Emniyet yetkililerimiz bize kızmasınlar ama ortalığın sıkıntılı hallerinden dolayı, insanımız gölgesinden korkar hale geldi.

Bunu görebilmek için orta yerlerde bağırmak, birilerinin üzerine benzin dökerek kendisini filan yakmasına gerek yok.

Toplum kendiliğinden hatta insanlar farkında olmadan bilinçaltı bir takım değişikliklere giderler.

Mesela uçuk rakamlı süper lüks güvenlikli sitelerimizin çok hoş, yüksek ve orijinal duvarları vardı.

Sonra bu duvarların üzerine teller yapıldı.

Veee sonra bu tellerin üzerine de jiletli tel (!)…

Eskiden bizim köylerde ya da bahçeli evlerimizde dikenli teller olurdu. Bu dikenli teller genelde insanlar için değil hayvanlar içindi.

Ama geldiğimiz noktada şehrin en lüks ve pahalı semtlerinde bile güvenlik korkusu insanları şato(!)larda oturtmaya başlattı.

Mesela iki yıl oldu herhalde. Bir okurumuz güvenlikli sitesinden fotoğraflar gönderip jiletli tellerin Selçuklu Belediyesi tarafından söktürüldüğünü de görüntüleyerek Uğur İbrahim Altay’dan şikayetçi oluyordu.

Siz bizim arada birçok kızıp sazan gibi atladığımıza bakmayın. Bir şeyi yazarken karşı tarafı mutlaka ararız. Ya da olayın fotoğrafını, görüntüsünü yani belgesini tamamlarız. 

O gün için Selçuklu Belediyesini arayıp böyle böyle bir şikayet olduğunu bunun gerekçesini sorduk. Aldığımız ilk cevap çok net idi. “Bu şehrin ya da Selçuklu’nun bir mimari güzelliği estetiği olmalı. Söz konusu yer lüks güvenlikli bir site. Bu sitenin her yerinde kameralar var. Ayrıca 24 saat özel güvenlik görevlileri var. Dahası duvar ve duvarın üzerinde de dört bir yanında teller var. Tüm bunların ardında Jiletli tel de neyin nesi?”…

O gün için bize de mantıklı geldi. Güvenlik ise güvenlik. Önlem ise önlem. Dahası süper önlem. Bu kadar tedbire rağmen içeriye girecek gidiyi Jiletli tel mi engelleyecek?

Hem bu jiletli tel estetik gerekçeler de bir yana kuşlara, hayvanlara da farkında olmadan zarar veriyor.

Yine de olayın takipçisi olduk. O günlerde çok toz kaldıran bu yasak zaman içerisinde Konya merkezde tüm ilçelerde uygulanmaya başladı. Büyükşehir Belediyesi encümenine de bu konuda teşekkür ederiz.

Yani işimiz koruma korunma durumuz için son çare özünde ilk çare Allah idi. Bol bol okuyacağız. Okuyup üfleyeceğiz ve şerefsizlerin şerrinden korunmaya çalışacağız. Yaptığımız ve yapacağımız da bu idi.

Çünkü polis yakalasa, vatandaş yakalasa hatta suçüstü yapsa şikayetçi olan karakollarda mahkemelerde sürünürken onlar ellerini kollarını sallaya sallaya şanlarına yakışanı yapmaya devam ediyorlar.

İşte tam bu noktada bizi sevip inanan şehir içinde duyarlı veee konumu kimliği ile de bayağı bir kartviziti dolu abimiz geçenlerde şu aşağıda ki fotoğrafları çekip bize gönderiyordu 

Ve altına da şunu yazıyordu “Uğur Abi burası senin de Sille’deki eve giderken ana cadde üzerinde sol kolunun üzerinde ve hareketli bir marketin olduğu yer. Burada da ne kadar acı ki çoluk çocuğun elini her an kesebilecek jiletli tel. Yazık günah değil mi?”

………..

Gittim baktım dostumuz az bile söylemiş.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Her ağızda, her teIde faniIik diriItisi, sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Meram Yaka’da Çinili Çeşme kavşağında bayan sürücü kırmızı ışıkta milletin gözünün içine baka baka geçmediği zaman daha iyi ADAM oluruz.