“Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmaz” diyerek karganın kılavuzluğundan hep şikayet edilir. Karganın “aptal” olduğunu ispat için de tilki ile hikayesi anlatılır. Malum hikaye:

            Karga bir ağaçta peynir yiyormuş da, uyanık tilki de ağacın altına gelmiş “Karga kardeş o güzel sesinle bir şarkı söyle de kulağımızın pası silinsin” demiş. Karga da (aptal olduğu için) bu iltifata dayanamamış ağzını açar açmaz peyniri düşürmüş. Uyanık tilki de peyniri kapıvermiş. Bu Fabl örnekleri her ne kadar Hintli Filozof Beydeba’nın olsa da, La Fontaine kendisini tilkinin yerine koymuş olmalı ki uyanıklık ederek kendisine mâl etmiştir.

            Ayrıca Beydeba’nın Kelile ve Dimne adlı eserinde karga hiç de aptal olarak lanse edilmiyor. Karganın aptal olmadığına ben de şahitlik ederim ayrıca. Nasıl derseniz:

            Ben son katta oturuyorum. Evimiz teras çatı. Yani beton. Zaman-zaman terasa çıktığımda öbek-öbek ceviz kabuğu gördüğüm için komşularıma buğz etmişliğim vardır. “Ne insanlar yahu. İnsan cevizini kırar da kabuğunu toplamadan gider mi” diyerek içimden çok söylendim. Ama mesele hiç de öyle değilmiş. Meğerse kargalar aptal değillermiş ama, hırsızlarmış.

            Kargalar çaldıkları cevizleri kırmak için bizim çatı gibi sert zemin arıyorlar. Buldukları zaman yüksekten bırakıyorlar. Kırılan cevizin içini yiyor, kabuğunu da hediye olarak bize bırakıyorlarmış.

            Ben ne anlatacaktım, konu nerelere saptı?

            Ben “Soner Yalçın” diyecektim. Soner Yalçından kılavuzu olanın yüzü iktidar görmez diyecektim. Niye diyecektim bütün bunları?

            Çünkü zat-ı muhterem bir televizyon programında, körler sağırlar birbirini ağırlar misali esmiş, yağmış, gürlemiş. Neler dememiş ki?

            “Lamı, cimi yok. Bu Erdoğan gidecek kardeşim. Başka yolu yok. Gi-de-cek!”

            İşte aynen böyle demiş.

            Bunlar muhalefetin güçlü kalemlerinden. Bunlar muhalefetin akıl hocaları. Bunlar muhalefetten daha muhalif yol göstericiler. Yani bunlar kılavuz. Yani karga misali diyeceğim ama, demiyorum. Karga kadar akıllı olsalar, önce muhalefetin yanlışlarını ortaya koyarlar. “Bakın bu yaptıklarınız yanlış” derler. “Bu yanlışları düzeltmeden iktidar olamazsınız” derler.

            Ama onlar ne yapıyor?

            Ha bire gaz veriyorlar. Hava gazı. O da bir işe yaramıyor şekil A’da görüldüğü gibi.

            Gidecekse gitsin tabi. İstemeyenin karnı ağrısın. Erdoğan’dan daha iyisini bulursanız  beraber gönderelim. Erdoğan babamızın oğlu değil. Kara kaşı, kara gözü için seçmiyoruz. Duygusal bir bağımız da yok.  Ama onların ideolojik saplantılarının hatırına  da macera yaşamak istemeyiz. Mantıklı bir mazeret göstersinler. Mahalle kadınlarının ürettikleri cinsten dedi-kodular bizi tatmin etmiyor çünkü.

Ya da şarkıdaki gibi seslenmek lazım:

Kılavuzun gereği yok yolun sonu görünüyor.