyh mi zannediyorsunuz?
Sonuç olarak şunu söylüyorum; Ehli Sünnet akidesine bağlı herkes ister birey isterse cemaat olsun birlik içinde hareket etmek zorunda ve bu birlikteliği kurumsallaştırmalıdır.
Hz. Allah(cc), “innemel mü’minune ihvetun” yani “mü’minler ancak kardeştir”Hucurat-10) buyuruyor.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.